20 kişinin tecavüzüne uğrayan birinin suçu ne?

Tarih: 19.07.2018 - 20:13 | Güncelleme:

Soru Detayı

- ​20 kişinin tecavüzüne uğrayan birini ve Allah’ın imtihan etmesini nasıl anlayabiliriz?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

​- Önce imanı olan ve Kur'an ve sünnet bilgisi bulunan her insan çok iyi bilir ki, Allah -hiçbir günaha razı olmadığı gibi- bu tecavüz eylemine de asla razı değildir. Demek, bu işin faturasını Allah’a kesmek büyük bir gaflet, cehalet ve dalalettir.

- Peki, işlenen günahlar Allah’ın iradesi dışında mı gerçekleşiyor?

Allah’ın iradesi, meşieti / dilemesi iki türlüdür:

1) Biri, Allah’ın yaratmasıyla ilgili olan iradesi. Buna “meşiet-i tekviniye” adı verilir. Yani Allah irade etmeden, dilemeden hiçbir şey var olmaz. Bu gerçeği nazara alan Ehl-i sünnet “Hayrı da şerri de Allah yaratır.” demişler.

Buna göre herhangi bir günahın, bir suçun içinde insan gücünün üstünde yaratmaya muhtaç noktalar varsa, onları mutlaka Allah yaratır. Örneğin, bir insan bir adama -öldürmek maksadıyla- kurşun sıkar, bu teşebbüs bu adamı katil yapar. Fakat, adamın canını alan Allah’tır. Çünkü bu bir yaratma fiilidir, kul bunu yapamaz.

İlmi bir ifadeyle, “katl” bir mastardır, gerçekte öldürme eylemini gerçekleştirme manasına gelir. Bunu gerçekleştiren kul olduğu için ‘katl”in faili olan adam da katil vasfını alır. Allah ise, “hasılı bil-mastar” olan ölüm olayını gerçekleştirir. Bunun için Allah’ın bir adı da “Mümit”tir.

Demek ki, burada hem insanın hem de Allah’ın iradesi (irade-i tekviniye / yaratma iradesi) vardır. İnsanın iradesi işin teşebbüs, vesilelik, sebebiyet verme safhasıyla; Allah’ın iradesi ise, bu işin neticesini yaratmakla ilgilidir. Burada suç tamamen insana aittir.

2) İradenin diğer anlamı ise, Allah’ın emrettiği şeye yönelik sevgisi ve rızası kastedilir. Buna “meşiet-i teşriiye” adı verilir. Allah, peygamberleri, kitapları göndermekle bu iradesinin varlığını, yani neyi sevip neyi sevmediğini ilan edip ders verir. Allah bu anlamıyla hiçbir günahı irade etmez. Çünkü Allah fesadı sevmez, kullarının küfür işlemelerine razı olmaz ve çirkin şeyleri, hayasızlığı emretmez.

“... Allah kullarının küfre girmelerine razı olmaz...” (Zümer, 39/7),

“Hem kibirli kibirli yürüme! Zira (ne kadar kibirlenirsen kibirlen), ne yeri yarabilirsin ne de dağların boyuna erişebilirsin. Böylesi davranışların hepsi kötü olup, Rabbinin nazarında hoş görülmeyen şeylerdir.” (İsra, 17/37-38)

mealindeki ayetlerde Allah’ın çirkin işlere razı olmadığı, onları teşri manasında irade etmediğini göstermektedir.

- Buharî’nin rivayet ettiğine göre, bir konuşma esnasında S’ad b. Ubade “Allah’a yemin ederim, eğer bir adamı eşimle birlikte görsem, onu kılıcımla paralarım.” demiş; Hz. Peygamber (asm) bunu duyunca şöyle buyurmuştur:

"Siz Sad’ın gayurluğuna / kıskançlığına mı şaşıyorsunuz? Allah’a yemin ederim ki, ben ondan daha gayurum, Allah da benden daha gayurdur; bu sebepledir ki, gizli-açık her türlü fuhşu yasaklamıştır.” (Buharî, Tevhid, 20).

Bu sahih hadisten anlaşılıyor ki, Allah (bırakın kötü bir işi emretmesi, irade etmesi) gizli açık her türlü kötü işleri -çok çirkin gördüğü ve hiç benimsemediği için- yasaklamıştır.

- Demek ki, ayet ve hadislerin bize verdiği bilgiye göre, Allah hiçbir kötülüğün işlenmesinden hoşlanmaz, onu irade etmez, ona rıza göstermez. Aksine, gizli-açık her çeşit günahları, gayretullaha dokunduğu için kesin olarak yasaklamıştır.

- Peki, o halde neden Allah, insanların yaptıkları kötü işlerine, tecavüzlerine  engel olmuyor?

Bunun cevabı şudur:

Şüphesiz Allah her kötülük gibi, tecavüz suçunu da engelleyebilir. Çünkü Allah ezeli ilmiyle -geçmiş ve gelecek- her şeyden haberdardır ve her şeye kadirdir. Fakat Allah, insanlar için açtığı imtihanı her şeyi kuşatan ezeli ilmine göre değil, insanların kendi özgür iradeleriyle yaptıkları işlerin durumuna göre değerlendirir. Çünkü böyle olması imtihanın adil olmasının gereğidir. Öyleyse, Allah imtihanı kazandıran işlerin yapılmasına izin verdiği gibi, kaybettiren işlere de izin verir.

Eğer, Allah, tecavüz edenin elinden tutsa, katilin elinden tutsa, hırsızın elinden tutsa; dedikodu yapan, gıybet eden, fitne fesadı teşvik eden insanların ağzına kilit vursa, bu takdirde açılan imtihanın kaybedeni olmaz ve imtihan, imtihan olmaktan çıkar. O halde, güzel işler yapan kimselere fırsat verildiği gibi, kötü işler yapan kimselere de fırsat verilmesi adaletin gereğidir.  

- Bilindiği gibi, "Din bir imtihandır." İmtihanlarda herkesin özgür iradesiyle hareket etmesine fırsat vermek esastır. İyilik ve kötülük ölçüsü bizzat dinin kendisidir. Din olmadan ne iyilik ne de kötülük diye bir olgu olurdu. Dinin emirleri ve yasakları din imtihanının yegâne malzemesidir.

Bu emir ve yasaklara riayet edenler iyi insan unvanını alır. Bunlara uygun davranmayanlar da kötü insan lakabını alır. Bu ölçüler çerçevesinde cennete eleman alınır.

Eğer Allah herkesin yapacağı günahına mani olursa, o zaman imtihan diye bir şey ortada kalmaz. Çalışkanlarla tembeller, elmas ruhlu kimselerle kömür ruhlu kimseler aynı seviyede olurlar ki bu büyük bir haksızlık olur. Allah’ın uygulamaya koyduğu dinin esaslarına göre hareket etmemizi istemesi, imtihanı kazanmamızı istemesindendir. Bu ise onun kullarına karşı gösterdiği şefkat ve merhametin göstergesidir.

Elbette her imtihanda olduğu gibi, din imtihanında da başarısız olanlar da olacaktır. İmtihanı kazanan iyilerle imtihanı kaybeden kötüleri birbirinden ayırmak için, insanların özgür iradeleriyle yapmak istediklerine müdahale etmemek gerekir.

- Netice olarak, Allah’ın sonsuz merhamet ve adalet sahibi olduğunu yakından bilen müminler olarak şunu diyebiliriz ki, Allah’ın adaleti, tecavüzcileri hakkettikleri cezaya çarpmak suretiyle, onları analarında doğduklarına pişman edeceği gibi, sonsuz rahmet ve şefkatiyle mağdur olanların da bütün mağduriyetini giderecek, bu zulmü ona unutturacak büyük mükâfatlar verecektir.

Aziz ve Âdil, Rahîm ve Kerîm olan Allah’a sonsuz hamdü senalar olsun!

İlave bilgi için tıklayınız:

Allah'ın, küçük çocuklara tecavüz edilmesine izin vermesi nasıl ...
Tecavüze uğrayanların suçu ne?

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 1.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun