Allah, Peygamberimizin anne ve babasını diriltti mi?

Tarih: 15.10.2019 - 20:02 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Bu hadis uydurma mıdır değilse açıklar mısınız?
- Hz. Aişe (r.anha)’ye isnad edilen bir rivayete göre Hz. Peygamber veda haccı esnasında Hacun dağında Hz. Aişe (r.anha)’nin yanına uğradığında oldukça hüzünlü ve ağlar bir vaziyetteyken sonra gayet neşeli ve güler yüzlü bir şekilde tekrar gelmiş, bunun sebebini soran eşine:
 “Annem Âmine’nin kabrine gittim ve Allah’tan ona hayat vermesini diledim. Allah da hayat verdi, annem bana iman etti ve Allah tekrar onu geri aldı.” diye cevap vermiştir.

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Bu hadisi İbn Şahin “en-Nasihu ve’l-Mensuh”; Hatib el-Beğdadi ise, “es-Sabiku vel-lahık” adlı kitabında zikretmiştir. (bk. Suyuti, el-Havi, 2/440)

Muhakkik İslam âlimleri tarafından bu hadisin zayıf veya mevzu olduğuna hükmedilmiştir. (bk. İbnu’l-Cevzi, el-Mevduat,1/283; İbn Kesir, el-Bidaye ve’n-Nihaye, 2/261; İbn Teymiye, Mecmuu’l-Fetavi, 4/325)

Bununla beraber bazı ehl-i tasavvuf, bunun bazı ehl-i tahkikin keşif yoluyla tesbit etmiş olabileceğine işaret etmişlerdir. (bk. Beycurî, Cevheretu’-Tevhid, 30)

Allah’ın kudreti bakımından bunun imkansız olmadığı kesindir. Fakat ilmi delillerle ispat edilmeden (yalnız keşif ile) tesbit edilmez. (İbn Kesir , a.g.y)

Söz konusu hadis rivayeti senedi bakımından eleştirildiği gibi, diğer bazı deliller de öne sürülmüştür. Örneğin bu rivayetin, Sahih-i Müslim’de Hz. Peygamber (asm)’in “Annesi için istediği mağfiret talebinin reddedildiği...” (Müslim, Cenaiz, 106), soru soran bir adama Hz. Peygamber (asm)’in: “Benim babam da senin baban da ateştedir...” (Müslim, İman, 347) dediği sahih hadis rivayetlerine aykırı olduğu ifade edilmiştir.

Keza, öldükten sonra imtihanın olmayacağı ve dolayısıyla iman etmenin de söz konusu olamayacağına dair husus, İslam ümmetinin kabul ettiği bir prensiptir. Hz. Aişe’den nakledilen rivayet buna da aykırıdır.

Bu rivayetin sahih olmadığı konusunda bir tereddüt yoktur. Ancak Hz. Peygamber (asm)’in anne-babasının cehennemlik olduğunu söylemek de kolay olmasa gerektir. Çünkü:

a) Daha önceki dinler ve peygamberler sadece kendi kavimlerine ve bölgelerine gönderilirdi. Bu nedenle aynı anda çok peygamber beraber olmuş ve sadece kendi insanlarına karşı sorumlu olmuşlardır.

İşte Hz. Amine validemiz ile muhterem kocası Hz. Abdullah diğer dinlerden sorumlu değillerdi ve sadece hanif dininden geriye kalanlarla amel ediyorlardı.

Onlar Hz. İbrahim ve Hz. İsmail'den intikal eden ve Haniflik adıyla bilinen dinî bir ananeye tabi idiler, bu dinin mümini idiler. Böyle vefat ettikleri için de cennetliktirler.

b) Hz. Peygamber (asm)’in anne-babası ilahi hikmetin ön görmesiyle onun peygamber olduğu dönemine ulaşamadılar. Bu sebeple mükellef de olmamışlardır ki yaptıkları yanlışların bir suç teşkil etmesi düşünülemez.

c) İslam âlimlerinin büyük çoğunluğuna göre, Fetret döneminde ölen insanlar cennete gireceklerdir. Fetretin tam içinde yaşamış Hz. Peygamber (asm)’in anne-babası için aleyhlerine özel bir hukukun uygulanması insaf ve adalet ölçüsüne aykırıdır. 

d) Hz. Peygamber (asm)’in hürmetine amcası Ebu Talib’in azabının çok çok hafifletilmiş olduğu bilgisi de hadis rivayetlerinde vardır.

e) Amcasının bile azabının hafifletilmesine vesile kılınan Hz. Peygamber (asm)’in kendi öz anne-babası için bir şey yapamayacağını düşünmek bozulmamış vicdanlarda şok etkisi yapar.

f) Hem zahiri, hem batıni ilimlerin zirvesine çıkmış, hem kesbi olarak İslam literatüründeki 90 temel kaynak eseri ezberine alan, onlarca ilmi ve ilhami keşifleriyle çağımızı aydınlatan Bediüzzaman Said Nursi’nin şu ifadeleri de ehl-i imanın imanını itminana kavuşturmaktadır:

“Diyorsunuz ki: Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'ın peder ve vâlideleri ve ceddi Abdülmuttalib'in imanları hakkında akva ve esahh olan haber hangisidir?"

"Elcevab: Yeni Said on senedir yanında başka kitabları bulundurmuyor, bana Kur'an yeter diyor. Böyle teferruat mesailinde, bütün kütüb-ü ehadîsi tedkik edip, en akvasını yazmağa vaktim müsaade etmiyor. Yalnız bu kadar derim ki: Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'ın peder ve vâlideleri ehl-i necattır ve ehl-i cennettir ve ehl-i imandır. Cenab-ı Hak, Habib-i Ekrem'inin mübarek kalbini ve o kalbin taşıdığı ferzendane şefkatini, elbette rencide etmez.” (bk. Mektubat, Yirmi Sekizinci Mektup, Sekizinci Risale, s. 386)

İlave bilgi için tıklayınız:

Peygamberimiz'in annesinin, babasının, dedesinin ve amcalarının ...
"Babam nerededir?" diye soran bir kimseye, Peygamber Efendimiz ...
Peygamberimiz'in anne ve babası ehli cennet midirler ...
Peygamberimiz Hz. Muhammed, annesi için mağfiret dilediği hald ...

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 1.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun