Dünya hayatında melekleri görmek, imtihan sırrına aykırı mı?

Tarih: 29.04.2009 - 00:00 | Güncelleme:

Cevap

Değerli kardeşimiz,

- Mucizeler, akla kapı açar, fakat iradeyi elinden almaz. Bu da imtihan sırrına uygundur. Çünkü, gösterilen mucizelerin benzerlerinin aklen ihtimal dahilinde olması, akla zorunlu inanma yolunu engeller. Örneğin, Hz. Musa (as)’ın harika asasına, Hz. Muhammed (sav)’in ayı ikiye ayırması mucizesine, inkârcılar sihir demişlerdir. Genellikle, gösterilen mucizelerin sihir veya başka gözbağcılıkla bir açıklaması olabilme ihtimali vardır. Hz. Musa (as)’ın diğer dokuz mucizesi (taştan suyun çıkması, çekirge afeti, evlerin kapılarına kanın bulaşması gibi) harikalar, normal birer tabiat olayı olarak değerlendirilme şansına sahiptir. Kavimlerin başına gelen musibetler türü uyarıcıların hepsi birer tabiat olayı olarak tesadüfe verilmiştir. Bugün de bu işler böyle görülüyor.

- Bir de mucizeler, belli bir zaman diliminde gerçekleştiği için, çok az kimse tarafından görülmüştür. Diğer insanlar ancak bunu duyarak öğrenmişlerdir. “Bir şeyi duymak, onu görmek gibi değildir.” kaidesi gereğince, bunların bu duyuşları -samimi müminler hariç- her zaman vesveselerle kesinliğini kaybetmeye mahkum olmuştur.

- Hadis rivayetlerinde, Hz. Abdullah b. Abbas, Hz, Cebrail’i Efendimiz (asm)'in yanında görmüş ve bunu öğrenince Efendimiz (asv) ona “Bir gün gözlerin ama olacak” demiş ve aynen öyle olmuştur. Ayrıca, Cibril hadisi olarak meşhur olmuş hadiste, sahabelerden bir cemaat, Hz. Peygamber (a.s.m)’ e gelip soru soran bir kimseyi görmüşler, sonra dışarı çıkıp kaybolunca, Efendimiz (asm) onun Cebrail (as) olduğunu bildirmiştir.

- Kur’an’da inkârcılara meleklerin gelmesi durumunda artık onlara göz açtırılmayacağına dair ayetlerde, hem inkârcıların alaycı bir tavırla, şımarıkça yaptıkları istekleri  reddedilmekte, hem de bizzat vahiyle birlikte meleklerin gelmesinin imtihan sırrına aykırı olduğuna işaret edilmektedir.

- İlgili bir iki ayetin mealinden de bunu anlamak mümkündür:

“Bir de: ‘Ona/Peygambere, bizim de görebileceğimiz bir melek gönderilmeli değil miydi?’ dediler. Eğer biz bir melek gönderseydik, elbette iş bitirilmiş olur, sonra kendilerine göz bile açtırılmazdı.”
(Enam, 6/8).

“Ahirette huzurumuza gelip bizimle karşılaşacaklarını düşünmeyenler; ‘Bize elçi olarak melekler gönderilmeli, yahut Rabbimizi görmeli değil miydik?’ dediler. Gerçekten onlar kendilerini büyük görüp azgınlıkta iyice haddi aştılar.”(Furkan, 25/21).

“İnkârcılar, alay ederek; ‘Ey o kendisine kitap indirilmiş olan! Mutlaka sen bir delisin.’ dediler. ‘Ne diye bize  o melekleri getirip göstermiyorsun?’ Biz o melekleri hikmet gereğince göndeririz. Ama o zaman da, kendilerine hiç mühlet verilmez, derhal işleri bitirilir, mahvolup giderler.”(Hicr, 15/6-8).

İlave bilgi için tıklayınız: Melek, Cin ve Şeytanların Temessülü Hakkında.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun