İsra suresi, 29. ayeti ile İnsan suresi 8. ayeti birlikte nasıl anlamalıyız?

Tarih: 01.05.2009 - 00:00 | Güncelleme:

Soru Detayı

- İsra suresi, 29. ayette, cömertlik yaparken elimizi büsbütün açmamamız istenirken, İnsan suresi 8. ayette ise, insanların kendi ihtiyaçları varken başkasına yemek yedirmelerinden bahsedilmesi nasıl anlaşılmalıdır?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

- Birinci Ayet:

“Eli sıkı olma, büsbütün eli açık da olma ki, (cimrilikten ötürü) herkes tarafından ayıplanan, (israftan ötürü de) kaybettiklerine hasret çeken bir hale düşmeyesin.” (İsra, 17/29).

Bu ayetin bir benzeri de Furkan suresinde (25/67) yer almıştır:

“Rahman’ın o has kulları, harcamalarında ne israf eder ne de eli sıkı davranırlar; bu ikisinin arasında bir denge tuttururlar.”

Bu ayette, iktisat yolu olan orta yolun iki aşırı tarafı olan israf ve cimriliğe dikkat çekilmiştir. Bu ayette asıl muhatap olan -Hz. Peygamber (asm) değil-, tevekkülü zayıf olanlardır. Çünkü, Hz. Peygamber (a.s.m) ve üstün fazilet sahibi bir çok sahabî, malının hepsini Allah yolunda harcadıkları halde, bundan men edilmemişlerdir. (İbnu’l-Cevzî, Zadu’l-Mesir, ilgili ayetin tefsiri)

Bazı rivayetlere göre, Hz. Peygamber (a.s.m) isteyen birine üstündeki elbisesini vermiş, çıplak kaldığı için dışarı çıkıp namaza bile gidememiştir. Ayet bu zora, sıkıntıya düşüren durumu düzletmeye yönelik olarak inmiştir. (krş. Taberî, Ebu Suud, Razî, ilgili ayetin tefsiri).

- İkinci Ayet:

“Kendileri de ihtiyaç duydukları halde yiyeceklerini, sırf Allah’ın rızasına ermek için fakire, yetime ve esire ikram ederler.” (İnsan, 76/8).

Bu ayetin bir benzeri de Haşir suresinde (59/9) yer almıştır:

“Hatta kendileri ihtiyaç duysalar bile, o kardeşlerine öncelik verir, onlara verilmesini tercih ederler.”

Ayetin Arapça metninde yer alan “hubbihi” kelimesi, üç anlama gelir: “sevgi, düşkünlük, azlık/ihtiyaç” (Maverdi, ilgili ayetin tefsiri).

Kelimenin en açık anlamını göz önünde bulundurmak ve bunu “sevgi” olarak açıklamak daha uygundur.

Buna göre, İnsan suresindeki ayeti şöyle anlamak mümkündür:

“Mala mülke karşı yüreklerinde sevgi duydukları hâlde, sırf Allah rızası için yoksulu, yetimi ve esiri doyurur, onlara maddi manevî her türlü yardım ve desteği sağlamak için çırpınırlar.”

Bu manaya alındığı zaman iki ayet arasında herhangi bir çelişki söz konusu olamaz.

- Ayrıca, İsra suresindeki ayeti, herkes için geçerli bir prensip, İnsan suresindeki ayeti ise, ebrar denilen üstün vasıflı insanlara mahsus olarak algılamak, isabetli bir yaklaşım olur.

Malının yarısını Allah yolunda yapılacak cihad için ayıran, diğer yarısını da ailesi için bırakan Hz. Ömer’in bu tavrı herkes için geçerli olan bir tavır; malının tamamını cihad için ayıran ve ailesi için “Allah ve Resulünü bırakan” Hz. Ebu Bekir’in tavrını ise, hususî bir erdemlik olarak algılamak gerekir.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun