"Gök …kırmızı gül haline geldiği zaman…" ayetini nasıl anlamalıyız?

Tarih: 29.05.2009 - 00:00 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Rahman Suresi 37. Ayet, "Gök yarılıp da yanıp kızaran yağ gibi kırmızı gül haline geldiği zaman (haliniz ne olur?)" mealinde ne denmek isteniyor?
- NASA'nın uzayda çektiği fotoğraf da kırmızı bir gül gibi.

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Rahman Suresi, 37. ayet: “Gök yarılıp da erimiş yağ gibi kıpkırmızı bir gül olduğu zaman…” (Meal için bk. Elmalılı)

Rahman Suresi, 37. ayet: “Gök yarılıp gül kırmızısı bir yağ gibi olduğu zaman!..” (Meal için bk. Kur’an Yolu)

37. âyetin ''gül kırmızısı bir yağ gibi olduğu zaman" diye çevrilen kısmı, "kızarmış yağ veya kırmızı deri yahut al kısrak gibi bir gül rengine büründüğü zaman" manalarında da anlaşılmıştır.

Bu manalara göre yapılan benzetme, göğün rengindeki değişmeyi anlatmış olur. Mealde bir ölçü de bu anlamlarda yansıtılmış olmakla beraber, göğün yapısal değişmesiyle ilgili mana esas alınmıştır. (bk. Tabe-ri, XXVII, 141-142; İbn Atıyye, V, 231) Yine, güle yapılan benzetme genellikle renk değişikliği ve göğün kızıl bir renge bürünmesi olarak anlaşılmıştır.

İbn Âşûr bunun, göğün yarılmasındaki şiddeti ve pek çok parçaya ayrılacağını anlatan bir teşbih de olabileceği kanaatindedir. (XXVII, 261) (bk. Kur’an Yolu, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, V, 150.)

Göğün Yarılıp Gül  Rengine Dönüşmesi ve  Yağ Misali Erimesi

«Gök yarılıp gül rengine dönüşerek yağ gibi eriyeceği zaman...»

Göğün yarılması, gül rengine dönüşüp yağ gibi eriyip akması, çok müthiş bir olayı tasvir etmektedir. Bu, kıyamet olayı mıdır, yoksa ona benzer bir başkalaşma ve büyük bir felâket midir?

Daha önceki âyetlerde, yeryüzündeki her şeyin fena bulacağı bildirilmiş olup, bundan sonra 37. âyetle göklerin de bir bakıma fena bulacağı haber veriliyor. Bu yoruma göre, olay kıyametin kopmasıyla meydana gelecek, atmosfer yanmaya başlayacak, gül rengini alıp eriyerek inecek ve böylece mevcut düzen bütünüyle bozulacak.

İkinci bir yoruma göre, bu bir nükleer savaşı tasvîr etmektedir. Kuvvetli bir ihtimalle zincirleme şekilde hidrojen patlamasıyla atmosfer ve denizler ateşe dönüşecek. Böylece insanoğlu kendi kıyametini kendi acımasız elleriyle koparacaktır; yani büyük kıyametin kopmasına vasat hazırlamış olacaktır. Zaten atmosferle denizlerin ateşe dönüşmesi, büyük kıyametin en açık ve belirgin belirtisidir.

Kızıl deriye de “dihan” denilmiştir; buna göre, gök kızıl deriye, diğer bir anlatımla bakır rengine benzeyen gül rengini alacak. Artık böyle bir günde ne insana ne de cinne günahından (onu niçin işlediğinden) sorulmayacak. Zira herkesin amel defteri en doğru bilgilerle dağıtılarak sahibine ulaştırılacak. İtiraz kapıları kapanacak..

Eğer bu bir atom savaşının doğuracağı sonuçlar ise, meydana gelen o müthiş kahredici azap insanları her taraftan kuşatacak ve kitleler halinde ölüme sürüklerken kimsenin günahından sorulmayacak. Çünkü atom savaşı, kadın, çocuk, genç, yaşlı, sakat ve malûl demeden hepsini mahvedecek güçtedir.

Bütün bu yorum ve ihtimallerden sonra 41. âyet konuya açıklık getirmekte ve olayın kıyamet düzeyinde meydana geleceğini belirtmektedir.

Böylece inkârcı günahkârlar, sapık suçlular, yalan saydıkları cehenneme atılırlar da amellerine uygun azap edilirler. (İlgili ayetin tefsiri için bk. Celal Yıldırım, İlmin Işığında Asrın Kur’an Tefsiri)

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

Yorumlar

ebu-la-shey

Cevabiniza gore teshekkur ederim...

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun