Bir köle, Peygamberimize dinlerle ilgili bilgi verdi mi?

Tarih: 06.06.2009 - 00:00 | Güncelleme:

Cevap

Değerli kardeşimiz,

“Resulüm! Biz onların, 'Ona bu Kur’an’ı olsa olsa o bir insan öğretiyordur.' dediklerini elbette biliyoruz. Onların iddia ettikleri adamın dili yabancıdır, oysa Kur’an dupduru Arapça diliyle gönderilmiş bir mucizedir.” (Nahl, 16/103).

- Hz. Peygamber (a.s.m)’e Kur’an’ı öğrettiğini iddia ettikleri o kölenin Cebr veya Belam adında olduğu söylenir. Hz. Peygamber (a.s.m), Mekke’de iken peygamberliğinin ilk yıllarında müşrikler tarafından terk edildiği zaman, bazen gidip bu Rum asıllı köleyle -onun demir atölyesinde- sohbet ediyor ve onu İslam’a davet ediyordu. Rivayetlere göre, bu iddialar karşısında köle “O beni İslam’a davet ediyor, benim ona öğretecek bir şeyim yok” diyormuş. Bazı rivayetlere göre, köle bu sohbetlerin sonucunda Müslüman olmuştu. (bk. İbn Aşur, ilgili ayetin tefsiri).

- Kur’an, bu adamın dilinin Arapça olmadığını söylerken, onun hiç Arapça bilmediğini kastetmiyor. Kastettiği şey şudur: Kur’an’ın meydan okuması karşısında -Arapça edebiyatının zirvesinde olmalarına rağmen- düştükleri acziyeti itiraf eden bu adamlar, onun beşer üstü bir kaynaktan geldiğini pekâlâ bilirler. Arapça'nın en güzel örneği olan Kur'an gibi bir edebiyat şaheserinin, insanlığın din ve dünyasına ışık tutacak değerde bir hikmet kaynağının bir yabancı tarafından dikte edilmesinin imkânsızlığı ifade edilerek iddianın saçmalığı ortaya konmuştur.

104. âyette “Allah'ın âyetlerine inanmayanlar yok mu, Allah onlara hidayet vermeyecek; onlar için elem verici bir azap vardır.” buyurulurarak, bu şekilde âyetleri inkâr edenlerin hidayetten mahrum kaldıkları ve şiddetli bir azapla cezalandırılacakları bildirilirken, 105. âyette “Ancak Allah'ın âyetlerine inanmayanlar böyle bir yalanı uydurabilirler, asıl yalancılar onların kendileridir.” ifadesiyle, Hz. Peygamber'in (asm) öğretisinin onun kendi uydurması olduğunu ileri süren Mekke müşrikleri ve genel olarak tarihin başka döneminde İslam vahyi için benzer iddiada bulunanlar kastedilerek, yalancılık ve sahtekârlığın ancak böylesi inançsızlara yakışır bir davranış olduğu bildirilmiş; dolayısıyla asıl iftiracı ve yalancıların imandan nasip almamış kimseler olduğu ifade edilmiştir.

“Bütün cinler ve insanlar bir araya gelseler Kuran’ın bir benzerini yapamazlar.” (İsra, 17/88)

mealindeki meydan okuma şu anda da geçerlidir. Doğru dürüst Arapça’yı bilmeyen bir köle değil, Arap asıllı, Arapça edebiyatının otoriterleri arasında pek çok gayr-ı Müslim Kur’an düşmanı adamlar vardır... Hodri meydan!..

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun