Kur'an nelerden bahsediyor, hangi konuları ele alıyor?

Tarih: 16.06.2009 - 00:00 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Kur'an'ın hayata getirdiği prensipler nelerdir?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Kur’an’ın bütününe baktığımızda, onun bütün sure ve ayetlerine kadar nüfuz eden dört ana gayesi bulunduğunu görürüz. Kur’an bahsettiği her şeyi bu dört gayeyi kuvvetlendirmek için ifade eder.

Bunlardan birincisi zatında, sıfatlarında, fiillerinde, eserlerinde ve mülkünde hiçbir ortağı, benzeri, dengi bulunmayan Allahu Teala’ya iman etmek manasına gelen tevhid esasıdır.

İkincisi, Alemlerin Rabbi'nin emirlerini bize ulaştıran, peygamberlik müessesesini ifade eden nübüvvettir.

Üçüncüsü, haşir, yani öldükten sonra yeniden diriltilerek ebedi bir hayata kavuşmaktır.

Dördüncü esas ise adalettir. Kur’an’da insanların dünyada huzurlu bir hayat yaşamaları için gerekli olan adalet emredilir  İnsanların hayatlarına bu prensipler çerçevesinde bir düzen vermek hedeflenir  Alemlerin Rabbi olan Allah’ın adaletinin bütün kâinatı kuşattığı, haşirde de tam olarak tecelli ederek herkese iyilik ve kötülüğünün karşılığını vereceği bildirilir.

Kur’an’ın mesajlarını ihtiva eden bir çok tanımı vardır. Bu tanımlar aynı zamanda onun konularını da özetlemektedir:

Kur’an: Allah tarafından vahiy edilen, Hz. Cebrail (a.s.) vasıtasıyla Hz. Muhammed (a.s.m)’e indirilen, tilavetiyle taabbud olunan/okunması ibadet sayılan semavî bir kitab-ı mukaddestir.

Kur’an: Allah’ın birliğini / tevhit akidesini gönüllere nakşeden, başta Hz. Muhammed (a.s.m)’in peygamberliği olmak üzere peygamberlik müessesesini akılların dikkatine sunan, öldükten sonra insanların yeniden dirilip hesaba çekileceklerini, önceki hayatlarında bağlı bulundukları hayat felsefesi ve dünya görüşü doğrultusunda mükâfat veya ceza alacakları ahiret yurdunun varlığını vicdanın derinliklerine kazıyan, insanların Allah ile olan ilişkilerinde ibadetin, kullar ile olan ilişkilerinde ise  adaletin, kulluğun olmazsa olmaz şartı olduğunu ders veren yanılmaz ve yanıltmaz bir hidayet kılavuzuzdur.

Kur’an: İlk emri “oku” olan, okuma-yazmayı, ilim-irfanı teşvik eden, kalem kullanmayı Allah’ın büyük bir ikramı olarak değerlendiren, Allah’ın sonsuz ilminin parıltılarını gösteren semavî bir ders kitabıdır.

Kur’an: Hakkı batılın üzerine salarak  onun beynini dağıtan,  Hak’tan gelen, Hak ismine dayanan, gücünü haktan alan, hak ve hakikati ders veren, Allah’ın en son  hak kitabıdır.

Kur’an: Hak ve hakikatin paslanmaz bir elmas olduğunu ders veren, batılın yüzündeki peçeyi kaldırıp basiret sahiplerine çirkin simasını gösteren, gerçek ile yanlışı ayıran ilahî bir Furkandır.

Kur’an: Allah’a hamdu sena ile başlayan, mesajı bulunduğu Rabbul-alemînin Rahman, Rahîm ve din / hesap gününün sahibi olduğunu nazara vererek kullarına ümit bahşeden, yalnız Allah’a kul olmayı, sadece ondan yardım dilemeyi, dosdoğru yolda / sırat-ı müstakimde yürümek için peygamberlerin yoluna uymayı öğreten şaşmaz, şaşırtmaz bir semavî rehberdir.

Ku’ran: Yeryüzünün tek bir sayfası olduğu kâinat kitabının ezelî bir tercümesi, çeşit çeşit dillerle meramını ifade eden bu mücessem kitabın ihtiva ettiği tekvinî/kozmik ayetlerinin ebedî  bir tercümanıdır.

Kur’an: Görünen ve görünmeyen varlıkları aynı şekilde gören, her şeyi kuşatan bir ilmin izlerini taşıyan,  gaiplerin yanında hazır bulunduğu, Allamu’l-ğuyub olan Allah’ın yerde ve göklerde tecelli eden güzel isimlerinin hikmet dolu yansımalarını açıklayıp ortaya koyan, ilahî hakikatlerin ezelî bir tefsiridir.

Kur’an: Kâinat çapında sürekli meydana gelen kozmik ve sosyolojik hadiselerin altında yatan gizli gerçeklerin kapılarını açan büyüleyici bir anahtar, şahadet âleminin görünen yüzünün arka planında yer alan gerçekleri beyan eden  mucizevî bir lisandır.

Kur’an: Şu görünen şahadet âleminin perdesi arkasında yer alan o görünmez/gaip âleminin güzergâhını takip ederek -Rahman ve Rahim olan Allah’ın ebedîyete kadar uzanan bir iltifatı ve ezelî bir hitabı olarak- bize gelen semavî lütuflar hazinesidir.

Kur’an: İslam âleminin manevî şahsiyetinin güneşi, temeli, hendesesi, âhiret ülkesinin mukaddes haritası, Allah’ın Zat,  isim, sıfat ve şuunatı hakkında açıklamalarda bulunan, onların kusursuzluğunu ve kutsallığını beyan eden kuvvetli bir şerhi, açıklayıcı bir tefsiri, kesin bir burhanı ve  parlak bir tercümanıdır.

Kur’an: İnsanlık camiasını eğiten, terbiye eden bir muallim, gerçek ve en büyük insanlık olan İslam’ın hakikat çekirdeklerinin suyu ve ışığıdır. İnsanların dünya ve ahiret saadetinin yolunu gösteren gerçek bir hikmet, bir irşat ve bir hidayet rehberidir.

Kur’an: Sosyal hayatın ahlakî ve hukukî  prensiplerini vazeden bir şeriat kitabı, insanların Rablerine nasıl yalvarıp yakaracağını öğreten bir dua kitabı, hayatın hayatı olan dinin hikmet dolu talimatlarını ders veren bir hikmet kitabı,  Allah’a karşı kulluğun nasıl yapılacağını belirten bir ubudiyet/kulluk kitabı, Allah’ın emir ve tavsiyelerini ihtiva eden bir çağrı / bir davet kitabıdır.

Kur’an: Allah’ı dille, gönülle, akılla, zikr etmeyi, fikr etmeyi emreden, her şeyde onun marifetine baktıran bir pencere açan, onun huzuruna çıkaran bir manevî asansör tesis eden, mahlukatın nefis ve nefesleri sayısınca onun dergâhına giden yolları keşfeden bir zikir ve fikir kitabıdır.

Kur’an: İnsanların bütün kesimlerine hitap eden, herkese kabiliyetine, meslek ve meşrebine göre ders verip akıl, kalp ve hissiyatını tatmin eden, manevî bütün ihtiyaçlarına cevap veren, kusurdan âzâde, noksanlıktan beri, her türlü yanlışlık şaibesinden uzak pek çok kitapları ihtiva eden mukaddes bir kütüphane hükmünde bir kitab-ı semavîdir.

Kur’an: Nur isminin cilvelerini yansıtan, kevnî ayetleriyle yer ve göklerin üstünde parlayan İlahî hikmetleri açıklayarak evreni aydınlatan, ders verdiği iman güneşinin ışıklarıyla insanların akıl ve gönüllerini nurlandıran, basiret gözü kör olmayanlara enfusî ve âfakî delillerle donattığı manevî projektörle berzah âleminin öteki yamacında inşa edilen cennet saraylarını aydınlatan, içi nur, dışı nur, özü nur nuranî bir kitab-ı mukaddestir.

Kur’an: Altı ciheti de parlak ve şüphelerin şaibesinden uzaktır. Hiçbir yönden yanlış ve batıl kendisine yaklaşamamıştır: Çünkü Kur’an’ın arkası/istinat noktası kuvvetlidir; semavî bir vahiy olarak sırtını Allah’a dayamıştır. Önü açıktır, güçlü bir zırhla korunmuştur. Çünkü, hedefinde ebedi saadet vardır. Bu saadeti söz veren her şeye gücü yeten ve asla sözünü yemeye tenezzül etmeyen Allah’tır.  İçinde barındırdığı mesajlar berrak birer hidayettir. Üstünde parıltıları görülen güneş ise, imandır. Altında delil ve burhan sütunları vardır. Sağ tarafında durup kendisine boyun  eğen kalp ve vicdandır. Solunda el pençe duran akıl ve izandır. Meyvesi ise, Allah’ın sonsuz rahmeti ve cennettir.

Kur'ân: Bütün âlemlerin Rabbi itibarıyla Allah'ın kelâmıdır. Onun için yediden yetmişe herkesi kamet-i kıymeti nispetinde terbiye eden ilahî mesajları ihtiva etmektedir.

Hem bütün mevcudatın İlâhı unvanıyla Allah'ın fermanıdır. Bu sebepledir ki, bu Ferman-ı Azimüşşan'da Allah’ın ibadete layık yegâne ilah, yegâne mabud olduğu, insanların -diğer bütün varlıklar gibi- Allah’a ibadet etmek için yaratıldığı vurgulanmış, kâinat çapında tarrakalarıyla Allah’a tesbih ve tahmidde bulunduklarını ilan eden varlıkların bu muhteşem manevî armonisine katılmaları emredilmiştir.

Hem bütün semâvat ve arzın yaratıcısı adına gönderilen bir kitaptır. Bu sebepledir ki, Kur’an’da -sık, sık- göklerde ve yerde görünen harika sanat levhaları aklın nazarına sunulmuş, sonsuz ilim ve kudrete sahip bir yaratıcının edasıyla konulara yaklaşan bir üslup takip edilmiştir.

Kur’an: Tarih sahnelerinde meydana gelen olayları harika bir tasvir metoduyla canlandırarak gözler önüne seren büyüleyici bir üslupla değerlendiren, bu cümleden olarak maddî güç bakımından genellikle zayıf bir konumda olmalarına rağmen peygamberler ve onlara uyan müminlerin -Allah’ın yardımıyla- elde ettikleri galibiyetleri, maddî güç açısından çok kuvvetli olmalarına rağmen inkârcıların -Allah’ın kahrıyla- uğradıkları hezimetleri dikkatlere sunan, tarihin tekerrür eden sosyolojik bir vakıa olduğu gerçeğinden hareketle, gelecek nesillere eskiden olmuş zafer ve hezimetlerin gerekçelerini hatırlatarak, Allah’a itaat eden iyi insanları kuvvetle müjdeleyen, ona isyan eden kötü insanları şiddetle uyaran semavî bir inzar ve tebşir kitabıdır.

Hulasa: Allah’a kul, Hz. Peygamber (a.s.m)’e ümmet olmak isteyen kimselerin aldanmaz ve aldatmaz mürşidi Kur’andır.

Sosyolojik olarak ferdî, ailevî ve içtimaî hayatta huzurlu,  psikolojik olarak -ikilemden uzak- uyumlu bir kişiliğe sahip olmak, bozguncu aşırılıklardan uzak, sırat-ı müstakim denilen orta yolda yürümek isteyenlerin şaşmaz ve şaşırtmaz yegâne rehberi Kur’an’dır. 

Nefs-i emarenin ve firavunlaşmış nefislerin şerrinden, şeytanın sinsi tuzaklarından korunmak isteyenlerin en güçlü kalesi ve en kuvvetli sığınağı Kur’an’dır ve Kur’an’ın hakikî tefsiri olan Hz. Peygamber (a.s.m)’in sünnet-i seniyyesidir.

Allah’ım! Kur’an’ı -bizim için- dünyada arkadaş, kabirde yoldaş, kıyamet gününde şefaatçi, sırat köprüsünde nur, cennet yolunda refakatçi, ateşten koruyan zırh ve bütün hayır işlerinde rehber ve imam kıl! Bunu o sonsuz rahmetinle bize lütfet! Ey merhametlilerin en merhametlisi olan Rabbimiz!..

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun