Hristiyanlık yanlış öğretildiyse, İslam'ın gelişi neden bu kadar gecikti?

Tarih: 21.07.2009 - 00:00 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Hristiyanlık bugüne kadar yanlış öğretildiyse, Allah neden gerçeği açıklamak için İslam'ın gelişine kadar altı yüz yıl bekledi?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Evvela, bir mümin olarak Allah’ın işlerini sorgular tarzda bir yaklaşımda bulunmak yanlıştır. “O, yaptıklarından ötürü sorguya çekilmez.” mealindeki ayette bu dersi görmekteyiz. Bu sebeple, bu prensip -iç âlemimizde- her zaman bir prensip olarak hatırlanmalıdır.

- İkincisi, insan olarak Allah’ın yaptıklarının hikmetini öğrenmek üzere araştırmaya çalışma hakkımız vardır.

- Bu hikmet yönünü şöyle açıklayabiliriz:

a. Önce şunu bilmekte fayda vardır ki, Kur’an, sırf Hristiyanların yanlışlarını düzeltmek için indirilmemiştir. Faraza onların hiçbir yanlışları olmasaydı, yine Kur’an indirilecekti. Çünkü, Kur’an’ın muhtevası, üslubu,  kıyamete kadar gelen insanlara ders verecek özelliktedir. Eski semavî kitaplardan çok farklı olduğunu -her işin ehli- anlar.

b. Hz. İsa (a.s.) ile Hz. Muhammed (a.s.m) arasındaki sürenin tespiti, Allah’ın hikmet ve iradesine bağlıdır. Bu konunun Allah’ın ezelî ilmindeki tayini bizim meçhulümüzdür. Bir çok şeyi bilmediğimiz gibi, bunu da bilmememiz gerçekte bir çok hikmetinin olmadığı anlamına gelmez.

c. Hristiyanların bazı yanlışlıklarının yanında, pek çok doğruları da vardı. Söz konusu doğrulara hizmet etmek için bir fırsat verilmiş olabilir. Bu süre, onların bir imtihanı olarak değerlendirilebilir.

d. İnsanların bu dünyadaki asıl vazifeleri Cenâb-ı Hakk'a iman ve ona itaat etmek olduğundan, en düşük seviyedeki akla dahi Allah'ın varlığını bilme ve anlama kabiliyeti verilmiştir. Az bir akılla dünya işleri layıkıyla görülemediği halde, bu kâinatın bir yaratanı olduğu bilinebilir. Hak dini duymayan insanlar Allah'ın varlığına inanmakla mükelleftir. Ancak ibadetlerle mükellef değillerdir.

e. Her nebinin vazifesini kendinden sonra havarileri yapacağına ondan sonra ise, bir kısım mirasyediler herşeyi alt-üst edeceğine dair bir peygamber sözü var ki çok önemlidir.

İnsanlık hiç bir zaman peygamberlik nurundan mahrum kalmamış, ara sıra geçici bir kuraklık hissedilmiş ise de, hemen arkadan sağanak sağanak rahmet boşalmış. Binâenaleyh, her ferd az-çok, bu rahmeti görmüş, duymuş, tatmış ve doymuştur.

Ne var ki, tahrîfin süratli olduğu yerlerde fetret de o kadar çabuk bastırmış ve o mıntıkayı karanlığa boğmuştur. Her karanlığı bir aydınlık ve her aydınlığı bir karanlık tâkip edip dururken kendi irâdelerinin dışında karanlıkta kalanlara da Hak rahmet müjdesini vermiştir:

"Biz peygamber göndermedikten sonra azab edicilerden değiliz." (İsrâ, 17/15).

f. Allah’ın ezelî ilminde İslam ümmetinin de belli bir süresi vardır. Bu süre kıyamete kadar devam eder. Öyleyse, bu ümmet öyle bir tarihten başlamalı ki, kendisine tayin edilen süre ne fazla ne de eksik olmadan tamamlanmış olsun. Bu perspektiften daha çok noktalara vurgu yapmak mümkündür. Ancak “arif olana işaret yeter.”

İlave bilgi için tıklayınız:

Diğer din mensuplarının ahiretteki durumu nasıl olacaktır? ...

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun