Hadiste anlatılan, zinanın / günahların rızkı etkilemesi nasıldır?

- Bir hadiste, zinanın rızkı azalttığı bildiriliyor. Başka bir hadiste ise, günahlar rızka engel olmayacağı bildiriliyor.
- Bu iki hadis arasında bir çelişiklik var gibi görünüyor, açıklar mısınız?

Değerli kardeşimiz,

Allah insana yaşayacak kadar rızkı taahhüt eder. En günahkâr insanı bile açlıktan dolayı öldürmez ve günahlar bu rızka mani değildir. En günahkâr insan bile açlıktan ölmez. Ve insanlar yaşayabilecek kadar kendisine taahhüd edilen rızkın daha fazlasını da elde edebilir.

Mesela insan iki-üç günlük bir süre içinde bir öğün yemek ile hayatını sürdürebilir ama çoğu insan bir günlük süre içinde üç öğünlük yemek yiyor. İşte zina suçunu işleyen insanın rızkı o üç öğünlük kısmından kesilir. Ama insan zina suçunu işlediği için açlıktan ölmez.

Ümit-korku dengesinin temini maksadıyla söylenen bu ifadeler şunu ders veriyor; Allah, Rahman isminin gereği olarak hayat verdiği herkesin -ölmeyecek kadar / hayatını sürdürecek kadar- rızkını veriyor. Bu rızık “Her canlının rızkı Allah’a aittir.” (Hud, 11/6) mealindeki ayette vurgulanan ilahî taahhüt altındadır. Glikoz şeklinde bedenlerde depolanan yağlar da bu doğal rızkın temin edilmesini sağlamaya yönelik bir depolamadır.

Fakat günahların, rızkın bereketini, hayatın huzurunu, ömrün sermayesini olumsuz yönde etkileyeceğine dair, birçok ayet ve hadisler vardır.

Hz. Nuh (as)’ın çağrısında bunu görmek mümkündür:

"Ben onları bu sefer yüksek sesle davet etmeye başladım. Daha sonra onları gâh açıkça çağırdım, gâh iyice gizli bir davet yönelttim, her türlü yolu denedim.  Dedim ki onlara: 'Rabbinizden af dileyiniz. Zira o gafurdur. Mağfiret dileyin ki üzerinize bol bol yağmur indirsin. Size mal ve evlad ihsan buyursun, size bahçeler, ırmaklar, su kanalları nasib etsin.' " (Nuh, 71/8-12).

Ayrıca şu ayetlerde de bu gerçeği görebiliriz.

“Kim Allah’ı sayıp ona karşı gelmekten sakınırsa, Allah onun işinde bir kolaylık verir.” (Talak, 65/4)

“Başınıza gelen her musibet, işlediğiniz günahlar (ihmal ve kusurlarınız) sebebiyledir, hatta Allah günahlarınızın çoğunu da affeder.” (Şura, 42/30)

Şunu da unutmamak lazımdır ki, şu dünya imtihanında, insanlar farklı sorulara muhatap olmak zorundadır. Bazen nimet sorusu gelir, şükür cevabını ister; bazen fakirlik, musibet sorusu gelir, sabır cevabı ister.

Allah’a karşı saygımızı, onun bize ne yapıp yapmayacağı, ne verip vermeyeceği, bizden ne götürüp götürmeyeceği ile bir ilişki kurmadan göstermeliyiz. Onun rızasını kazanmak esas olmalıdır. Onun rızasını kazanmak, her iki cihana bedeldir.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet