Müezzinin vasıfları nelerdir?

Tarih: 04.09.2009 - 00:00 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Kimlerin ezan ve ikamet okuması caiz değildir?
- Abdestsiz ezan okunur mu?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

İslâm'da şerefli hizmetlerden biri de şüphesiz ki müezzinliktir. İnsanları Allah'a ibâdete çağıran kimsenin sözünden daha güzel söz mü vardır? Günde beş vakit minareye ya da yüksekçe bir yere çıkıp Allah'tan başka ilâh olmadığını, Hazreti Muhammed'in Allah'ın kulu ve resulü bulunduğunu ilân edip mü'minleri namaza ve kurtuluşa dâvet etmek kadar güzel amel ne olabilir? Cenâb-ı Hak bu bahtiyarlığı dilediği kullarına ihsan eder.

Ancak ne var ki bu şerefli görevi yürüten kimsede birtakım vasıfların olması, hizmetin şeref ve yüceliğiyle uyum sağlaması sünnettir:

1. Kıbleyi iyice belirleyen ve namaz vakitlerini her gün ayarlayabilen bir kimse olması,

2. Aklı başında olması,

3. İyi bir insan, günahlardan kendisini korumasını bilmesi ve tatbik etmesi,

4. Resûlullah (asm) Efendimizin sünnetini bilmesi. (Fetavâ-yi Kaadıhan - En Nihâye.)

5. Ağırbaşlı, nezih ve nezaketli bulunması,

6. Cemaatini iyi tanıması, cemaate gelemeyenleri tespit edip kırıcı ve üzücü bir söz ve davranış ortaya koymaksızın onları cemaate katılmaya teşvik etmesi, (El-Kınye.)

7. Vakitleri iyi kollaması ve devamlılık göstermesi, meşru' bir mazereti olmadığında bu şerefli göreve herkesten önce koşması,

8. Görevi -mümkünse- Allah rızası için yapması, buna karşılık bir ücret talep etmemesi,

«Sırf Allah rızasını isteyerek ücretsiz müezzinlik yapan kimse, kanına bulanmış şehîd gibidir; kabrinde kurtlanıp çürümez.» buyuran Resûlullah (asm) Efendimiz, müezzini bu sıfatıyla şehitler mertebesine yükseltmiş, yani büyük sevap ve üstün mazhariyetler vadetmiştir.

9. Güç getirebiliyorsa, hem imamlık hem müezzinlik görevini beraber yürütmesi, (Mi'racü'd-Dirayye.)

10. Mümkünse eğleşik/mukim bulunması,  (Yolculuk halinde bulunan kimsenin de ezan okuması caizdir, ancak eğleşik olması daha uygundur)

11. Ezan ve ikameti aynı şahsın yerine getirmesi, müezzin ezan okuduktan sonra bir tarafa ayrılıp camide hazır olmazsa, o takdirde başka birinin ikamet getirmesi caiz olur. Ama kendisi hazır olur da müsaade etmeden başkası ikamet getirirse, bu hususta kerahet olduğu görüşü ağırlık kazanmıştır. O halde müezzinden müsaade almadan rasgele kimselerin kalkıp ikamet getirmesi mekruhtur. (El-Muhit: Badiyüddin Sarahsı.)

12. Ergen olması; henüz ergen olmamış ama aklı başında bulunan ve temyiz çağına giren çocuğun okuduğu ezan sahihtir, bunda kerahet görülmemiştir. Mezhebin zahir rivayeti bu anlamdadır. Ama ergen kimsenin okuması eftaldır.

Aklı tam olmayan çocuğun ezanı sahih değildir, iadesi gerekir. Delinin okuduğu ezan da böyledir. (En-Nihâye.)

Sarhoşun ezan okuması mekruhtur. Okuyacak olursa iadesi müstehabdır.

Kadının da okuması böyledir. Ancak onun iadesi mendûp sayılmıştır. Çünkü bunlar ezana ehil değildir.

Açıktan günah işleyen, şunun bunun alay konusu olan davranışlarda bulunan, sokak ve caddelerde, mahalle içinde dolaşırken kapı ve pencerelere bakan, ahlâken düşük kimselerin de ezan okuması mekruhtur. Çünkü başkasını ibâdete ve kurtuluşa davet eden kimsenin, buna ehil ve lâyık olması gerekir. Ne var ki böylesinin okuduğu ezanın iadesi gerekmez. (Et-Tebyin - El Kâfi - Fetâvâ-yi Hindiyye.)

Abdestsiz kimsenin ezan okuması mekruh sayılmamışsa da taharet üzere okuması saygıya daha yakın görülmüştür. Abdestsizin okuduğu ezan, zahir rivayete göre iade olunmaz. Ancak EI-Hasen'in Ebû Hanîfe (R.A)'den yaptığı rivayete göre, iade edilir. İmam Ebû Yusuf ise, abdestsizin ikamet getirmesini mekruh saymıştır. (Bedâyiu's-Sanayi' / Kâsâni.)

Cünüp kimsenin ezan ve ikameti mekruhtur; bu hususta rivayetlerin ittifakı vardır. Genel kaideye daha çok benzer olan hüküm şudur : Cünübün okuduğu ezan iade edilir, ikameti iade edilmez. (Fetavâ-yi Hindiyye: 1/54.)

Müezzin ezan okuduktan sonra mürted olursa (dinden çıkarsa) ezan iade olunmaz. Ancak iade edilmesi aftaldir. Çünkü bu durumda ehil olmaktan çıkmıştır. Her ne kadar okuduğu zaman buna ehilse de bu ehliyetini namaz ile bağlayamamıştır. (Siracü'l-Vehhac : Şerhu Fethi'l-Kadir.)

Köle, köylü, çölde ve dağda yaşayan kimse ile veled-i zina ve a'manın (iki gözden mahrum) ezan okuması caizdir. Ancak daha ehil kişilerin okuması eftaldir. Bazı namazlar için ezan okuyup bazıları için okumayan; şöyle ki gündüzleri çarşı camiinde bu görevi yerine getiren, geceleri ise mahalle camiinde ezan okuyan kimsenin de okuduğu ezan kerahetsiz caizdir. Ancak beş vakit aynı camide hizmet yapanın okuması daha uygundur. (El-Muhit / Radiyüddin Sarahsî - Fetâvâ-yi Hindiyye.)

A'mayı beş vakit yedeyecek kimse bulunursa, onunla gözü sağlam kimsenin ezan okuması arasında fark kalmaz. Nitekim Resûlullah (asm) Efendimiz devrinde a'ma olan İbn Ümmü Mektum bu şerefli hizmeti yıllarca sürdürmüştür.

(Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, 1/152-154.)

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Kategori:
Okunma sayısı : 10.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun