"Bir kimse, yapmak niyeti ile verdiği sözü tutamazsa günahkar olmaz." anlamında bir hadis var mıdır?

Tarih: 09.12.2009 - 00:00 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Varsa sözünden caymak nasıl günah olmaz?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Buharî’nin verdiği bilgiye göre, Hz. Ebu Hureyre Resulullah (asm)’ın şöyle buyurduğunu aktarmıştır:

“Münafığın alameti üçtür: Konuştuğu zaman yalan söyler, emin görüldüğü zaman / kendisine bir şey emanet edildiğinde hıyanet eder, söz verdiğinde ise sözünden cayar.” (Buharî, İman, 24).

Bu hadisi açıklayan İbn Hacer şu bilgilere yer vermiştir: Bu hadiste münafıklığın üç alametinden bahsedilmiştir. Diğer bazı rivayetlerde olduğu gibi, bunların dışında da nifakın alametleri vardır. Burada işin aslı olan bu üç tane zikredilmiş, diğerlerinin de bunlara kıyaslanabileceğine işaret edilmiştir. Çünkü diyanetin aslı söz, fiil ve niyet olarak üç şeydir. Bu hadiste sözlerin fesadı yalan, fiillerin fesadı hıyanet, niyetin fesadı ise caymak olduğu vurgulanmıştır.

Sözden caymanın münafıklık alameti sayılması, söz verirken kişinin içinde verdiği sözün tersine bir niyet taşıması durumuna bağlıdır. Yoksa, bir kimse söz verirken, sözünü yerine getirmekte gönülden samimi olduğu takdirde, daha sonra herhangi bir sebepten ötürü bu sözünü yerine getirmezse münafık sayılmaz.Gazalî de İhya adlı eserinde bu görüşü benimsemiştir.

Taberanî’de geçen uzunca bir hadis rivayetinde yer alan “Söz verirken, içinden bu sözünden cayacağını düşünürse.. münafık olur” anlamına gelen ifadesi de bu tespiti desteklemektedir. (bk. İbn Hacer, ilgili hadisin şerhi)

İbn Hacer’in Ebu Davud ve Tirmizî’nin İbn Erkam’dan naklen rivayet ettiğini bildirdiği “Bir kimse, yerine getirmek niyetiyle verdiği sözü tutamazsa günahkâr olmaz.” mealindeki hadis için (bk. Ebu Davud, Edeb, 82; Tirmizî, İman,14  -Tirmizî bu hadisin garip, zayıf olduğunu belirtmiştir).

Aliyyu’l-Karî’ye göre, bu hadisin ifadesinden şunu anlamak gerekir: “Bir kimse, yerine getirmek niyetiyle verdiği sözünü bir mazeretten ötürü yerine getiremezse günahkâr olmaz. Şayet kişi, baştan itibaren yerine getirmemek niyetiyle verdiği sözünü bir mazeretten ötürü bile olsa yerine getiremezse yine günahkâr olur. Hadiste, bir kimse, yerine getirmek niyetiyle verdiği sözünü  mazeretsiz olarak yerine getirememesi durumunda günahkâr olmayacağına dair açık bir bilgi yoktur. Bu sebeple, bu hadise dayanarak verilen sözü yerine getirmenin vacip olmadığı hükmünü çıkaramayız.” (Avnu’l-Mabud, ilgili hadisin şerhi)

İmama Nevevî’nin bildirdiğine göre, Bir kimsenin başka  bir  kimseye verdiği sözünü –haram olmadığı sürece- yerine getirmesinin en uygun olacağı hususunda alimlerin ittifakı vardır. Ancak, verilen sözü yerine getirmenin vacip veya mustahap olduğu hususunda alimlerin farklı görüşleri vardır.

İmam Şafii ve İmam Azam’ın da içinde bulunduğu alimlerin büyük çoğunluğuna göre bu sünnettir / müstehaptır. Bu alimlere göre, mazeretsiz olarak yerine getirmeyen kimse şiddetli bir mekruhu işlemiş olur. Sözünden caydığından ötürü günahkâr olmazsa da, söz verdiği kimseye eziyet etme niyetinde olduğu takdirde günahkâr olur. Bu alimlerin dayanağı Hz. Peygamber (a.s.m)’in bir şey söz verdiği zaman, “ümit ediyorum” veya “inşallah” dediğine dair rivayetlerdir. Buna göre, eğer kişi, “inşallah“ demeyip kesin olarak verdiği sözünden, mazeretsiz olarak cayması halinde günahkâr olur. Eğer söz verdiği anda, bundan cayacağını kastederse zaten münafık sıfatına sahip olur. Diğer bir grup alimlere göre ise, verilen sözü yerine getirmek vaciptir, mazeretsiz olarak sözünü yerine getirmeyen kimse günahkâr olur. (bk. Tuhfetu’l-ahvezî, ilgili hadisin şerhi)

İlave bilgi için tıklayınız:

AHD, AHDETMEK.

Münafığın alâmetleri ile ilgili hadisin açıklaması...

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Kategori:
Okunma sayısı : 50.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun