Kur'an-ı Kerim inançlıların inancını, inançsızların inançsızlığını artırır, sözü ne anlama geliyor, açıklar mısınız?

Tarih: 09.03.2010 - 00:00 | Güncelleme:

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Konuyla ilgili bazı ayetlerin mealleri şöyledir:

"Yeni bir sure indirildiğinde onlardan / inkârcı münafıklardan bazıları: 'Bu inen kısım hanginizin imanını artırdı acaba?' diyerek vahyi küçümserler. Ama bu, iman edenlerin imanını, yakinini artırır ve onlar sevinip birbirlerini müjdelerler."

"Fakat o sureler, kalplerinde küfür ve nifak hastalığı bulunanların inkârlarına inkâr kattı ve onlar kâfir olarak öldüler.” (Tevbe, 9/124 ve 125).

“Biz Kur’ân’ı müminlere şifa ve rahmet olarak indiririz. Ama o, zalimlerin ise sadece ziyanını artırır.” (İsra,17/82).

Müminlerin imanlarının artması:

Münafıkların yeni inen bir sure veya ayet hakkında alaycı bir ifadeyle “Bu inen kısım hanginizin imanını arttırdı acaba?” demeleri gösteriyor ki, Kur’an’dan yeni bir parça indiğinde müminler “Bu da bizim imanımızı arttırdı.” diyorlardı.

“Gerçek müminler ancak o kimselerdir ki, yanlarında Allah zikredilince kalpleri ürperir, kendilerine onun ayetleri okununca bu, onların imanlarını artırır ve yalnız Rablerine güvenip dayanırlar.” (Enfal, 8/2)

mealindeki ayette müminlerin bu hallerine işaret edilmektedir.

“Muaz b. Cebel’in Esved b. Hilal’e “Gel biraz oturup da (Kur’an’ı ve dinî meseleleri müzakere ederek) imanımızı arttıralım.” (Buharî, İman, 1) demesi de  “Kur’an’la imanlarını arttıran” müminlerin bu gerçeği bazen açıkça seslendirdiklerini göstermektedir.

İmanın aslı yüzde yüz bir yakin olması haysiyetiyle, kesin bir ilmî zirveyi ifade etse de, o zirvenin de ötesinde pek çok mertebelerin bulunduğu kesindir. Yeni deliller, yeni karineler, yeni bilgiler hep imana kuvvet verir.

İşte müminlerin imanı inen her yeni ayetin ihtiva ettiği harika belagat, güzel ahlakî dersler, gaybî haberler gibi gerçekler karşısında bir kat daha artıyor, akıl ve kalplerinin yanında nefislerini de bir kat daha tatmin oluyor, itminana kavuşuyordu.

Kâfirlerin küfürlerinin artması:

Baştan beri -makam, mevki, haset, sosyal, siyasal, ekonomik gibi sebeplerle- iman etmeye hiç niyetleri olmayan kâfirlerin bu inadî küfürlerinin bir cezası olarak, kalpleri Kur’an’ın hakikatlerine karşı mühürlenmiştir.

“Kalplerinde bir hastalık vardır. Allah da onların hastalıklarını daha da ilerletti. Bu yalancılık (ve samimiyetsizlikleri) sebebiyle bunlara gayet acı bir ceza vardır.” (Bakara, 2/10)

mealindeki ayette bu gerçeğin altı çizilmiştir.

Psikolojik olarak bir şeyin doğru olmadığına inanıyorsanız, o konuyla ilgili detayları duydukça -size göre- yanlış olan o konu hakkındaki antipatiniz daha da artar. Çünkü, yalandan nefret eden bir kimse yalan ve yanlışları duyması nispetinde kin ve nefreti ziyadeleşir.

Bunun gibi, Kur’an’a karşı kin ve nefretle dolu olan kâfirler, her yeni inen ayetler karşısında bu kin ve nefretleri ve buna bağlı olarak da küfürleri daha da artıyor.

Özetlersek; niyet ve nazar eşyanın mahiyetini değiştirir, elması kömüre, kömürü elmasa dönüştürür. İman şuuruyla Kur’an’a bakan müminlerin nazarında, Kur’an’dan gelen en küçük bir sinyal imanlarının artmasına yetiyor. İman bir nurdur, ufak bir kıvılcımla daha da parlamaya başlar. İman bir kuvvettir, en ufak bir ilahî mesaj karşısında gücüne güç katar. İman bir ilimdir, Kur’an’dan işittikleri her yeni bilgiyle ilimlerine ilim katar. Kur’an-ı Kerim’den yeni inen her ayet -bu bakış açısına sahip- müminlerin inancını arttırır.

Buna karşılık, küfür bir karanlıktır, Kur’an’ın ışığı karşısında kâfirin gözleri kamaşır. Küfür bir cehalettir, Kur’an’dan inen her yeni bilgiden uzak kaldıkça, bu kâfirâne cehaletleri artmaya başlar. Küfrün mahiyetinde haset vardır, her inan yeni vahiy karşısında bu hasetleri ve buna bağlı olarak küfürleri artar.

Hulasa; Müminler -hem söz hem de fiilleriyle- aşağıdaki ayetin ilk cümlesini okurken, kâfirler de -hem söz hem de fiilleriyle- ayetin ikinci cümlesinin hakikatini ilan ediyorlar:

“Allah iman edenlerin yardımcısıdır, onları karanlıklardan nura/aydınlığa çıkarır. İnkâr edenlerin dostları ise tağutlar olup onları aydınlıktan karanlıklara götürürler. İşte onlar cehennemlik kimselerdir ki orada ebedî kalacaklardır.” (Bakara, 2/257).

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun