Rum suresi 32. ayetinde, günümüzdeki cemaatlere de bir uyarı ya da tepki söz konusu mu?

Tarih: 16.08.2010 - 00:00 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Bu ayeti nasıl idrak etmemiz gerekiyor?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Rum suresi, Ayet 31-32:

"Bütün gönlünüzle ona yönelin, ona saygısızlıktan sakının, namazı kılın ve şirke sapanlardan, dinlerini parçalayıp her bir grubun kendindekini beğendiği fırkalara ayrılanlardan olmayın."

Ayetlerin Açıklaması:

31. âyetin "Bütün gönlünüzle O'na yönelin,.." şeklinde çevrilen kısmı, durum bildiren bir yan cümle olduğu için "Bütün gönlünüzle O'na yönelmiş olarak,.." anlamına gelir.Tefsirlerde bunun gramer açısından izahı yapılırken ya daha önce geçen "O doğru dine yönel" cümlesine bağlanır ve öznenin Hz. Peygamber (asm) ile birlikte bütün müminler olduğu kabul edilir veya "müşriklerden olmayın" cümlesinin delaletiyle "(yönelmiş) olun" şeklinde takdir edilecek bir ana cümleye bağlanır. Yine âyetin bu kısmına, "münîbîn" kelimesinin kök anlamına göre "O'na dönün, tövbe edin; O'na itaati sürdürün" gibi mânalar verilebilir. (Şevkânî, IV, 258)

32. âyet, önceki âyetin son cümlesini açıklamaktadır; bu da dini ve fıtratın gereklerini olduğu gibi kabullenmedikleri için, onu bölen ve bu sebeple fırkalara ayrılanların da bir tür şirk içine düştüklerini göstermektedir. Bu tutumun şirk olarak nitelenmesi, söz konusu kişilerin kendi iradelerini ve kişisel arzularını ilâhî irade ve bildirime eşdeğer görüp dine ve fıtrata kısmen uymaları ve işlerine gelmeyen kısmında başlarına buyruk olmayı tercih etmeleri, üstelik kendi isteklerine taassup göstererek bağlandıkları için onları din mertebesine çıkarmalarıdır. Böylece bu kimseler, şirkin hatıra ilk gelen mânasına yaklaşmakta yani başka varlıkları Allah'a ortak koşma kapsamına girmiş olmaktadırlar.

Tefsirlerde genellikle burada, değişik fırkalara ayırılan Yahudi ve Hristiyanların, hak din olan İslâm'ı terkedenlerin veya İslâm ümmeti içinde bid'atler geliştirenlerin ve bölünmeyi körükleyenlerin kastedildiği yorumu yapılmıştır.

Bazı müfessirler ise (Meselâ bk. Beyzâvî, V, 46) burada kişisel eğilim ve tercihlerine göre mabud seçip ayrılık içine düşen müşriklerin kastedildiğini belirtmişlerdir. Her halükârda âyetin, dini kitlelere hâkimiyet aracı olarak kullanıp tefrika çıkaranlara ve böylece onu aslî hüviyeti dışına taşırmaya çalışanlara yönelik ağır bir eleştiri içerdiği, aynı zamanda tarihsel tecrübe ışığında Müslümanlara yönelik önemli bir uyarı taşıdığı açıktır.

Tabiî ki bu, dinin sağlıklı biçimde anlaşılması için çaba harcamayı ifade eden içtihadın ve ictihad farklılıklarının kınanması anlamına gelmez. Zira bu çerçevedeki faaliyet bizzat Resûlullah tarafından övülmüş ve teşvik edilmiştir. Âyetin son cümlesine "Her fırka kendi görüşünden memnuniyet duymaktadır..." şeklinde de mâna verilebilir. (bk. Diyanet Tefsiri, Kur’an Yolu: IV/288-291.)

İlave bilgi için tıklayınız:

Cemaatler ve tarikatlar İslam'da gerekli olan müesseseler mi? ...

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun