Allah'ın, Rasulullah (asm)'ın istikbaldeki saadeti ebediyeye ait duasını kabul etmesi ve kainatı yaratması nasıl anlaşılır? Bunun başka kullardan nazireleri var mıdır?

Tarih: 15.09.2010 - 00:00 | Güncelleme:

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Kainattaki bütün kemalatın menşei ve esası Nur-u Muhammedi (asv)'dir. Her şey, kemalini ve cemalini O’nunla buldu. Sorduğunuz soruya iki şekilde cevap verilebilir.

1. Anlaşılmaz bir kitap muallimsiz olsa manasız bir kağıttan ibaret kalır. Allah bu dünyayı ve içindekileri, kendi cemalini ve kemalini görmek ve göstermek için yarattı. Cemalini ve kemalini göstermek istediği şuur sahibi mahlukatın başında da, insan gelmektedir. Kendisi kendine layık bir şekilde cemal ve kemalini tefekkür etmektedir. Fakat insan dediğimiz mahlukun, Allah’ın istediklerini kendi başına anlaması mümkün değildir.

Madem kainat insan için yaratılmış ve madem insanın yalnız başına İlahi hakikatı anlaması mümkün değildir. Öyleyse insanların nazarını mahlukattan ve masivadan çekecek peygamberler olacaktır. Bu peygamberlik makamı, Allah’ın en çok sevdiği insanlardan oluşacaktır. Bu peygamber dediğimiz seçkin insanların arasında da vahiyde belirtildiği gibi, en sevgili kul ve en şerefli kişi Hz. Muhammed (a.s.m)'dir.

2. Hz. Muhammed (a.s.m)'in duası, bu kainatın yaratılması için bir sebeptir. Yani asrımız alimlerinden Bediüzzaman Said Nursi’nin ifadesiye “Allah, ezeli ilmiyle Peygamberimiz (asv)'in, kainatın ve cennetin yaratılması hususundaki ısrarlı ve ihlaslı duasını kabul etti ve bu kainatı halk etti.” İşte O’nun bu duası olmasaydı Allah kainatı ve içindekileri yaratmazdı.

Çünkü O zat (a.s.m) bütün enbiyanın seyyididir, bütün evliyanın reisidir. O geldikten sonra dünya rahata kavuştu. Bu noktadan O’na olan sevgi, başka bir sevgidir. Fakat madem Allah’ın zatı mahlukatın zatına benzemez. Ve hadsiz derecede mükemmel ve alidir; elbette sıfatları da benzemez. Yani ilmi, iradesi, kudreti ve muhabbeti de mahlukatın sıfatlarına benzemez.

Allah’ın Peygamberimize (asv) olan muhabbetini aklımızla anlamamız mümkün değildir. Çünkü Allah’ın ne sıfatlarını, ne zatını ne de fiillerini aklımız almıyor. Elbette muhabbet-i ilahiyeyi de anlamamız iktidarımız haricindedir.

İnsanda ebedi yaşama arzusu vardır. İnsan ölümsüzlük ve ebedi yaşama arzusu varsa, bu sebepsiz değildir. Bunun mutlaka karşılığı olmalı. İşte Allah insandaki bu ebedi yaşama arzusu duasını kabul edip ebedi alemler olan Cennet ve Cehennemi yaratmıştır.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun