Hz. İsmail'in yerine, neden dünyadaki koçlardan biri kesilmedi?

Tarih: 15.12.2010 - 00:00 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Hz. İbrahim (as) tarafından kurban edilmek istenen Hz. İsmail (as)'in yerine, neden dünyadaki koçlardan biri kesilmedi de gökten indirilen koç kesilmiştir?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Kur’an’da “Büyük bir kurban / fidye” olarak ifade edilen hayvanın kimliği hakkında başkaca bir bilgi verilmemektedir. Onun cennetten veya Sebir dağından getirildiğine dair görüşler birer yorumdur. Doğru da olabilir, yanlış da olabilir. Ancak Kur'an'ın ifadesiyle bu “büyük bir kurban” ve “fidye”dir. Bu açıdan önemi de büyüktür.

Konuyla ilgili ayetler şöyledir:

“İbrahim dedi ki: “Şüphesiz ben Rabbime gideceğim. O beni dosdoğru yola iletecektir.
– “Rabbim! Bana salihlerden
(bir oğul) ihsân et!”
–  Biz de ona yumuşak huylu bir erkek çocuk müjdeledik.
– Çocuk, babasıyla beraber yürüyüp koşabilecek çağa erişince, İbrahim ona; “Yavrucuğum! Ben rüyamda seni boğazlıyor olduğunu görüyorum. Bir düşün, ne dersin?” dedi. Çocuk: “Babacığım, emrolunduğun şeyi yap. İnşaallah beni sabredenlerden bulacaksın.” dedi.
– Her ikisi de Allah’ın emrine boyun eğip İbrahim çocuğu alnı üzerine yatırınca
– Biz ona: “Ey İbrahim” diye seslendik.
– “Gerçekten sen rüyanı doğruladın. Şüphesiz, biz iyi iş yapanları böyle mükâfatlandırırız.”
– Şüphesiz bu, apaçık bir imtihandı.
–  Biz ona,
(oğlunun yerine) büyük bir kurbanı fidye olarak verdik.” (Saffat, 37/99-107).

Ayette geçen "büyük bir kurbanı fidye olarak verdik" kısmı, Elmalılı Hamdi Yazır, kısaca şöyle açıklar:

"Ve ona büyük bir kurbanlık ile fidye de verdik. Yani İbrahim (as)'e oğlunun yerine kesilmek için büyük bir kurbanlık kurtuluş fidyesi de verdik. Boğazlamaya başlamakla rüya gerçekleştirilmiş olup da "Rüyayı tasdik ettin" diye nida edildikten sonra fidyenin mânâsı ne olabilir? Bunu en güzel açıklayan yön şudur: Deniliyor ki, İbrahim (a.s.) bir oğlu olursa, Allah yolunda kurban edeceğini adamıştı. Sonra unutmuş, rüya bunu hatırlatmıştı. Onun için nida olunduğu zaman rüya gerçekleştirilmiş olmakla beraber adak yerini bulmamış olduğundan bu fidye onu böyle hüküm değiştirmek suretiyle tamamlamış ve ayrıca bir nimet olmuştur. Bundan dolayı İmam-ı Azam demiştir ki: "Çocuğunu kurban etmeyi adayana bir koyun kesmek vacib olur."

"Acaba o büyük kurbanlık ne idi ve büyüklüğü neresindeydi? Çokları cennetten gelme, beyaz ve bir rivayette emlah, yani alaca ve a'yen, iri gözlü bir koç idi demişler ki, Yahudilerin görüşü de buna uygundur."

Bazıları da Sebîr dağından inme bir va'l, yani dağ keçisi demişlerdir.

Büyüklüğünü de bazıları maddî olarak, iri yapılı diye, bazıları da manevî büyüklük ve önemle tefsir etmişlerdir.

"Yalnız bir peygamber değil, belki baba ve oğul iki peygamberin sıkıntısını kaldıran ve özellikle neslinden peygamberlerin sonuncusu gelecek bir peygamberin fidyesi olan ve cennetten gelen bir kurbanlık elbette büyük olur. Bazıları da demişlerdir ki, büyüklüğü ondan sonra sünnet ve din olması itibarıyladır. Ebu Bekir Verrak, bir nesilden değil, doğrudan doğruya yaratılmış olması bakımındandır, demiştir.

Fakat hatırlatmaya hacet yoktur ki, Kur'ân'ın "Büyük bir kurban" ifadesi bütün bunlardan daha kapsamlı ve daha büyüktür. En iyisini Allah bilir."

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun