Nur sûresi, 33. âyeti açıklar mısınız? Özellikle de âyetin sonundaki fuhş bahsi ile ilgili kısmı; burada fuhşa izin mi veriliyor?

Tarih: 14.02.2011 - 00:00 | Güncelleme:

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Nur suresi 33. ayetin meali şöyledir:

"Evlenmeye güçleri yetmeyenler de, Allah kendilerini lütfuyla zengin edinceye kadar iffetlerini korusunlar. Sahip olduğunuz kölelerden 'mükâtebe' yapmak isteyenlere gelince, eğer onlarda bir hayır görürseniz onlarla mükâtebe yapın. Allah’ın size verdiği maldan onlara verin. Dünya hayatının geçici menfaatlerini elde etmek için iffetli olmak isteyen cariyelerinizi fuhşa zorlamayın. Kim onları buna zorlarsa bilinmelidir ki hiç şüphesiz onların zorlanmasından sonra Allah (onları) çok bağışlayıcıdır, çok merhametlidir."

Hayır, burada fuhşa izin verilmesi söz konusu değildir. Ayette özetle;imkanı olanların evlenmesi, evlenmeye güç yetiremeyenlerin ise bekarlıktan dolayı zina etmeyip sabrederek iffetlerini korumaları emredilmiş ve ayetin sonunda elin altındaki cariyelerin para karşılığı başkalarıyla fuhşa zorlanarak gelir elde etme amacı güdülmemesi gerektiği ifade edilmiştir. İlgili ayetin tefsiri şöyledir:

Nikaha güç yetiremeyenler de, teşebbüs ettiği halde nikah için gerekli olan şeyleri tedarik edemeyen ve yardım göremeyen bekarlar da, Allah kendilerini varlıklı kılıncaya kadar iffetini korumaya çalışsın ve bu cümleden olarak ellerinizin altında bulunanlardan mükatebe yapmak isteyenleri, eğer kendileri hakkında bir iyilik biliyorsanız hemen mükatebe yapınız.

MÜKÂTEBE: Kitabete kesişmek, köle veya cariyenin vermeyi taahhüd ettiği bir bedel karşılığında hür olmak üzere kendisini efendisinden satın alması anlaşmasıdır ki, bedeli ödeyince hür olur. Ve Allah'ın size vermiş olduğu malından siz de onlara veriniz ve dünya hayatının geçici menfaatlarını elde edeceksiniz diye, namuslu kalmak isteyen cariyelerinizi fuhşa zorlamayın. Rivayet edildiğine göre münafık Abdullah b. Übeyy b. Selûl altı cariyesini zorla zinaya sevkediyordu. İkisi gelip Resulullah (asm)'a şikayet ettiler, bu âyet indirildi.

İşte yukarıdaki emirleri ihmal etmek, namuslu kimseleri istemeyerek zinaya sürüklemeye yakın kötülüğe sebeb olur. O halde günah kimin? Zorlayanın mı? Zorlananın mı? İkisinin de mi? Kim onları zor altında bırakırsa şüphe yok ki Allah, onlar zorlandıktan sonra, yani o cariyeler razı olmayıp zorla sürüklendikten sonra, bu biçarelere çok bağışlayıcı ve merhametlidir. Yani yapılan fiilin zorlayan için de zorlanan için de günah olduğunda şüphe yoktur. Fakat zorlanan biçareler de bu günaha razı olmayıp zorla sürüklendiklerinden dolayı özür sahibidirler. Ve bağışlayıcı ve merhamet sahibi olduğunda şüphe olmayan Allah yanında, bağışlanmaya ve merhamet edilmeye layıktırlar. Bu sebepten bu zavallılara acımalı, kurtulmaları için yardım etmelidir. Fakat zorlamayı isteyerek yapanlar, sûrenin başında geçtiği üzere acımaya layık olmayıp razı olduğu günahın azabına layık oldukları gibi, zorlayanın da bütün vebali yüklenerek büyük azab ve nefrete müstehak olduğunu hatırlatmaya gerek yoktur.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun