Resim / fotoğraf ve fotoğraf çekmenin, çektirmenin hükmü nedir?

Tarih: 03.04.2012 - 14:18 | Güncelleme:

Soru Detayı

-Resim ve fotoğraflarımızı odalarımıza asabilir miyiz?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Fotoğrafı ikiye ayırmak gerek. Canlıya âit fotoğraflar, cansıza âit fotoğraflar.

Canlıya âit fotoğraflar, ya yaşayacak şekilde boy resmi olur yahut da yaşamayacak şekilde yarım resim olur. Yaşamayacak şekilde yarım, yahut da bakınca seçilemeyecek kadar küçük olursa mahzur yoktur denebilir. Ancak boy resim ve fotoğraflarına (bir ihtiyaç olmaksızın) cevaz verilmemiştir.

Cansıza âit resimlere, yâni manzaralara gelince, bunun câiz olduğu kesindir. Çiçek, göl ve orman manzaraları gibi görüntüler çekilebilir, evlerin belli yerlerine asılıp ilâhî kudret takdirle seyredilebilir.

Canlıya âit boy resimlerini, (insan, hayvan ve diğer canlı varlıklar gibi) odanın duvarına asıp, bakınca tümüyle görünür halde bırakmak, bu odada namaz kılmayı mekruh hale getirmek demektir.

Bu itibarla, duvarlarında canlılara âit boy resimleri bulunan odada kılınan namaz mekruh olur. Resimler kıble cihetinde ise mekruhluk şiddetlenir, yanda ise azalır, arkada ise daha da azalmış sayılır. Böyle resimler ya indirilmeli yahut üzeri örtülerek namaza durulmalıdır. Boy resimlerini kapalı bir yerde tutmak, ancak gerektiğinde görülecek halde muhafaza etmekte beis yoktur.

Kâğıt paralarla nüfus cüzdanlarındaki vesikalık resimler de câizdir. Bunlar canlandığı farzedildiğinde yaşamayacak derecede küçük ve yarım olan resimlerdir. Ayrıca bazı müseccel şahısları tanımak için çekilen zaruri boy resimleri için de ruhsat vardır.

Bunlar ihtiyaç resimleridir. Hırsızlar, diğer suçlular ancak bunlarla kolayca adaletin pençesine teslim edilebilmektedir.

Her konuda korumamız gereken temel ölçü tevhid ve güzel ahlâk olduğu gibi, resim veya müzikte de aynı ölçü ve kriterleri korumak temel hassâsiyetimiz olacaktır. Öyleyse resimde ve müzikte hüküm, biçimine, yerine, konusuna, muhtevâsına ve maksadına göre değişiklik arz eder. Bu hususları şöyle sıralayabiliriz:

1. Tevhid inancına uygun olmayan resim ve müzik haramdır. Meselâ mukaddes sayılmak, tapılmak, ulûhiyet izâfe etmek, ulûhiyet izâfe edilen şeyleri konu yapmak, şirke malzeme yapmak, uğur veya uğursuzluk aracı olarak kullanmak, nazarlık veya fal malzemesi yapmak, büyü için kullanmak, Allah’a ve elçilerine sûret veren bir temâyı işlemek amacıyla resim veya müzik yapmak veya bu konuları tasvir etmek ve işlemek haramdır.

2. İslâm’ın ahkâm ve ahlâkî değerlerine aykırı konuları işleyen, meselâ çıplak insanı konu alan ya da şehevî arzûları işleyen, edepsizliği, ahlâksızlığı, haramları, şeytânî hevesleri, düşmanlıkları, kin, nefret ve husûmeti tahrik eden, adâveti ve fert ve toplum barışını baltalayan her türlü objeleri temâ olarak alan resim veya müzik yapmak veya yapılmış resim veya müzikleri kullanmak, izlemek veya dinlemek haramdır.

3. Bunların dışında; resimlerden ruh sahiplerine ait olmayanlar mubahtır. Yani tabiat, deniz, su, dağ ve ağaç resimleri yapılabilir, kullanılabilir ve odaya asılabilir.

Canlı resimlerine gelince, Resûl-i Ekrem Efendimiz (asm) canlılara ait resimler yapmaktan nehy etmiştir. (Buhârî, 6/980)

İbn-i Abbas (ra) resim yaparak geçimini sağlayan birisine, “Sen eğer sanatına devam etmek mecburiyetinde isen, ağaç ve ruh sahibi olmayanların resimlerini yap.” diyerek yönlendirmiştir. (Buhârî, 6/416) Fakat oturulan minderde veya yere serilen yaygı üzerindeki resimlere -tazim edilmeyerek üzerine basıldığı için- cevaz veren rivâyetler de vardır.

Buradan anlaşılmalıdır ki: İslâmiyet’te resim konusunda gösterilen hassâsiyet, resimlerin dînî bir takdis ve tâzim aracı olarak kullanılmasını önlemeye ve tevhid inancını korumaya yöneliktir.

Resimle ilgili rivâyetleri bir araya toplayan Tahavî, şerhinde der ki:

“Yasaklanan resimler, Hristiyanların kilise duvarlarına yaptıkları veya takdis ve tâzim için bezlere yaparak astıkları resimlerdir.” (Tahavî, Şerhu’l-Maâni’i-Âsâr, s. 285)

Kardavî de canlı-cansız ayırımını üç boyutlu olup olmamakla yorumlamış; üç boyutlu olmayan resimleri cansızlar sınıfında kabul ederek, tazim ve takdis amaçlı olmamak kaydıyla câiz görmüştür. (bk. Kardavî, Helal-Haram, 4/96)

Özetle:

a) Mücessem/üç boyutlu olmayan resimleri yasaklar içine sokmayan âlimlere göre fotoğraf çekmek ve kullanmak caizdir; yarım olanların cevazı daha da kuvvetlidir. Ancak fotoğrafın konusu ve maksadı yine önemini muhafaza etmektedir. Çıplak veya açık kadın ve erkek fotoğrafları ile hıristiyan azizlerine ve benzerlerine ait fotoğraflar harama dahildir.

b) Haram olması için mücessem olmasını şart koşmayan âlimlerden bir kısmı fotoğrafta -ressamın yaptığı resimde mevcut- vasıfları (illeti) bulamadıkları için bunu caiz görmüşlerdir. (bk. Şeyh Muhammed Bahit, el-Cevâbu'ş-Şâfi)

Bu gurubun diğer ulemâsı da kimlik, pasaport, tapu vb. yerlerde kullanılmak üzere fotoğraf kullanmak ve çektirmenin bir ihtiyaç (zaruret) olduğunu gözönüne alarak bunu caiz görmüşlerdir; çünkü "Hacet (ihtiyaç) umûmî olsun, husûsî olsun zaruret menzilesine tenzil olunur (zaruret kabul edilir)." (Mecelle mad. 32)

İslâmda ressamlık ve fotoğrafçılık mesleğinin hükmü de yukarıdaki açıklamalardan anlaşılacaktır. Caiz olanı yapmak da caizdir. Konusu veya maksadı itibarıyla caiz olmayanı yapmak ve çekmek de caiz değildir.

İlave bilgi için tıklayınız:

Resim ve fotoğraf konusunda detaylı bilgi verir misiniz? İslamın bu konuya bakışı nasıldır?

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun