Bazı kimseler istemedikleri halde bankaya para yatırmak zorunda kalıyorlar. Kimi zaman muhafaza için, kimi zaman da ticarî mecburiyetlerden dolayı yatırılan bu paralara banka faiz tahakkuk ettiriyor, dolayısıyla para sahibinin eline faiz de geçmiş oluyor.

Tarih: 15.05.2006 - 00:00 | Güncelleme:

Cevap

Değerli kardeşimiz,

İslâm âlimleri bu konuda iki görüşe sahipler. Bir kısmı, "haram mal alınmaz, alınsa bile yenmez", diyorlar. Bunlara göre haramı almaktansa denize, yahut ateşe atmak daha tehlikesizdir. Bilhassa zühd ve takvâ mesleğinde giden bu zâtlardan biri olan Fudayl Hazretleri, eline geçen dirhemlerin haram olduğunu anlayınca taşların arasına doğru fırlatmış, “Ben haram malı elimle tutmak istemem." diyerek hiçbir suretle faydalanmaya lâyık görmemiştir.

Ancak başta İmam-ı Gazalî olmak üzere bazı âlimler de "bu gibi paraları bir fakire vermeyi" daha uygun bulmuş; denize, ateşe atmakta hiçbir fayda olmadığına, muhtaca vermekte ise mutlak faydaların olduğuna dikkati çekmişler. Gazalî (ks) bu mevzuda İhyâ’sında, Resûl-i Ekrem Efendimiz’in, kendisine ikram edilen koyun etinin haramdan kazanıldığını anlayınca, hemen geri çekilip, fakirlere gönderttiğini, ayrıca Bizans’ın İranlılara karşı harbi kazanacağı konusunda bahse giren Hz. Ebû Bekir’in dediği çıkınca, aldığı develeri de fakirlere verdiğini delil olarak zikretmiştir.

Demek ki, haram mal yenmez, ama menfaati şahsından uzak, fakirlere verilir. Bundan sevap da beklenmez, sadece sorumluluktan kurtulma esas alınır.

Faiz para için de söylenecek hüküm bundan başkası değildir. Faizli kuruma para yatırmamalı, yardımcı ve destek olunmamalıdır. Ancak mecburen böyle bir durumda kalınırsa, alınan faiz, menfaati şahsından uzak bir yere verilmeli; kitap alıp dağıtmak, yahut gıda maddesi dışındaki ihtiyaçlara verip muhtaca intikal ettirmek gibi bir çâre düşünülmelidir.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Okunma sayısı : 10.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun