Musibete Lanet Etmeyin

Musibetler hakkında yukarıda kaydedilen esaslar çerçevesinde bir değerlendirme yapınca onlar karşısındaki tavrımızın da buna uygun olması gerekir. Bu durum, Müslümanla Müslüman olmayan insanlar arasındaki temel bir farkı ortaya koyar. (1) Musibetlerle şahsî hatalarımız arasında sıkı bir irtibatın varlığı kabul edilince, musibetlere tânetmek değil kendimize yönelip kendimizi düzeltme gayretine düşmemiz gerekir, halbuki musibete lânet, yapıcı yönü olmayan bir rahatlamadır. Şu hadis bu bakımdan meselemizi tamamlayıcıdır:


Esyer İbnu Câbir radiyallahu anh anlatıyor: “Hz. Peygamber aleyhissalatu vesselam zamanında şiddetli bir rüzgar esmişti ki bir adam rüzgarı lanetledi. Aleyhissalatu vesselam derhal müdahale ederek: “Ona lanet okuma, zira o bir memurdur. Kim, lanete layık olmayan bir şeye lanet okursa, lânet, okuyanın üzerine döner” buyurdular”. (2)


Rüzgar için yasaklanan laneti diğer tabiî afetlere de teşmil edebiliriz. Çünkü, daha önce belirtildiği üzere, İslam dini, müntesiplerine, bütün musibetlerin ilahi bir ikaz olduğu dersini vermekte, bu nahoş hadiselerin yeni bir uyanış vesilesi, kendimizi murakabeden geçirme fırsatı kılınmasını istemektedir. Halbuki lanet, kendimizi mağdur ve mazlum görüp, bütün suçu karşı tarafa yıkmayı ifade eder.

Nihaî ders: Buraya kadar kaydedip söylediklerimizden özetle şu netice çıkmaktadır: Başımıza gelen her çeşit musibetlerin temelde kaynağı, sebebi biziz: Allaha karşı olan ahdimizi yerine getirmediğimiz, içki, kumar, fuhuş gibi bir kısım haramlara, ahlaksızlıklara düştüğümüz, insanlarla münasebetlerimizde adaletten uzaklaşıp zulüm ve haksızlıklara yer verdiğimiz, çevremizde işlenen kötülüklere seyirci kalıp, düzelmesi imkanımız dahilinde olan kötülüklere müdahale etmediğimiz, zâlim ve fâsık idarecilere karşı –korku, menfaat hesabı gibi sebeplerle- hakikati haykırarak uyarıda bulunmadığımız ... için, Cenab-ı Hak bir kısım zâlimlerin eliyle bizi cezalandırmaktadır.

Bu, tarihte de hep böyle olmuştur, dolayısıyla ne ilktir, ne de son olacaktır.

Kaynaklar :

1-Evet her zaman söylediğimiz gibi, bir kere daha yeri gelmişken tekrar edelim: medeniyetler dünya görüşleriyle birbirlerinden ayrılırlar, teknikle değil.

2-Usdül-Gâbe 1, 115.

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Okunma sayısı : 5.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun