Oruç Hakkında Araştırmalar

Oruç ve Kanser

Florida`da Dr. Ahmed Elkadi başkanlığındaki Amerika İslâmî İlâç Araştırmaları Enstitüsü`nün. kanser hastaları üzerinde yaptığı oruç deneyleri oldukça heyecan vericidir. Deneyler neticesinde, düzenli oruç tutan hastalarda kötü huylu tümörlerin yayılmasının yavaşladığı (hatta durduğu), normalde ameliyatla alınan iyi huylu tümörlerin de yok olduğu görülmüş. Joel Fuhrman 1995`te yayınlanan "Sağlık için yemek ve oruç" adlı kitabında su ifadelere yer vermiş: "Oruç sadece fibroid tümörleri için değil, diğer birçok kanser dışı tümörler için de güvenli ve tesirli bir yaklaşımdır. Kişi aşırı kilolu olmadıkça oruçla tedaviye mutlaka olumlu tepki verecektir."

İslâmiyet`in Orucunun Biyolojik ve Psikolojik Olarak Diğerlerinden Farkları

İslâmî orucun diyet plânlanandan farklarını şöyle sıralamak mümkün:

* İftar ve sahur vakitlerinde, anormal miktarda yemek yenilmediği müddetçe, düzensiz kalori alımı olmamaktadır. Kuzey Dakata Eyalet Üniversitesi`nden M.M. Hussaini`nin Müslüman öğrencileri üzerinde yaptığı çalışma da bunu doğrular nitelikte. Onun bulgularına göre Müslüman öğrencilerin kalori alımı diğerlerinin üçte ikisi seviyesinde.
Bu da vücudun kalori dengesinin korunması anlamına geliyor.

* Beynin hipotalamus bölgesinde "lipostaf" denilen ve vücudun kütlesini kontrol eden bir merkez bulunduğu ilmen bilinmektedir. Sıradan bir diyet esnasında bu merkez vücuttaki kilo kaybını normal bir kayıp olarak algılamaz ve diyet biter bitmez hızla kaybedilen kiloları tekrar alacak şekilde kendini yeniden programlar. Oysa ki Ramazan`da vücut düzenli kilo kaybeder ve istenilirse oruç tutularak sağlıklı bir şekilde zayıflamak ve sonrasında şişmanlamamak mümkündür. Oruç tutan insanlarda lipostat merkezi kendini yeniden programlamaya ihtiyaç duymaz.

* İslâmî oruçta seçilen belirli gıdalar (sadece meyveler, sadece proteinler., vs.) değil, eşit oranda bütün gıdalardan yenilir. Bu sayede vücut ihtiyaç duyduğu besinleri alır.

* Ramazan, insanın kendini disipline etme ayı olduğundan fazlaca sigara, çay, kahve içen veya benzer alışkanlıkları olanlar bu alışkanlıklarını büyük oranda terkederler. Bu kişilerden birçoğunun Ramazan`dan sonra alışkanlıklarını eskisi kadar devam ettirmedikleri tesbit edilmiştir.

* Orucun biyolojik tesirlerinin yanında psikolojik tesirleri de çoktur. Oruç tutan insanlar daha az sinirli ve olaylar karşısında sürekli yapıcı davranırlar. Hz. Peygamber`in (s.a.v.l "Birisi size söz söylediğinde veya kötü davrandığında ona ben oruçluyum deyin." sözünü göz önünde tutarlar. Daha önce de bahsettiğimiz gibi. suça karşı olan meyilleri de oruçluyken yok olur.

Hastalara Oruç İçin Tavsiyeler

Diyabetik hastalar: Diyabetik hastaların oruç tutmasında bir zarar olmadığı gibi, aksine çok faydalar vardır. Çünkü oruç ile diyabetleri yok olacak ya da en azından daha iyileşecektir. Ama insülin alan diyabetiklerin oruç tutması risklidir. Bu hastaların doktorlarına danışarak iftar ve sahur vakitlerinde alacakları insülin miktarını öğrenmeleri zaruridir. Diyabetikler eğer oruç tutmuşsa iftar ve sahurlarda diyabetik yiyecekler yemelidir. Yine bu vakitlerde kan sekerlerini ölçtürmeleri gereklidir. .

Kalp hastaları: Oruç hâdisesinde kan basıncı düştüğü için bu hastaların oruç tutmasında fayda vardır. Bu hastalar ilâç seviyelerinin ayarlanması için doktorlarına başvurmalıdır. Hipertansiyonu ve ciddi kalp rahatsızlığı olanların oruç tutmaması tavsiye olunur.

Miğren`den başı ağrıyanlar: Oruç kandaki yağlı asitleri arttırdığı için bu hastaların oruç tutmaması tavsiye edilir.

Hamile hanımlar: Hamilelik çok hassas bir mevzu olduğundan, oruç olayına doktorla birlikte karar vermek uygundur. İlk ve sonuncu 3 ayda oruç tutmamalıdır. Sağlıklı bir hamilelikte, eğer Ramazan hamileliğin 4. ve 6. ayları arasındaysa, uzman doktorun yakın müşahadesi altında oruç tutabilir.

Tercüme ve Düzenleme: ZAFER ARSAY

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Okunma sayısı : 10.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun