Peygamberimiz'in anne ve babası ehli cennet midirler?

Tarih: 01.06.2006 - 00:00 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Peygamberimiz (s.a.v.)'in anne ve babasının imanları konusundaki İslâm alimlerinin görüşleri nelerdir?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

İslâm âlimleri ittifakla şu hususu belirtmişlerdir.

"Hazret-i İbrâhim'den (a.s.) gelen ve Resûl-i Ekremi (a.s.m.) netice veren nûrânî silsilenin fertlerinin hiçbiri, hak dinin nûruna lâkayd kalmamışlar ve küfrün karanlıklarına mağlûp olmamışlardı. Hiçbirinin temiz gönlü şirk ve küfür ile kirlenmemiştir."1

Bu hususu kaydettikten sonra, Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.)'in baba ve annesinin îmânları meselesi üzerinde duralım.

Birbirine yakın izahlarla birçok İslâm âlimi, Peygamber Efendimiz (s.a.v.)'in muhterem peder ve vâlidelerinin âhirette necât ehli olacaklarını açık ve kesin bir şekilde delilleriyle ortaya koymuşlardır.

Bu izah tarzlarını şöylece sıralayabiliriz:

1) Hz. Abdullah ile Hz. Âmine, Efendimize peygamberlik vazifesi verilmeden çok evvel vefât etmişlerdir. Dolayısıyla Fetret Devrinde yaşamışlardır ve "Ehl-i Fetret"ten sayılırlar. Fetret Devrinde vefât edenlere ise azap yoktur.

Bir gün, birisi büyük âlimlerden Şerefüddin Münâvî'ye,

"Peygamberimiz (s.a.v.)'in baba ve annesi cehennemde midir?" diye sorar.

Münevî Hazretleri hiddetle,

"Resûl-i Ekremin peder ve vâlidesi fetret zamanında vefat etmişlerdir. Peygamber gönderilmeden evvel ise azap yoktur." cevabını verir.2

Kendisine bir peygamberin dâveti ulaşmayan kimsenin âhirette azap görmeyeceği âyet ve hadislerle sabittir.3 Peygamber Efendimizin peder ve vâlidelerine de geçmiş peygamberlerden hiçbirinin dâvetinin ulaşmadığı tarihen sabittir. Şu halde, tereddütsüz söyleyebiliriz ki, onlar da necât ehlidirler ve âhirette azap görmeyeceklerdir.

2) Resûl-i Ekrem'in muhterem peder ve validelerinin şirk ehli oldukları sabit değildir. Bilakis, onlar, Zeyd bin Amr bin Nüfeyl, Varaka bin Nevfel ve benzerleri gibi büyük babaları İbrâhim'den (a.s.) gelen inanç ve âdetlerle amel eden "Hanif"lerdendirler.

3) Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.)'in baba ve annelerinin şirk ehli olmadıklarının bir delili de, "Ben mütemâdiyen temiz babaların sulbünden, temiz anaların rahminden nakloluna geldim"4 hadis-i şerifidir.

Kur'ân-ı Kerîm'de müşrikler "necis kimseler" olarak vasıflandırılmışlardır.5 Temizlik ile pislik, îmân ile şirk, mü'min ile müşrik arasında tezad bulunduğuna göre, yukarda kaydettiğimiz hadis ölçüsü ışığında, Resûl-i Ekremin ecdadından hiçbirinin küfür ve şirk gibi mânevî kirlere bulaşmadığını kabul etmek vacip olur.6

Bütün bunlardan sonra meseleyi şöylece özetleyebiliriz:

"Resûl-i Ekreme (a.s.m.) Allah tarafından rahmet olduğu hitap edilirken, parlak Nübüvvet ve Risâlet Güneşi henüz doğmadan apaçık nûru sîne-i ihtiramında taşıyan bir ana babayı, evlâdının feyz ve nûrundan mahrum farzetmek, hem edebe hem mantığa muvafık değildir. Hususiyle, Resûl-i Ekremin muhterem anne ve babasının hayatları, Cahiliyye Devrinde geçmiştir. Risâlet-i Ahmediyye zamanını idrâk etmemişlerdir."

Öyle ise, bu hususta mü'minin bilmesi ve kabul etmesi gereken husus şudur:

"Resûl-i Ekremin (a.s.m.) peder ve vâlideleri ehl-i necâttır ve ehl-i cennettir ve ehl-i îmândır. Cenâb-ı Hak, Habîb-i Ekreminin mübârek kalbini ve o kalbin taşıdığı ferzendâne şefkatini elbette rencide etmez."7

Şu dörtlük de bu hakikati pek güzel dile getirmektedir:

"İki cihân güneşi, bürc-i saâdette iken
Vâlideynine Mevlâ nice vermeye şerefi?"

"Çeşm-i insaf ile ey dil, nazar gavvâsa,
Alıcak dürrini yabana atar mı sadefi?"

[İki dünyanın güneşi olan Hz. Muhammed (a.s.m.) saâdet burcunda iken, Cenâb-ı Hak, anne babasına nasıl şeref vermez ki?
Ey gönül! İnsaf gözüyle dalgıca dikkatle bak; inciyi alır da sadefini hiç yabana atar mı?] 

Dipnotlar:

1. Mektubat s.397; Tecrid Tercemesi, 4/537.
2. Tecrid Tercemesi, 4/539.
3. İsrâ Sûresi, 15.
4. Kaâdı İyaz, 1/183.
5. Tevbe Sûresi, 28.
6. Tecrid Tercemesi, 4/546.
7. Bediüzzaman Said Nursî, Mektubât, s.398.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun