MUCİZELER KAYNAĞI KUR`ÂN-I KERİM'İN MATEMATİKSEL MUCİZESİ

Allah (cc), insanı sadece kendisine ibadet etsin ve dini O`na ait kılsın diye yarattı. Insanları O`nun ibadetine yöneltmeleri, O`na ortak koşulmaması ve bu ibadet görevinin Rasûllerine indirdiği kitaplara uygun olarak nasıl olması gerektiğini açıklamak üzere peygamberler gönderdi.

Her peygambere, getirdiklerinin Allah katından olduğu konusunda, kavmine karşı kendisine te`yid eden ve destekleyen bir mucize gerekliydi. Mucizenin ise Allah (cc) katından olarak Allah (cc)`tan başkasına tapanlara bir meydan okuyuş olması lazımdı. Meselâ Hz. Ibrahim (as)`in mucizesi şöyleydi: O, Allah (cc)`ın dışında tapılan putları kırdığında kendi kavmi onu tutup ateşe attılar. Ateş gerçek bir ateşti. Hz. Ibrahim herkesin gözü önünde konuldu bu ateşe. Ama buna rağmen O, hiçbir zarar dokunmadan çıkıverdi ondan... Öyleyse ondaki sebep neydi? Ateşin yakma özelliğini durduracak büyük bir kuvvet olmalıydı ortada. Alemlerin Rabbi şöyle buyuruyordu: "Ey ateş! Ibrahim`e bir serinlik ve bir selamet oluver." Artık bu paramparça olmuş putlar ateşe Ibrahim`i yakmasını emredebilirler miydi? Meydan okuma işte budur ve mucize buna derler...

Hz. İsa (as) tıp ilminde ileri bir kavme peygamber olarak gönderildi. Dolayısıyla mucizesi de tıp konusunda idi. Körlüğü iyileştirdi ve baras (alaca) hastalığını tedavi etti. Meydan okuyuş zirveye ulastı ve Meryem oğlu İsa Allah (cc)`ın izniyle ölüleri diriltti.

Hz. Musa (as) sihir ilminde ileri bir kavme peygamber olarak gönderildi ve mucizesi de kavminin ileri gittiği konuda oldu; asasını atar atmaz süratle giden bir yılana dönüştü ve öbürlerinin bütün sihirlerinin canına okudu. Meydan okuyuş son haddine vardı, asasını denize vurdu ve Alah (cc) suyun batırma özelliğini durdurdu. Hz. Musa ve onunla beraber inananların geçebilecekleri bir yol uzandı. Arkasından Yüce Allah (cc) suya özelliğini geri verdi de Fir`avn ve ordusu batıverdiler...Bunlar Allah (cc)`in peygamberlerini te`yid ettiği maddî mucizelerin bir kısmıdırlar.

Sonra Hz. Muhammed (sav) geliverdi. Onun peygamberliğinin daha öncekilerde bulunmayan bir takım özellikleri vardı:

Birincisi: O, herhangi bir kavme değil bütün aleme gönderilmiştir.

İkincisi: O, peygamberlerin sonuncusu idi. Artık ondan sonra ne peygamberlik ne de peygamber olacaktır.

Üçüncüsü: O`nun mucizesi dünya hayatı devam ettikçe, devam edecek, olan bir mucizedir; apaçık Arapça olan Kur`ân-ı Kerim`i getirmiştir.

Iste tek başına bu mucize bile bir mucizeler kaynağıdır. Alemlerin Rabbi, onunla insanlara ve cinlere haykırmış ve demiştir ki:

"De ki, insanlar ve cinler bu Kur`ân`ın bir benzerini getirmek üzere toplansalar, bir kısmı diğerine arka çıksa da onun benzerini getiremeyeceklerdir." (İsra, 17/88).

Yine şöyle buyurmuştur:

"Eğer bizim kulumuz (Muhammed)a indirdiğimiz hususunda şüphede iseniz, siz de onun benzeri bir sure meydana getirin... Eğer doğru sözlü iseniz Allâh (cc)`tan başka güvendiklerinizi de yardıma çağırın." (Bakara, 2/23).

Bu meydan okuyuşa da Kur`ân-ı Kerim`in dili sahasında ileri olan Araplara idi. Aynı zamanda beşer imkânının ulaşacağı her sahada kıyamete dek bütün alemlere karşı var olacak bir meydan okuyuştu bu... Rezzak olan Allah (cc) bize Kur`ân-ı Kerim`in mucize oluş sahalarından birini; "Hadi benzeri bir sûre getirin." meydan okuyuşunu hatırlatan bir sahasını göstermek için kuluna rahmetinin feyzinden Kur`ân`ın ayetlerini iyice anlayabilmesini sağlayacak kapılar açıverdi. Bu sahâ, Abdürrezzâk Nevfel`in sunduğu, Kur`ân-ı Kerim`in sayısal mucizeligi sahasıdır. Allah (cc) onu da, müslümanları da, bu mucizeyi okuyup inanan herkesi de Kur`ân`la mükafaatlandırsın..

Kur`ân-ı Kerim`in sayısal mucizeligi, -görüşümüze göre- zamanımızda yaşayan herkes için üç esaslı gerçeği ortaya koyar:

Birinci gerçek: Kur`ân bir insan tarafından değil, ancak ve ancak Allah (cc) katındandır.

İkinci gerçek: Indiği andan günümüze kadar Kur`ân-ı Kerim`de herhangi bir değişme, yer değiştirme, bozma olmamıştır.

Üçüncü gerçek: Kur`ân-ı Kerim kıyamete kadar devam edecek olan bir mucizedir...

Binaenaleyh, herhangi bir insan bu gerçekleri ayan beyan gördüğünde artık onun, Allah (cc)`a, O`nun peygamberine ve apaçık kitabına inanmaktan ve bunları tasdik etmekten bâşka çaresi kalmaz. Bu noktadan hareketle Kur`ân-ı Kerim`le ve onun getirdikleriyle amel, hidayet ve sapıklık arasında yegane ayırıcı ve adil sınır olmuş olur. Nevfel, Kur`ân-ı Kerim`in sayısal mucizeliği adlı kitabında diyor ki:

"Bu mucizelik, müsbet ve hakkında değişik görüşlerin olamayacağı maddî bir mucizeliktir... Münakaşa kabul etmeyen, tartışma götürmeyen bir mucizelik.. Zira rakamların dili ayırıcıdır... Sayıların ve hesapların sözleri kesindir."

KONUYLA İLGİLİ YAPILMIŞ BİR ÇALIŞMA:

Kuran, indirildiği günden bu yana her çağda yaşayan her insan grubunun anlayabileceği, kolay ve anlaşılır bir dile sahiptir. Edebi dilinin mükemmelliği, benzersiz üslup özellikleri ve içerdiği üstün hikmet, bunun en önemli sebeplerindendir. Bunun yanı sıra Kuran’ın Allah’ın sözü olduğunu ispatlayan birçok mucizevi özelliği daha vardır. Bunlardan biri de Kuran’da dikkat çeken kelime tekrarlarındır.

Allah, bundan 14 asır önce, insanlara yol gösterici bir kitap olan Kuran-ı Kerim’i indirmiş ve tüm insanlığı Kuran’a uyarak kurtuluşa ermeye davet etmiştir. Ayette de bildirildiği gibi Kuran

“...alemlere bir zikr (öğüt, hatırlatma, hüküm ve üstün bir şeref)den başka bir şey değildir.” (Kalem, 68/52)

Kuran indirildiği günden kıyamet gününe kadar da, insanlığın tek yol göstericisi olan son İlahi kitap olacaktır. Kuran’da ancak 20. ve 21. yüzyıl teknolojisiyle eriştiğimiz bazı bilimsel gerçeklerin 1400 yıl önce bildirilmiş olmasının yanı sıra, Allah’ın sözü olduğunu ispatlayan pek çok mucizevi özelliğe de sahiptir. Bu özelliklerden biri de “matematiksel mucize”leridir. Bu mucizeye bir örnek ise Kuran’daki bazı kelime tekrarlarının verdiği ortak sayıdır. Birbiriyle ilgili bazı kelimeler mucizevi bir biçimde aynı sayıda tekrarlanırlar. Aşağıda, bu tür kelimeler ve Kuran içindeki tekrarlanış sayıları verilmiştir.

“Yedi gök” tabiri 7 kere geçer. “Göklerin yaratılışı (halku semavat)” ifadesi de 7 kere tekrarlanır.

“Gün (yevm)” tekil olarak 365 kere geçerken, çoğul yani “günler (eyyam ve yevmeyn)” kelimeleri 30 defa tekrarlanır. “Ay” kelimesinin tekrar sayısı ise 12’dir.

“Bitki” ve “ağaç” kelimelerinin tekrar sayısı aynıdır: 26

“Ceza” kelimesi 117 kere yer alırken, Kuran ahlakının temel özelliklerinden olan “affetmek” ifadesi, bu sayının tam 2 katı kadar yani 234 kere tekrarlanır.

“De” kelimelerini saydığımızda çıkan sonuç 332’dir. “Dediler” kelimesini saydığımızda da aynı rakamı elde ederiz.

“Dünya” kelimesi ve “ahiret” kelimesinin tekrarlanış sayıları da aynıdır: 115

“Şeytan” kelimesi Kuran’da 88 kere geçer. “Melek” kelimesinin tekrar sayısı da 88’dir.

“İman” (tamlama almadan) ve “küfür” kelimeleri Kuran boyunca 25 kere tekrarlanır.

“Cennet” kelimesi ve “cehennem” kelimesi de aynı sayıda tekrarlanır: 77.

“Zekat” kelimesi Kuran’da 32 kere tekrarlanırken, “bereket” kelimesinin tekrarlanış sayısı da 32’dir.

“İyiler (ebrar)” 6 kere tekrarlanırken, “kötüler (fuccar)” kelimesi ise tam yarısı kadar yani 3 kere geçer.

“Yaz-sıcak” kelimeleri ile “kış-soğuk” kelimelerinin geçiş sayıları da aynıdır: 5

“Şarap (hımr)” ve “sarhoşluk (sekere)” kelimeleri de Kuran’da aynı sayıda tekrarlanır: 6

“Akletmek” ve “nur” sayılarının tekrar sayısı da aynıdır: 49

“Dil” ve “vaaz” kelimeleri eşit sayıda -25 kere- tekrar edilir:

“Yarar” kelimesi 50, “bozma” kelimesi de 50 kere tekrarlanır.

“Sevgi” ve “itaat” kelimelerinin tekrar sayısı aynıdır: 83

Kuran’da “dönüş” ve “sonsuz” kelimeleri eşit sayıda yer almaktadır: 28

“Musibet” kelimesi ve “şükür” kelimesi, Kuran’da aynı sayıda geçmektedir: 75 kere

“Güneş (şems)” ve “ışık (nur)” kelimeleri Kuran’da 33’er kez geçmektedir.

Sayımda “nur” kelimesinin sadece yalın halleri dikkate alınmıştır.

“Doğru yola ileten (Elhuda)” ve “rahmet” kelimelerinin tekrar sayısı eşittir: 79

Kuran’da “sıkıntı” kelimesi 13 kere yer alırken, “huzur” kelimesi de 13 kere tekrarlanmaktadır.

“Kadın” ve “erkek” kelimelerinin tekrar sayısı da aynıdır: 24

“Hıyanet” kelimesi 16 kere geçerken, “habis” kelimesinin tekrar sayısı da 16’dır.

“İnsan” kelimesi Kuran’da 65 kere geçer; insanın yaratılış safhalarının sayısının toplamı da aynıdır

Salavat kelimesi bütün Kuran’da 5 kere geçer ve Allah insanlara günde beş defa namaz kılmalarını bildirmiştir.

“Kara” kelimesi Kuran’da 13 kere geçerken, “deniz” kelimesi 32 kere geçmektedir. Bu sayıların toplamı bize 45 sayısını verir. Eğer karaların Kuran’da bahsediliş sayısı olan 13’ü 45’e bölersek, %28,888888888889 sayısını buluruz. Denizlerin Kuran’da bahsediliş sayısı olan 32’yi 45’e böldüğümüz zaman ise, %71,111111111111 sayısını buluruz. Bu oranlar ise, gezegenimizdeki su ve kara parçalarının gerçek oranıdır. (Scientific Miracles)

Yedi gök 7 kere
Göklerin yaratılışı (halku semavat) 7 kere

Gün (yevm) 365
Günler (eyyam,yevmeyn) 30
Ay (şehr) 12

Bitki 26 kere
Ağaç 26 kere

Ceza 117 kere
Affetmek 117X2=234 kere

De 332 kere
Dediler 332 kere

Dünya 115 kere
Ahiret 115 kere

Şeytan 88 kere
Melek 88 kere

İman 25 kere
Küfür 25 kere

Cennet 77 kere
Cehennem 77 kere

Zekat 32 kere
Bereket 32 kere

İyiler (ebrar) 6 kere
Kötüler (fuccar) 3 kere

Yaz-sıcak 5 kere
Kış-soğuk 5 kere

Şarap 6 kere
Sarhoşluk 6 kere

Akletmek 49 kere
Nur 49 kere

Dil 25 kere
Vaaz 25 kere

Yarar 50 kere
Bozma 50 kere

Sevgi 83 kere
İtaat 83 kere

Dönüş 28 kere
Sonsuz 28 kere

Musibet 75 kere
Şükür 75 kere

Güneş (şems) 33 kere
Işık (nur) 33 kere

Elhuda 79 kere
Rahmet 79 kere

Sıkıntı 13 kere
Huzur 13 kere

Kadın 24 kere
Erkek 24 kere

Hıyanet 16 kere
Habis (hilekar) 16 kere

İnsan 65
Toprak (turabun) 17
Nutfe (nutfun) 12
Embriyo (alak) 6
Bir çiğnemlik et (meda’a) 3
Kemik (ızamun) 15
Et (lehmun) 12
Toplam 65

Salavat 5 kere
Namaz 5 vakit

Kara 13 kere 13/45= %28,88888889
Deniz 32 kere 32/45= %71,11111111
Toplam 45 kere %100

Kuran Allah’ın Sözüdür

Kuran’da geçen kelime tekrarlarının verdiği ortak sayılar, Kuran’ın Allah’ın sözü olduğunu ispatlayan açık delillerden yalnızca biridir. Gerek bilimsel konularda, gerek geçmişten ve gelecekten verilen haberlerde gerekse matematiksel şifrelemelerde o dönemde hiçbir insan tarafından bilinemeyecek gerçekler ayetlerde haber verilmiştir.

Kuran’ın içinde yer alan her bilgi, bu İlahi kitabın bilinmeyen gizli mucizeleri, Yüce Rabbimiz'in sonsuz ilminin delillerinden sadece bir tanesini göstermektedir. Bir ayette şöyle buyrulmaktadır:

“... Eğer o, Allah’tan başkasının katından olsaydı, kuşkusuz içinde birçok çelişkiler bulacaklardı.” (Nisa, 4/82)

Kaynak:
Abdurrezzak Nevfel, el-İ’cazü'l-adedi li'l-Kuran'i'l-kerim, Beyrut.
Zağlul en-Neccar, Kadiyyetu’l-i’câzi’l-ilmî li’l-Kurani’l-kerîm, Daru Nahdati Mısr, Gize, 2006.

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Kategori:
Okunma sayısı : 10.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun