Beş vakti veya cuma namazını terk edenin kazancı helal olur mu?

Beş vakti veya cuma namazını terk edenin kazancı helal olur mu?
Tarih: 11.01.2016 - 12:03 | Güncelleme:

Soru Detayı

- İbadeti ihmal ederek, onu yapacak zaman içinde dünyalık için çalışan kimsenin kazancı helal olur mu?
- Cuma günü namaz çağrısı yapıldıktan sonra alışverişi terk ederek namaza koşmak emrediliyor. Binlerce işçinin çalıştığı fabrikalar var. İşverenler bunlara namaz kılmak için zaman ayırmak ve yer göstermek zorundalar mı?
- Cuma namazı vaktinde çalışmak haram olduğuna göre, bu durum bir mazeret olur mu?
- İş yeri sahipleri çalışanlarına hem beş vakit farz namazları hem de cuma namazı için izin vermek zorunda mıdır, izin vermezse kazanç helal olur mu?
- Namaz kılmayan, cumaya gitmeyen çalışanların kazancı iş verene haram olur mu?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Bir Müslümana, beş vakit namaz, cuma namazı gibi bir ibadet farz olunca, onu vaktinde kılması farzdır. Hiçbir özrü olmadığı hâlde bir farzı bilerek terk etmek haramdır ve büyük günahtır.

Bu sorunun cevabını cuma namazı örneğinden yola çıkarak bulmaya çalışalım:

Beş vakit namazını kılmayan bir kimse düşünelim, misal olarak da bir öğle namazını alalım; namazın kılınabileceği son zaman dilimine kadar bu kişinin kazandıklarına -genel olarak namazı kılmaması bakımından- haram diyemeyiz. Öğle namazının farzının kılınabileceği son zaman diliminde kazandığına gelince, cuma namazı için söyleneni burada kıyasa esas olarak almak suretiyle Maliki ve Hanbeli mezhebine göre "haramdır" deriz. Burada işin kendisi helal/mübah olsa bile, belli bir vakitte yapılması haram kılındığı için, haram olan bir işle elde edilen kazanç da haram olmaktadır. 

Hanefi ve Şafii mezhebinde ise bir tek farz namazı da kılmayan bir Müslüman büyük günah işlemiş olmakla beraber, kazancı haram olmaz. Bununla beraber, kazancının haram olmaması -namaz kılması gereken zamanda çalışmasının ve kazancının- tayyib ve güzel bir kazanç olduğu da söylenemez. Zira her vakitte farz namaz kılacak kadar bir zamanı namaza ayırmalıydı. Namaz kılmayan bir Müslüman namaz için ayırması gereken zamanı işe ve kazanca ayırmıştır.

Bu nedenle bir Müslüman her namazı mutlaka vakti içinde kılmalı. Böylece namaz gibi büyük bir ibadeti yerine getirmiş hem de namazı terk etmek gibi en büyük günahlardan birinden sakınmış olur. Ayrıca namaz kılanın diğer mübah ve helal işleri de güzel bir niyet ile ibadet hükmüne geçebilir.

İş yeri sahibinin sorumluluğuna gelelim:

Bazı işler vardır ki, ertelenmesi, durdurulması büyük zarar ve güçlüklere yol açar. Böyle bir iş söz konusu olduğunda iş sahibi, çalışanların günlük namazlarını kılabilmeleri için tedbir almakla, imkan vermekle ve yer göstermekle yükümlüdür.

Aynı zamanda mümkün oluyorsa cuma günü, bu namaz ile yükümlü olmayanlardan yararlanmak, onlarla fabrikanın çalışmasını sağlamak, diğerlerinin cumaya gitmelerine imkan hazırlamak mecburiyetindedir. Eğer bu da mümkün olmuyorsa -işin durdurulamaz olması- cuma ve cemâatin terkini mübah kılan mazeretlerden biri olarak değerlendirilir. Bu takdirde, cumaya gidemeyenler öğle namazını kılarlar.

İşyeri sahibi ve sorumlusu, gerekli tedbirleri aldığı ve yükümlü olanlara namazların kılma imkanını sağladığı halde namaz kılmayanların, yaptıkları işten hasıl olan üretim ve kazanç işverene haram olmaz; çünkü namazın terkinde onun bir etkisi ve katkısı yoktur.

Namaz kılmayan, başını örtmeyen Müslümanlara iş vermemek, onların bu yüzden örtünmelerini veya namaz kılmalarını sağlamaz; yani yaptırım olarak kullanılan "iş vermeme" tedbiri amacına ulaşmaz.

Böyle yapmak yerine Müslümanların bu kimselere de şefkat, merhamet ve iyi niyetle muamele etmeleri, iş vermeleri, maddi ve manevi ihtiyaçlarını gidermelerine yardımcı olmaları zaman içinde onların toparlanmalarına, bazı kusurları üzerinde yeniden düşünmelerine, iyi örneklerden etkilenmelerine sebep olabilir.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Kategori:
Okunma sayısı : 1.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun