Deccal ne zaman gelecektir?

Tarih: 02.07.2009 - 00:00 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Yüz yıl geçtiğinde yeryüzünde tek canlı kalmayacaktır, hadisini açıklar mısınız?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Cevap 1:

Görebildiğimiz kadarıyla ilgili hadisin tercümesi şöyledir:

“Eğer ben hayatta iken deccal çıkarsa onun hacici/ hasmı / onunla delillerle mücadele eden ben olacağım. Eğer benden sonra gelirse, Aziz ve Celil olan Rabbim, her mümin için benim vekilimdir.” (Mecmau’z-zevaid, 7/345, 347; Hacic’in manası için bk. en-Nihaye, “h-c” maddesi; Avnu’l-Mabud, ilgili hadisin şerhi)

Bu hadisin manası üzerinde duran alimlerin çoğuna göre, “Eğer ben hayatta iken  Deccal çıkarsa...” ifadesi, Hz. Peygamber (a.s.m)’in daha Deccal’in ne zaman geleceğini bilmediği bir döneme aittir. Daha sonra, onun ahir zamanda geleceğini öğrenince, o çerçevede ümmetine bilgi vermiştir.

Bazı alimlere göre, Hz. Peygamber (a.s.m), ümmetini Deccal’in fitnesine karşı sürekli dikkatli tutmak adına, içinde uyarı barındıran böyle bir  ifade kullanmayı tercih etmiş olabilir. (bk. İbn Hacer, Fathu’l-Barî, Evnu’l-Mabud, ilgili hadisin şerhi)

Aslında bu ifadeyi, meseleyi tasvir etmek için -farazi olarak- kullanılan bir üslup olarak da
değerlendirmek mümkündür.

Cevap 2:

“İçinde bulunduğunuz bu gece var ya; işte  bundan tam yüz yıl sonra şu anda yeryüzünde mevcut olanlardan tek canlı kalmayacaktır.” mealinde bir hadis vardır. (bk. Buharî, İlim, 41; Mevakit, 40).

Hz. Peygamber (a.s.m) bu hususa vurgu yaparak ümmetinden olan fertlerin ömrünün çok kısa olduğuna dikkat çekmiş, dolayısıyla zamanı israf etmeden ahirete hazırlık yapmalarının gereğine işaret etmiştir.

Hadisten “bundan sonra doğan hiç kimsenin yüzyıl yaşayamayacağı” manası çıkarılmamalıdır. Bilakis, hadis-i şerifin ifadesi, “o geceden önce doğmuş olanlar -o anda kaç yaşında olursa olsunlar- o geceden itibaren yüz yıl geçtikten sonra hayatta kalmayacakları” şeklinde değerlendirilmelidir.(bk. İbn Hacer, ilgili hadisin şerhi).

Bu bir gaybî haberdir, Allah’tan haber alınmadan söylenemeyecek bir husustur.  Demek ki, Hz. Peygamber (a.s.m), her şeyi bilen Allah’ın bildirmesiyle bu bilgiyi irşat maksadıyla söylemiş ve elbette doğru çıkmıştır. Bir mümin olarak “amenna ve saddakna” deriz.

Ebû’t Tufeyl isimli sahabinin, “Rasûl-i Ekrem’e yetişenlerden benim dışımda kimse kalmadı.” dediği rivayet edilir. (Müslim 2340; Müsned 5/454; Beyhakî Delâil 6/501; Tirmizî Şemail s.14)

Beyhakî Delâil’de (6/501) derki: Ebu’t Tufeyl Uhut harbi yılı doğdu. Hicretten yüz yıl sonra öldü. (Bunun Efendimiz’in (asm) vefatından yüz sene sonra olduğu da söylenir) Böylece Onun ölümü Efendimiz (asm)’in haber verdiği tarihten itibaren 100 yıl geçtikten sonra olmuş oluyor. Yine Beyhakî’nin İmam Ahmed b. Hanbel’den nakline göre bizzat Ebu’t Tufeyl Velîd b. Abdillah b. Cümey’a kendinin Uhut yılı doğup Rasûlüllah (asm)’ın sekiz yıllık hayatına yetiştiğini anlatır.

Ebu’t Tufeyl, Zehebî’nin Siyer-i Alamün Nübelâsında 3/467 bildirdiğine göre asıl adı Âmir b. Vasile el-Leysîdir. En son ölen sahabe budur. Dört kadar hadisi bize ulaşmıştır.

İlave bilgi için tıklayınız:

 Deccal kimdir?

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Kategori:
Okunma sayısı : 5.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun