Dindar için, dünya neden sıkıcı?

Tarih: 15.03.2024 - 15:38 | Güncelleme:

Soru Detayı

"Erkek olsun kadın olsun, kim inanmış bir insan olarak dünya ve ahirete yararlı işler yaparsa kesinlikle ona güzel bir hayat yaşatacağız ve böylelerinin ecirler.”
- Evet böyle bir ayet var bugün internette bir hoca bu ayeti yorumlarken iman edenlerin dünyada da hoş bir hayat süreceğini ve dünya uğruna dini reddedenlerin bu dünyada da huzur bulamayacağını söylüyordu. Peki benim kendi tecrübelerim neden tam tersini söylüyor?
- Önceden seküler bir insandım ve çok mutlu biriydim. Dine yönelmeye başladığımdan beri çok zor şeyler yaşadım ve hayatım eskisine göre çok daha boğucu ve sıkıcı. Psikolojik olarak da sıkıntılı dönemler yaşadım. Dindar bir çerçeveyle hayatı yorumlayınca çok karamsar bir tablo ortaya çıkıyor. Dünya çok çetin ve ciddi bir imtihan alanı.
- Öyle ki her 1000 kişiden 999'u cehenneme gidecek. Bu 999'a benim de dahil olma ihtimalim çok yüksek? Yokluğun daha kötü olması rahatlatıcı bir cevap olmuyor ne yazık ki.

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Hz. Peygamber (asm) Efendimiz şöyle buyurmuştur:

“Hayrın da şerrin de Allah’ın kaderi olduğuna, dolayısıyla kendisinin başına gelen bir musibetin yanlışlıkla başkasına gitmeyeceğine ve kendisini hedef almayan bir musibetin de (yanlışlıkla) kendi başına gelmeyeceğine dair bir bilgiye sahip olmayan bir kul (hakiki manada) iman etmiş olmaz.” (Tirmizi, h. no: 2144)

"İnsanoğlu, Allah'ın kendisi için takdir ettiğine rıza gösterirse mutlu olur. Şayet, Allah'tan hayırlı olanı ummayı terk eder ve Allah'ın kendisi için takdir ettiğine kızıp isyan ederse bedbaht olur." (Tirmizi, h. no: 2151)

Mutluluğun diğer anahtarı ise Allah'ın kaza ve kaderine rıza gösterebilme bilincidir. Yunus Emre'nin deyişiyle, "Kahrın da hoş, lütfun da hoş!"; Erzurumlu İbrahim Hakkı'nın ifadesiyle, "Mevla görelim neyler, neylerse güzel eyler!" teslimiyetini sergileyebilmektir.

Bela ve musibetlere sabır gösterebilmektir. Çünkü dünya imtihanı ancak bu şekilde kazanılabilir. Hz. Peygamber (asm) "Sabır, musibetin başa geldiği ilk andadır." (Buhari, Cenaiz, 32) buyurmuştur.

Müslüman, dünya hayatında zaman zaman musibetlerle karşılaştığında, bunu asla bir bedbahtlık olarak görmez. Aksine ıstırap, sıkıntı, felaket ve musibetler, bir Müslüman'ın, faziletli davranışlar sergileyebilmesi için, Allah'a olan imanının test edildiği bir denenme sürecidir. Böyle bir ıstırap, asla şekavet değildir. Bunun adı beladır, denenme süreci de ibtiladır.

Kuran, bu durumu,

"And olsun ki sizi biraz korku ve açlıkla, bir de mallar, canlar ve ürünlerden eksilterek deneriz. Sabredenleri müjdele!" (Bakara, 2/155)

mealindeki ayeti ile ifade etmektedir.

Sad b. Ebi Vakkas'tan nakledildiğine göre, Hz. Peygamber aleyhissalatü vesselam şöyle buyurmuştur:

"Üç şey insanoğlunun mutluluğundan, üç şey de insanoğlunun bedbahtlığındandır. İnsanoğlunun mutluluğundan olan şeyler; iyi bir eş, oturmaya müsait bir ev ve uygun bir binektir. İnsanoğlunun bedbahtlığından olan şeyler ise kötü bir eş, kötü bir ev ve kötü bir binektir." (Ahmed b. Hanbel, h. no: 1445)

Buna göre:

a) Her şeyden önce iyi bir mesken, iyi bir binit, dinle veya dinsizlikle ilgisi olmayan hususlardır. Demek ki mutluluk veya mutsuzluk, din dışında da cereyan edebilir.

b) Dünya ve ahiret saadetinin psikolojik başka sebepleri vardır. Zira, her zengin ve konforlu hayat yaşayan kimse mutlu olmadığı gibi, tersine olan kimse de mutsuz değildir.

c) Bu konuda Allah’ın kaza ve kaderine iman eden kimse, Allah’a olan teslimiyetinden dolayı mutlu olurken, buna inanmayanın karşısında sadece mutsuzluk tabloları olacaktır.

d) Ahiret mutluluğu ve mutsuzluğunun sebepleri bellidir. Dünyanın saadet ve şekaveti ise, kişinin psikolojik yapısına, vicdanının muhtevasına, aklının kaza ve kadere olan imanına, duygu ve hissiyatının merkezi olan kalbinin itminanına bağlı olarak kendini gösterir.

Pozitif psikolojiyi kazandıranın iman, negatif psikolojiyi kazandıran imansızlık olduğundan şüphe etmemek gerekir.

Bu minval üzere düşünce sistematiğini ayarlayan kimsenin daha çok güzel delil, gerekçe ve sonuçları bulacağında şüphemiz yoktur.

Lütfen teemmül, tefekkür, taakkul perspektifinden bakmayı unutmayalım.

İlave bilgi için tıklayınız:

Müslümanların çile çekmesinin sebebi nedir?

Bela ve musibetler Müslümanların başına mı gelir?

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 80
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun