Dört şeyden korkuyorum diye başlayan söz kimindir?

Tarih: 20.12.2017 - 01:00 | Güncelleme:

Soru Detayı

"Sizin için 4 şeyden korkuyorum: sert kalplilik, kuru göz, uzun ömür beklentisi ve doymazlık."
- Kaynak nedir?
- Peygamber mi söylüyor yoksa halifelerden biri mi?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Bu rivayet Hz. Peygamber Efendimiz (asm)'e aittir.

Ancak rivayetin başı "Dört şeyden korkuyorum" şekilde değil, "Dört şey şekavet (hüsran) alametidir." şeklindedir:

عن أنس قال : قال رسول الله - صلى الله عليه وسلم - : أربعة من الشقاء : جمود العين ، وقسوة القلب ، وطول الأمل ، والحرص على الدنيا 

“Dört şey şekavet (hüsran) alametidir: Gözün kuruması (günahlarına ağlamamak), kalbin katılaşması, tûl-i emel (dünyada hiç ölmeyecek gibi planlar yapmak), dünyaya karşı hırs göstermek.” (Camiu’s-sağir, h.no: 921)

Heysemi, bu rivayetin senedinde geçen bir ravinin zayıf olduğunu söylemiştir. (Mecmeu’z-zevaid, h.no: 17685)

Şekavet, saadetin, mutluluğun, huzurun, ferahın zıddıdır.

Kişi, işlediği bir fiil (amel) yüzünden perişan olur. Sıkıntıya düşer, zorluk çeker. İçinde bulunduğu saadet (mutluluk) halinden çıkar ve mutsuzluğa, perişanlığa düşer. İşte bu durum şekavettir.

Nitekim insanlığın atası Âdem babamız ve Havva annemizin cennette yasak meyveyi yemeleri, onları sıkıntıya sokmuştur. Onlar cennette bol nimetlerin içerisinde iken, yaptıkları yanlış iş yüzünden ceza almışlar ve saadet halini kaybetmişlerdir.

Konuyla ilgili olarak Allah, Kur'an’da şöyle buyuruyor:

“Bunun üzerine dedik ki: ‘Ey Âdem, bu (iblis) gerçekten sana da eşine de düşmandır; sakın sizi cennetten sürüp çıkarmasın, sonra şekavete (mutsuzluğa, sıkıntıya) düşersiniz.” (Tâhâ, 20/117)

Bu anlamda “şekavet” insanı sıkıntıya sokan, ceza almasına sebep olan, mutsuzluğa düşmesine kapı açan davranıştır.

“Kim bağışta bulunur, günahtan kaçınır ve dinin en güzelini tasdik ederse, biz de ona hayır ve kolaylık yolunu kolaylaştırırız.” (Leyl, 92/5-7)

Allah’tan gelen hidayete uyanlar, hayatını her alanında ilahi ilkelere tabi olanlar iki dünyada da said (mutlu,) olurlar. İlahi hidayete sırt çevirenler kendi elleriyle şekaveti tercih ederler.

“(Allah) dedi ki: bir kısmınız bir kısmınıza düşman olarak, hepiniz oradan inin. Artık size benden bir yol gösterici gelecektir. Kim benim hidayetime uyarsa, o artık şekavete düşmez, (mutsuz, bedbaht) olmaz ve sapıtmaz.” (Tâhâ, 20/123)

Görüldüğü gibi Kur'an-ı Kerim bütün insanlara saadetin, huzurun ve doğru bir hayat sürmenin yolunu çok açık bir şekilde ortaya koymaktadır.

Kimilerinin mutluluk sandığı, nefsin hoşuna giden, şehvetlerin yönlendirdiği hayat şekilleri, İslâm’dan ve onun getirdiği ölçülerden uzak yaşantılar saadet değildir. Kişiye Allah katında iyi bir sıfat kazandırmayan hayat anlayışı, mutluluk diye adlandırılabilir mi?

Allah’tan gelen hidayete tabi olanlar, rüşd yoluna girip hak dinin ilkelerine göre yaşayanlar saadet programına sahip olanlardır.

Bu anlamda İslam, yani Allah’ın razı olacağı hayat şekli saadetin kaynağı; bütün batıl yollar ise şekavetin sebebidir.

İnsandan beklenen, kendine şekavet kazandıracak yani onu mutsuzluğa ve bahtsızlığa sürükleyecek yollara gitmek değil, saadet yolunu arayıp bulmaktır.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 1.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun