Emek ile sermayeyi barıştırmanın bir çaresi yok mu?

Emek ile sermayeyi barıştırmanın bir çaresi yok mu?
Tarih: 07.12.2021 - 08:47 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Çalışma ile sermaye mücadelesine Bediüzzaman hazretleri çözüm olarak faiz belasının ortadan kalkmasının gerektiğini ifade ediyormuş, doğru mu?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Konuyla ilgili bilgiler şöyledir:

Soru: “Şu âlemin ihtilâli nedir?”

Cevap: “Sa’yin sermaye ile mücadelesidir.”

Yani; çalışan işçilerle patronların, lüks içinde yaşayan burjuvazi sınıfı ile açlık sınırında veya bu sınırın altında yaşayan fukara sınıfının mücadelesidir.

Soru: “Acaba ikisini barıştırmak çaresi yok mudur?”

Cevap: “Evet, vücub-u zekât ve hurmet-i ribâ, karz-ı hasen şerâit-i sulhiyedir. Şu ribâ taşını altından çeksen, şu zâlim medeniyet kasrı çökecektir.” (bk. Rumuz, s. 6)

Yani: Bu say ile sermayeyi çatıştıran iki akım vardır. Biri, hiç çalışmadan faiz sistemiyle sermayesini kat kat artıran vahşi kapitalist faizciler. Biri de insana layık bir hayat yaşamaya imkân bulamayan ve bu sebeple de sermayedarlara karşı kin ve düşmanlıkla dolan emek sahibi çalışanlar.

Bu mücadelenin özetini şu iki cümlede görmekteyiz:

1. Sen çalış ben yiyeyim.

Bu cümle faiz düzeninin ne kadar gaddar ve acımasız olduğunu göstermektedir. Bu konudaki mücadeleyi bitirmek için faiz düzenini bitirmek gerekir. Şu ribâ taşını yani şu sisteminin temel taşı olan faiz tuğlasını bu düzenin altından çeksen, şu zalim medeniyet kasrı çökecektir.

Çünkü “Sen çalış ben yiyeyim veya ben kazanıyım.” şeklindeki zalimane düşünce üzerine kurulan bu faiz köşkünün temel harcı faizin kendisidir. Bu temel sarsıldığı an bu köşk çökmeye mahkumdur. 

2. Ben tok olduktan sonra kim ölürse ölsün bana ne.

“Ben tok olduktan sonra kim ölürse ölsün bana ne!” şeklindeki sözü hayatlarıyla özetleyen zenginlerin bu tür sözlerden vazgeçmesi, “zekât, sadaka, karz-ı hasen gibi” “minnetsiz yardım” adı altında mallarından bir payı muhtaç olanlara vermesi ile de insanlık bu beladan kurtulur.

Demek ki, faiz sisteminin öldürülmesi, zekat müessesesinin diriltilmesi ile insanlık camiası iki kanatlı bir kuş gibi, huzur ve barış semasında uçacaktır.

"Say" emeği ve çalışanı, "sermaye" de zenginleri ve işverenleri temsil ediyor. Bu iki sınıfın gerilim ve çarpışmasından da komünizm ve kapitalizm meydana çıkmıştır.

Kapitalist sınıf işçi ve emeği sömürme üzerine hareket ederken, komünizm de mülkiyet ve zenginliğin ortadan kaldırılarak sınıfsız ve eşit bir toplum oluşturma hülyası içine giriyor. Komünizm zenginlerin mal ve mülkünü elinden alıp fakirler arasında pay etmeyi hedefliyor. Dolayısı ile bu iki sınıf arasında müthiş bir kin ve nefret meydana geliyor.

İslam, faizi ve haksız kazançları yasaklayıp zekat ve yardımlaşmayı emrederek bu iki sınıf arasında bir köprü ve bağ kuruyor. Bu sayede zengin işçiye karşı adaletli, merhametli ve cömert, işçi de işverenine karşı saygı ve itaat ile karşılık vererek, bu iki sınıf arasında gerilim ve çatışma son buluyor.

İşte bu ihtilallerin ve küresel karışıklıkların izalesi ve emek ve sermayenin mücadelesinin teskin edilmesi için, İslam'ın ortaya koyduğu müesseseler, faizin yasaklanması, zekatın vacip olması ve diğer yardım mekanizmalarının devreye girmesidir. Bu zuhur ederse, çatışmalar muhabbetlere ve huzura kalbolur. Yani güçlüler ve zenginler; zayıflara, ihtiyaçlılara, hizmet edenlere şefkat ve merhametle yaklaşır. İdare edenler ve işçiler ise, isyan ve tuğyanlardan vazgeçerek, hürmet ve itaat ile muamele ederler. Zenginler ve fakirler arasındaki uçurum ve dere bu şekilde yok olur ve dünya huzura gark olur.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 500+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun