Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?

Tarih: 18.06.2020 - 11:58 | Güncelleme:

Cevap

Değerli kardeşimiz,

قُلْ هَلْ يَسْتَوِى الَّذ۪ينَ يَعْلَمُونَ وَالَّذ۪ينَ لاَيَعْلَمُونَ  

“De ki: Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?” (Zümer, 39/9)

Nasslar sınırlı, olaylar ise âdeta sınırsız olduğundan, yeni meydana gelen durumlarla alakalı nasslar ışığında içtihat yapma lüzumu hasıl olmaktadır.

Hz. Peygamber (asm) Muaz Bin Cebel’i Yemene vali olarak gönderdiğinde aralarında şöyle bir konuşma geçer:

- Sana bir dava getirildiğinde ne ile hüküm verirsin?
- Allah’ın Kitabıyla.
- Onda bulamazsan ne ile hükmeder­sin?
- Rasu­lünün sünnetiyle.
- Ya orada da bulamazsan?
- O zaman kendi görüşüme göre içtihat eder, ona göre hüküm veririm.

Bu cevaplar üzerine Hz. Peygamber (asm) dedi:

Elçisinin elçisini muvaffak kılan Allah’a hamdolsun! (Tirmizi, Ahkâm 3; Ebu Davud, Akdiyye 11)

İlk mezhep imamı olan İmam-ı Azam Ebu Hanife benzeri bir yaklaşımla şöyle der:

“Önce Allah'ın kitabına bakarım. Onda bulamazsam, Allah Rasülünün sünnetiyle amel ederim."

"Allah'ın kitabında ve Rasulünün sünnetinde bulamazsam sahabenin görüşüne bakarım, onlardan bazısının görüşünü alır, bazısının da almam. Ama sahabe görüşünü bırakıp başkasının görüşüne de gitmem…"

"Tabiine gelince, onlar içtihatta bulundular, ben de içtihatta bulunurum. Neticede onlar da adam, biz de adamız.” (Ahmed Şerebasi, el- Eimmetü’-l Erbaa, Daru’l- Ceyl, Beyrut, s. 28-29)

Not: İmam-ı Azam, kendisi de sahabe sonrası gelen tabiin neslindendir.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 500+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun