İçimizde kuma çizgi (hat) çizip fala bakanlar var, rivayetini açıklar mısınız?

Tarih: 26.07.2018 - 20:11 | Güncelleme:

Soru Detayı

- İçimizde kuma çizgi (hat) çizip fala bakanlar var ''Peygamberlerden biri de bunu yapardı; kimin çizgisi onun çizgisine uygun düşerse isabet etmiştir.'' Müslim (mesacid no 33 s.381 selam no 121 s 1748_9)
- Bu hadis ne demektir?
- Ayrıca "Siyah köpek şeytandır." (Tayalisi no 453; Müslim Salat 265, s. 365) gibi hadisler nasıl anlaşılmalıdır?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Cevap 1:

Muaviye İbni Hakem, Hz. Peygamber (asm) Efendimize gelerek yeni Müslüman olduğu­nu, kendilerinden bazı kimselerin kahinlere gidip, onların söylediklerine inandıklarını söyledi. Efendimiz (asm) artık onlara gitmemelerini, söyledikle­rine de inanmamalarını emir buyurdu.

Bazı kişilerin de kuşların ötmesi­ni, sağa sola uçmasını uğursuzluk saydıklarını söylemesi üzerine, Peygamberimiz "Bu, içlerinde buldukları bir zan, bir duygudur; bu his onlara mani olmasın." buyurdu.

O, bazılarının kum üzerine birtakım çizgiler çizip ondan hü­küm çıkarmaya çalıştıklarını söylemesi üzerine de "Peygamberlerden bi­ri de çizgi çizerdi. Kimin çizgisi onun çizgisine uygun düşerse o isabet etmiş olur." cevabını verdi. (bk. Müslim, Mesacid 33; Ebû Davud, Salat 171)

Hadiste bahsedilen "çizgi çizmek"ten maksat, falın bir nevi olan remil­dir. Onunla meşgul olan peygamber ise, rivayete göre İdris (as)'dir. Danyal (a.s.) olduğunu söyleyenler de vardır. Remil ona verilen bir mucize idi.

"Peygamberlerden biri çizgi çizerdi. Her kim onun çizgisine uygun dü­şürürse, isabet etmiş olur." ibaresinin manası farklı yorumlanmıştır. En sahih olan görüşe göre bu ifadenin manası şudur:

"Kimin çizgisi o peygamberin çizgisine muvafık düşerse, o çizgiyi çiz­mek mubahtır. Lakin muvafık düşüp düşmediğini yüzde yüz bilmeye bizim için yol yoktur. Binaenaleyh remilcilik, bize mubah değil, haramdır."

Peygamber Efendimiz (asm)'in doğrudan doğruya "Remilcilik haramdır" demeyip "kimin çizgisi o peygamberin çizgisine muvafık düşerse o çizgiyi çizmek mubahtır" buyurması, remille meşgul olan peygamberin de bu yasağa dahil olduğu anlaşılmasın diyedir. Çünkü onun hakkında remil yasak ve haram değildi. Bizim şeriatımızda yasaklanmıştır. (bk. Nevevi, Şerhu müslim, Avnu'l-Mabud, Tuhfetu'l-Ahvezî, ilgili hadisin şerhi)

İyafe, Tıyere, Cipt...

Kuşları ürkütüp veya dağıtıp onların hareketlerinden anlamlar çı­karmak yahut karga ile gurbete, hüdhüd / ibibik ile hidayete hükmetmek gibi kuş isimlerinden bazı neticelere gitmek demek olan iyafe, kuşların ötüşünde veya uçuşunda uğursuzluk vehmetme tıyere, kum veya top­rak üzerine birtakım çizgiler çizerek, çakıl taşı, nohut, bakla vs. ile fal açma, açık açık kehanet ve göz boyamadır. Cibt aynı zamanda Allah'tan başka tapınılan her sahte ilah ve put anlamına da gelmektedir.

Gökyüzündeki yıldızların hareketlerinden bir şeyler öğrenmeye ve ileride meydana gelecek bazı olayları bu yolla bilmeye kalkışma, bir çeşit sihirbazlık öğrenmek anlamına gelir. Bu konuda ne kadar ısrar edilirse si­hirbazlık iddiasında da o kadar ileri gidilmiş olur. Burada bir noktayı çok iyi anlamak gerekmektedir.

Rasathane ile Hesaplama

Bu hadis-i şerifte, yıldızların durum ve hare­ketlerinden ileride şöyle şöyle olayların meydana geleceği, fiyatların arta­cağı, kıtlık vs. olacağı, savaş çıkacağı gibi birtakım kehanette bulunanlar, yani yıldız falcılığı yapanlar kötülenmektedir. Rasathane gözlemcilerinin hesaplamaları sonucunda ayların başlangıcını, Ay veya Güneş tutulması zamanlarını, hava durumu tahminlerini yapmanın hadisimizdeki yasakla bir ilgisi yoktur. Astronomi ilmi de bu yasağın dışındadır.

Yıldızlara bakarak kıble yönünü, vakitleri ve yol tayinini yapabile­cek kadar bilgi edinmek hiçbir zaman menedilmiş değil, aksine ayetlerle teşvik edilmiştir. Yasaklanan şey, müneccimlerin yaptıkları gibi yıldızlara bakıp gelecek hakkında ahkam kesmeye kalkışmaktır.

Özellikle yeni yıla girerken hemen hemen dünyanın her ülkesinde falcı ve kahinlerin değişik yöntemlerle bu arada yıldızların durum ve hareketleriyle yeni senede olacak bazı olaylardan söz ettiklerini görürüz. Yarın kendi başına neler geleceğini bilemeyen bu insanların, dünyanın veya ülkenin bir yılında neler olacağını tahmin etmeye kalkıştıklarına üzülerek şahit oluruz. Bütün bunlar birer kehanet ve göz boyamaktan başka bir şey değildir. Kısacası aldanmak ve aldatmaktır. Bizim manamıza göre gaybı yalnızca Allah bilir, Allah bildirmedikçe hiç kimse geleceği bilemez.

İnsan zaman zaman içinde bir vehim ve bir zan hissedebilir. Bazı şeylerin kendisi için iyi olmayacağını, uğursuzluk getireceğini düşünebi­lir. Bunun herhangi bir sakıncası yoktur. Ancak bu zannın etkisinde ka­larak, yapılacak işi aksatmamak gerekir. Aksi halde bir zandan ibaret olan uğursuzluk, inanç haline dönüşür ve kişinin hayatına yön vermeye başlar ki, işte bu yasaktır.

Burada şuna da işaret etmek gerekir ki, kehanet ve falcılığa karşı çı­kan dinimiz, yapacakları işin sonucu hakkında tereddüt içinde kaldıkları zaman müslümanlan istihare yapmaya, yani, "Ey Rabbim, yapmak istedi­ğim şu işimin işlenmesi veya terkinden hangisi hakkımda hayırlı ise onu bana kolay kılmanı diliyorum" diye hayırlı olanın kendisine kolaylaştı­rılmasını dilemeye çağırmıştır. İstihare namazı ve duası, mümin için ruhi bir dayanak ve tatmin kaynağıdır. Onu her türlü yanlıştan ve tereddütten kurtaracak kulluk çizgisinde devamını sağlayacak en sağlıklı bir yoldur.

Ayrıca dinimiz bize bir de hayra yorumlama, tefeül yolunu tavsiye etmektedir. Kuşların ses ve hareketlerinden anlamlar çıkarmak, uğursuz­luğa inanmak ve yere çizilen çizgilerle veya anılan taşlar ve benzeri şeyler­le falcılık yapmak, şirk kokan bir tutum ve bir kehanettir.

Özetle, Kur'an-ı Kerîm’e göre gaybı bilmek Allah’a ve O’nun bildirdiği zatlara mahsustur. (Âl-i İmrân 3/179; Cin 72/ 26) Dolayısıyla kesbî olarak gaybın bilinmesi mümkün değildir.

İslâm dini Cahiliye döneminden kalma pek çok kehanet ve fal çeşidi gibi remili de yasaklamıştır. Buna rağmen insanlardaki gaybı bilme merakını ve istikbalde meydana gelecek olayları önceden öğrenme arzusunu istismar eden bazı kişiler diğer fal çeşitleri gibi remili de ısrarla sürdürmüş ve günümüze kadar gelmesine yol açmıştır.

Cevap 2:

Bilgi için tıklayınız:

Hadislerde siyah deve ve siyah köpeklerin şeytandan olduklarını ...

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 1.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun