Kadın olarak yaratılmış olmak bir imtihan mıdır?

Tarih: 02.10.2019 - 08:13 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Erkeklerin önde olması ve bazılarının kadınları küçümsemeleri, kadınlara hayatın zor olması, duygu ağırlıklı (sizin deyiminizle) bunlarla baş başa kalmak bir kadının imtihanı mıdır?
- Ben bir kadın olarak duygusal ağırlıklı isem öyle olmayı istemezdim, güç bakımından zayıf olmayı, daha bir çok şey istemezdim. Sizce bunlar imtihan mı kendimizi her şeyden sakınmak bizi cennete mi kavuşturacak?
- Ve sabretmek. Tüm baskılara dayanmak. Elbette erkeklerin de yaşadıkları zorluklar var. Kadından alınan yük onlara veriliyor Ama bunun sorumlusu kadınlar değil Böyle yaratılmış olmayı ve kanunların böyle olmasını onlar istemediler Erkekler yüksekte görülerek sorumluluklarını yerine getiriyorlar.
- Peki kadınlar hem eksik, küçük hissettiriliyorlar hem her şeyden geride bırakılıyorlar onların artısı ne bu durumda?
- Sorumluluklarının erkeklerinkine göre zor olmaması mı? Ki onlara göre zor. Fakat küçük görülüyorlar. (Erkeklerin yaptığını yapmak istediklerinde nasıl yapacaksın sen kadınsın deniliyor.) İslamda bu olmayabilir.
- Fakat İslam kadının evde durmasını münasip görüyor. Namus her şeyden geri çekiyor. Kadının bu durumu onun imtihanı mıdır?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

İster erkek, ister kadın fark etmez, sonuçta insan olmamız başlı başına imtihanımız gereğidir.

Bırakın bir insanın bir insanı küçük görmesini, eksik görmesini, bir insanın yaratılmış başka hiçbir varlığı hor görmesi Allah tarafından makbul değildir, dolayısıyla da kimsenin buna hakkı yoktur.

Yaratılmışların içerisinde insandan aciz ve fakiri yoktur; bir serçe kuşu dahi tek başına yaşayabilir, ama insan yaşayamaz. Her konuda bir diğerine muhtaçtır. Ta ki kendisine takılmış olan ve başka hiçbir canlıya verilmemiş olan latifeleri, hisleri ve bütün özellikleriyle kendisini yaratan, bütün isimleri ve sıfatları kemalde olan, acz ve fakirlikten müberra Allah’ını bulsun, ibadet ederek ona tevekkül edip istinat etsin ve böylece âlâ-yı illiyyine, belki meleklere dahi verilmeyen en yüksek makamlara çıkabilsin.

Yoksa bahsettiğiniz gibi diğer yaratılmışlara, hele ki diğer cinse karşı bir kibirlenme, kendini üstün görme sonucu esfel-i sâfiline, aşağıların en aşağısına, hatta -Kur'an ifadesiyle- hayvanlardan daha aşağı bir derekeye düşebilir.

Şimdi bu İslamî hakikati bilmeyen, bundan gafil olan hele ki bunları kabul etmeyen bir insanın, yapıp ettikleri aslında bizim için “yok hükmünde” olmalı. Aksine böyle kişiler için acımalı, kendilerine dua etmeli ve onlara Allah’tan hidayet dilemeliyiz. Fırsatı ve yeri geldiğince de kendilerine hak yolu göstermeliyiz.

Öte taraftan günümüzde çok yanlış anlaşılan bir konu var; o da eşitlik meselesi, özellikle de kadın erkek eşitliğidir.

Allah, canlı veya cansız hiçbir şeyi, hatta en küçük bir atomu dahi eşsiz kılmıştır; iki şey aynı, eşit olsa onu yaratmak abes olurdu. Hâşâ, Allah elbette abes iş yapmaz!

Mesela bir oksijen atomunun dahi eşi yoktur; an itibarıyla o incelediğimiz atomun elektronlarının yerleri, protonunun pozisyonu, o atomun o esnadaki görevi, ısısı, maruz kaldığı basınç, kâinatın hangi noktasında bulunduğu vs... hep farklıdır.

Bunu siz atomdan başlayın, çiçeklere, ağaçlara, böceklere, hayvanlara... ta insanlara, kadına ve erkeğe kadar getirin.

Bir erkek bir erkekle eşit değildir ki, erkek-kadın eşit olsun.

Her birinin birbirinden farklı özellikleri var. Bu özellikler de imtihan sırrı gereği Allah tarafından verilmiştir; Allah’ın her mahlukta tezahür eden isim ve sıfatları var. İnsanda ise hepsi birden tezahür etmekte.

Ama kimi insanda Rahîm ismi ön planda, kiminde Adl. Kiminde Hakîm ismi ön planda kiminde Kerîm. Kiminde Basîr ismi ön planda kiminde Semî

En basitinden, hiçbir erkek doğum yapamaz; herkesin bir annesi vardır! O anneye de rahmet, merhamet ve şefkat hislerinin ön planda olması yakışır.

Bazı zorunlu ve istisnai durumlar dışında;

- Kim annesinin oto tamircisi olup, arabanın altına girip, yağ ve pas içinde motorun yağını değiştirmesine rıza gösterir?

- Kim annesinin belediyede kanalizasyon işçisi olarak vazife görmesini ister?

- Kim kamyon şoförlüğünü annesine yakıştırır?

Oysa baba? Elbette ki bunlar ve bunlara benzer daha nice zor işlerde çalışacak ki hem annenin hem de ailenin rızkını eve getirecek. Aksine bu işleri beğenmeyip evde boş oturan baba eleştirilir.

Hayat şartları kadının da çalışmasını gerektiriyorsa, elbette ki o da kendine ve anneliğine uygun düşen bir işte çalışmalı.

Fiziki üstünlüğünü, kadın üzerinde baskı unsuru yapan Müslüman erkeklere gelince; peygamberlerinin hayatını okusunlar, tövbe istiğfar edip eşlerinden helâllik istesinler, eşlerini başlarının üstüne koyup gönüllerini alsınlar.

Eşine isyankâr bir tavır sergileyen Müslüman kadınlara gelince; onlar da peygamber efendimizin eşlerinin hayatlarını okusunlar, tövbe istiğfar edip eşlerinden helâllik istesinler.

Evet. Kadın annedir! Bu da dünyadaki en kutsal ve en şerefli görevdir! Buna binaen de İslam kadına pozitif ayrımcılık yapmaktadır; Kur'an’da “Nisa” suresi vardır ama “erkek” suresi yoktur!

Erkekler bazen atıp tutarlar ama o söylediklerinin, atıp tuttuklarının onda birine anneleri, kızları veya kız kardeşleri maruz kalsa, ilk kendileri karşı çıkar. Bu da aslında samimi düşüncelerinin evvelki söyledikleri olmadığının ve gafletlerinden dolayı şeytanın attığı vesvese ve fitnelere kapıldıklarının en büyük delilidir.

Yani işin özü olarak vazifelerde ve beklentilerde eşitlik olamaz; bazı konularda kadın üstündür, bazılarında erkek; özünde birbirlerini tamamlarlar.

Ama adalet ve hak karşısında kadın olsun, erkek olsun, Müslüman olsun, putperest olsun, ateist olsun... ne olursa olsun herkes eşittir; bu da İslam dininin olmazsa olmazıdır!

Sanırız günümüzde eşitlik konusunda yapılan tartışmalarda bilerek veya bilmeyerek bu konunun ötesindeki, olmadığı aşikâr olan denklikler tartışılıp, adalet ve hak arayışı karşısında olması gereken eşitlik ikinci plana atılıyor.

Toplumumuzun gafil kesiminde zina eden bir kadına nasıl muamele edildiği, zina eden bir erkeğe de “çapkınlık ediyor” veya “zampara” gibi, neredeyse övüldüğü bir acayip zamandan geçiyoruz.

Oysa zinakâr kadına da erkeğe de hırsız kadına da erkeğe de katil kadına da erkeğe de İslamın bakışında ve haklarında verdiği hükümde temelde bir farklılık yoktur.

İlave bilgi için tıklayınız:

Kadın-erkek eşitliği söz konusu mudur?

Kadın - Erkek eşit mi?

Kadının İslâm'daki yeri nedir?

Kadının hakları nelerdir? İslamın kadınlara bir baskı ve kısıtlama ...

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 1.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun