Teklonoji Müzesini Gezen George

T:Anladığım kadarıyla sen evrim teorisinin üç temel öğesini öncelikle açıklamak gerektiğini düşünüyorsun. Yani üreme, tesadüfî mutasyon ve doğal ayıklamanın nasıl olduğunu anlamadan evrimle canlı türlerinin nasıl oluştuğunu açıklayamayız diyorsun. Bu konuda söylediklerine katılmıyorum.

Evrim üç temel üzerine kurulu… Evrimin açıklayıcılık gücünü anlamak için temel dayanaklarına bakmaya gerek yok. Örneğin, bir arabayı çalıştırmak için, mekanik ve elektronik sisteminin nasıl çalıştığını bilmeye gerek yok. Elinde kontak varsa ve arabayı nasıl çalıştıracağını biliyorsan yeterlidir. Evrim bizim için bir anahtar gibidir. Canlı türlerinin nasıl oluştuğu gizemini evrim anahtarı bize açıyor.
 

F:Güzel bir örnek verdin. Örneğini biraz daha genişletebiliriz. Arabada çalışan bir motor, dolu bir yakıt deposu ve akü varsa, anahtar işe yarayabilir. Bunların herhangi birisi eksik olduğunda bütün dünyanın anahtarları elinde olsa bile arabayı çalıştıramazsın. Aynen öyle de, evrimle canlı türlerinin oluşması için de üreme (doğurganlık), tesadüfî mutasyon (koşullara adapte olma) ve doğal ayıklama (iyi modellerin seçilmesi) unsurlarının bulunması şarttır. 
 

T:Dediğime geldin. Bu üç unsuru canlı varlıklarda gözlemliyoruz. O halde, evrim canlı türlerinin oluşumunu sağlamıştır diyebiliriz.
 

F:Daha çok vaktimiz var. Hemen öyle sonuca atlama. Adım adım ilerleyelim.
 

T:Olur.
 

F:Diyelim ki hayatında hiç teknoloji ürünleri görmemiş, cahil; ancak zeki bir insanı ABD’ye getirdik. Adı da George olsun. George’u kimseyle konuşturmadan, her tarafı dolaştırdık. Bütün teknoloji harikalarını gösterdik. Ulaşım araçları çok ilgisini çektiği için, bisikletten uçağa kadar bütün beşerî ulaşım araçlarını içeren bir müzeyi gezdirdik. Turumuzun sonuna geldiğimizde George’a şu soruyu sorduk: Gördüğün bütün ulaşım araçları nasıl oluşmuştur? Sence George nasıl cevap verir?
 

T:George muhtemelen çok akıllı insanlar yapmıştır bu araçları diyecektir. Başka türlü düşünemez. Ancak, senin örneğin bizim konuya uymuyor. Çünkü canlıların üreme özellikleri var. Ulaşım araçlarının öyle bir özelliği yok.
 

F:Haklısın. Örneğimizi geliştirelim. Materyalist biri olarak, canlılardaki üreme özelliği sihir falan değil. Belirli bir sistemin neticesi… Dolayısıyla, biz de pekala üreme sistemini taklit edebiliriz. Yani üreyen araçlar yapabiliriz.
 

T:Haklısın. Olabilir. Şimdiye kadar yapamadık. Ancak, ileride yapabiliriz.
 

F:Şimdiye kadarki ilmimiz arabaları doğurgan hâle getirmeye yetmedi. Materyalist anlayışa göre, ilmimiz geliştiğinde, aptal tabiat ve kör tesadüfün harika eseri olan üreme sistemlerini de taklit edebiliriz. Her neyse… 

Aklen mümkün olan bu şeyi hayalen olmuş gibi varsayalım. George’a gösterdiğimiz bütün ulaşım araçlarının doğurganlık özelliğine sahip olduğunu düşünelim. Hatta arabaların belirli şartlara uyum sağlayacak esneklikte olduklarını da varsayalım. Bu durumda sence George daha çok mu hayret edecek? Doğurgan araçları yapan elbette daha yüksek ilim ve kudret sahibi biridir mi diyecek? Yoksa bütün araçlar birbirinden evrilmiştir diye saçmalayacak?
 

T:Turun uzunluğu ve George’un arabalar hakkındaki bilgi seviyesine bağlı olarak cevabı değişecek. Eğer George’a yeteri zaman verirsek pekala evrim görüşüne ulaşabilir. Gerçi, bizim zaviyemizden bakınca yanlıştır. Ancak evrimin bütün şartları varsa, George’un zaviyesinden bakınca doğrudur. Yani George akıllı hareket ederse evrimi en makul bir açıklama olarak kabul eder.
 

F:Senin hatırın için George’a istediği kadar zaman verdik diyelim. Merak ediyorum, George nasıl araçların evrimle ulaştığı çıkarımında bulunacaktır?
 

T:Gayet kolay. Öncelikle araçların üremeyle çoğaldığını görünce, filmi geriye oynatacak ve başlangıçta bir tek araç vardı. Hepsi zamanla ondan türedi diyecektir.
 

F:Sanırım örnekte önemli bir ayrıntıyı atladık. Her araç türü sadece ve sadece kendi türünden bir araç doğuruyor. Yani bisiklet motosiklet değil, yine bisiklet doğuruyor. Motosiklet, otomobil değil, motosiklet doğuruyor… Hiçbir aracın başka araç türünü doğurmadığını ve başka araç türüne dönüşmediğini varsayıyoruz.
 

T:Bence evrim konusu verdiğin örnekten biraz daha farklı… Çünkü mutasyonla bir canlı türünün çok değiştiğini görüyoruz. O halde filmi geriye oynattığımızda, milyonlarca yıllık değişim bir türden öteki türü çıkarmıştır diyebiliriz.
 

F:Öyle bir çıkarımda bulunamayız. Çünkü bir türün başka bir türe dönüştüğünün hiçbir örneği yoktur. Ne kimse görmüştür ne de hiçbir tarih kaydetmiştir. Yani bir türün başka bir türden geldiği fikri göz­lem ve­ya deneyle sabit o­lan bir şey değil. Sadece evrimcilerin iddia ettikleri bir hipotezdir. Hakikat de­ğil, ha­yaldir. İspatlanmış bir gerçek de­ğil, uydurulmuş bir masaldır.

 

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Okunma sayısı : 89
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun