Kuran’da Arapça karşılığı olan bazı kelimeler, neden Arapça yazılmamış?

Tarih: 06.12.2017 - 01:04 | Güncelleme:

Soru Detayı

​1) Bu kelimelerin Arapça karşılıkları varsa neden Kuran’da Arapça yazılmamış. Birkaç örnek verirsek, mesela; deniz anlamına gelen Yemm kelimesi yerine Arapça karşılığı olan Bahr; sarımsak anlamına gelen Fum yerine, Sevm, Arslan anlamına gelen Kesvere yerine Esed, bağ anlamına gelen Adn yerine Anab veya Kürüm, şu an Yasin kelimesi yerine, Ey insan, kitaplar anlamına gelen Esfar yerine, Kütüb vs kullanılabilirdi.
- Hikmeti var mı?
- Yoksa bu kelimeler daha sonra meydana gelmiş?
2) Tin suresi 2, Muminun suresi 20'de Sina dağı neden farklı yazılış şekli var?
- Bir yerde Sinin, diğer yerde Seynae şeklinde yazılmıştır. Söylenene göre Abdullah b. Mesud'un da Kuran nüshasında Sinin yerine Seynae kelimesi geçiyor. (Kenzul Ummal, no: 4805)

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Cevap 1:

Belirtilen kelimeler de Arapça. Ancak eş anlamlı da olsa kelimeler arasında bazı anlam farkları olabiliyor.

Mesela, Türkçe’de al ile kırmızı eş anlamlıdır, ama kullanım alanları farklıdır. Örneğin bayrak için "al bayrak" denir, gül için kırmızı

Dolayısıyla bu kelimelerin diğer eş anlamlı kelimeler arasından seçilmesinde elbette ki pek çok hikmet vardır.

Ayrıca ses açısından da arada fark vardır. Seçilen kelimenin ayetin genelindeki ses uyumuna katkısı da önemlidir.

Diğer taraftan, ses-mana arasındaki uyum için de bazı kelimeler diğerlerine tercih edilebilir.

Cevap 2:

Kur'an’ın kendine mahsus bir yazılış şekli vardır ki buna resm-i Mushaf denir.

Hz. Osman zamanındaki Mushaflarda mevcut olan bu yazı şekli günümüze kadar gelmiştir. Bu yazılış hattında, bazı harfler yazıldığı halde okunmaz, bazı yerlerde de elif harfinin vav suretinde yazılması gibi.

Alimlerin çoğuna göre bu kelimelerdeki farklı yazılış tarzları birtakım mana farklılığından dolayıdır. Yani aynı zannedilen iki kelime farklı şekilde yazılmışsa aralarında anlamca bazı farklar vardır.

Mesela, "tağa" (azdı) kelimesi insanlar için kullanıldığında elif-i maksure ile biterken, Nuh Tufanında suyun taşması ifade edilirken "lemmâ tağa’l-mâu" elif-i memdude ile yazılmıştır. Böylece insanların taşkınlığıyla suyun taşkınlığının farklılığına dikkat çekilmiştir denilmiştir.

Bazıları bu yüzden Kur'an’ın yazılışında (hattında) da bir i’câz, yani mucizelik vardır demişlerdir.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 1.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun