Kurban kesilinceye kadar ihramda mı kalacak?

Tarih: 12.06.2023 - 20:02 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Bakara 196. ayetinde engellik karşısında Kabe’ye kurban yollamayı ve kurban kesilinceye kadar ihramda kalmayı söylüyor.
- Peki o zamanlar kurban yollayan birisi gittiğini kesildiğini nereden bilecek?
- O süre zarfı içerisinde ihramda kalacak ama ne kadar süreceğini nerden biliyor?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

İlgili ayetin meali şöyledir:

“Haccı ve umreyi Allah için eksiksiz yerine getirin; engellenirseniz kolayınıza gelen bir kurban gönderin. Kurban, mahalline ulaşıncaya kadar başlarınızı tıraş etmeyin. Fakat içinizden biri hasta ise veya başından bir rahatsızlığı varsa (tıraşını olup) oruç veya sadaka yahut kurban olarak bir fidye ödesin. Güvenlikte olduğunuzda hacdan önce umre yapan kişi, gücünün elverdiği türden bir kurban kessin. Bulamayan ise hac sırasında üç gün, döndükten sonra da yedi gün yani tam on gün oruç tutmalıdır. Bu, ailesi Mescid-i Haram civarında oturmayanlar içindir. Allah’ın buyruğuna saygılı olun ve bilin ki Allah’ın cezalandırması çok şiddetlidir.” (Bakara, 2/196)

Bu konuda âlimlerin farklı görüşleri ve mezhep imamlarının değişik yorumları vardır. Bu sebeple, konuya ışık tutacak birkaç noktaya temas edeceğiz:

a) “Kurban, mahalline ulaşıncaya kadar...” mealindeki ifadede yer alan “Kurban mahalli”inden maksat, kurbanın kesilmesi değil, kesileceği yerdir. Genel olarak kabul gören görüşe göre, “Kurbanın kesim mahalli” Mekke-i Mükerreme'deki harem bölgesidir.

Dolayısıyla, mesele -bazı âlimlerin dediği gibi- kurbanın kesilip kesilmediğinden ziyade “kurbanın kesim yerine varıp varmadığı” ile ilgilidir. Zaten ayette yer alan “Kurban, mahalline ulaşıncaya kadar...” mealindeki cümlenin anlamı böyle olması gerekir.

Buna göre, bir kurban -teamül olarak- diğer birçok kurbanlarla birlikte hareme sevk edilir. Kurbanların sayısına paralel olarak insanların sayısı da tahmin edilebilir. Böyle bir durumda diğer kurbanlarla birlikte kişinin kendi kurbanının da harem bölgesine ulaşıp ulaşmadığını öğrenmek fazla zor olmayacaktır. (krş. Razi, Kurtubi, İbn Aşur, ilgili yer)

b) Daha anlaşılır bir yorum da şöyledir:

“Kurban, mahalline ulaşıncaya kadar...” mealindeki ayetin ifadesinde yer alan “Kurban mahalli”inden maksat, Kurbanın kesim yeri /mekânı değil, “kesim zamanı”dır.

Buna göre, ayette verilen ders: “Kurbanın kesim zamanı olan Kurban Bayramı'nın günleri gelmeden, ona ulaşılmadan başı tıraş etmenin caiz olmadığına” işarettir. (krş. Tantavi, el-Vasit, ilgili yer)

c) Bu meselenin özeti şudur:

“Hac belli aylardır...” (bk. Bakara, 2/297) mealindeki ayette de ifade edildiği üzere, ihramın giyineceği zamanlar, birkaç gün değil, birkaç aydır. Şayet bu aylar içinde ihramı giydiği hâlde, dahili veya harici bir engelle karşılaşıp “muhsar” duruma düşebilir. Bu kimselerin yanlış yapmalarını önlemek amacıyla, ayette “kurbanın zamanî veya mekânî mikat mahalline varmadan” tıraş olup ihramdan çıkmamak konusunda uyarılmışlar.

- Aslında bu ayet, müşriklerin Hudeybiye sözleşmesi sırasında Müslümanların umre yapmalarına engel olduğu için nazil olmuştur. O zaman ne hac ne de umre farz kılınmamıştır. Ayette esasen umreden söz edilmiş, fakat ileride haccın da farz olacağına dair müjdeli bir işaret olsun diye ondan da söz edilmiştir. (bk. İbn Aşur, Sadî, ilgili yer)

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 85
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun