Namazın kıraatinde yapılan hatalar (zelletü'l-kâri) hakkında detaylı bilgi verir misiniz?

Tarih: 09.01.2007 - 17:30 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Namazda okunan Kur'an, düzgün okunmazsa namaz olur mu,sehiv secdesi mi gerekir?
- Yapılan harf, hareke hataları namazı bozar mı?.. 

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Zammı sureyi okurken hata edilse ve o hatayı düzeltmek için baştan alınırsa, sehiv secdesi gerektirmez. Ancak sure okunmasa veya yanlış yapılıp baştan alınmazsa sehiv secdesi gerekir.

Namaz içinde Fâtiha okunduktan sonra, hangi âyet veya sûreyi okuyacağı bir müddet tefekkür edilse, sehiv secdesi icab eder. Çünkü vâcib te'hire uğramıştır. Eğer böyle bir bekleme olmamışsa kıraatın öncsinde Tin suresinden, ortasında Asr suresinden, sonunda ise tekrar Tin suresinden ayetler okumakla kıraat gereçekleşirse, bunun için sehiv secdesi gerekmez.

Namazda kıraatte bulunurken dil kayması veya yanılma sonucu kelime ve harflerde yapılan hatalarla ilgili hükümler:

Fatiha ya da bir sûre okurken dilin kayması veya yanılma sonucu kelime ve harflerde bir takım hatalar yapılabilir. Bu konu fıkıhta önemli bir yer kapsamaktadır. Çünkü mânanın değişmesi namazın bozulmasına yol açar. Kur'ân'ı iyice öğrenmek, ezberlere çok dikkat etmek gerekir. Özellikle imam olacak şahısların hem namazın farz, vâcib, sünnet ve adabını, hem kıraati yeterince bilmesi -kıldıracağı namazın sıhhati bakımından- aranır.

Kıraatte Dil Kayması:

Fıkıh dilinde buna "zelle-i kâri'" denir. Yani okuyanın kayması, demektir.

A) Bir Kelimedeki Harfi Diğer Kelimedeki Harf ile Bitiştirmek:

Bir kelimedeki son harfi diğer kelimenin başındaki harfle bitiştirmek namazı bozmasa da kelimelerin rahat teleffuzunu ve ahengini bozar. Buna birkaç örnek verelim:
- “İyyake na'budu”yu “iyyakene'abdu” şeklinde (kâf) harfini (nun) ile bitiştirmek.
- “ğayri'l-mağdubi aleyhim”i ğayri'l-mağdûbia leyhim” biçiminde (ba) harfini (ayn) harfiyle bitiştirmek,
- “semi'allahu limen hamidehu” yu “semi'allahuli men ha-mideh” şeklinde (he) harfini (lam) ile bitiştirmek...

Bütün bu bitiştirmelerde mâna ciddi ölçüde bozulmadığından, namazın sıhhat ve cevazına engel sayılmamıştır. İsterse bu bitiştirmeleri kasten yapmış olsun. Ne var ki dikkat etmek, kelimelerin yerli yerince hakkını vererek hem Kur'ân'a saygımızı, hem sünnet ve adabına uygun okumamızı sağlar. (Fetâvâ-yi Hindiyye - El-Hulasa.)

B) Bir Harfi Başka Bir Harf Yerine Okumak:

Bir harfi başka bir harf yerine okumak mânayı değiştiriyorsa ve iki harf arasında mahreç yönünden bir yakınlık da mevcut değilse, namazı bozar. Ama iki harf arasında mahreç yakınlığı bulunduğundan, onları birbirinden ayırt etmek ve telaffuzda bu yüzden sıkıntısız okumakta meşakkat varsa, namazı bozmaz. Şimdi bu iki hususa birkaç örnek verelim:

Mahreçleri birbirine çok yakın olup ayırt edilmeleri meşakkatli olanlar: (za) ile (dad), (sad) ile (sin), (ta) ile (te) gibi. Her misaldeki iki harften birini diğeri yerine okumak, fukahanın ileri gelenlerinin çoğuna göre namazı bozmaz. (Fetâvâ-yi Kaadıhan) Fetva buna göredir. Ne var ki Kadi Ebû Hasen ile Kadi Ebû Asım'a göre, bu kasten yapılırsa namazı bozar. Ama dil kayması sonucu olursa, bozmaz. Muhtar olan da budur. Ama birincilerin görüşünde kolaylık bulunduğundan fetvaya daha uygun görülmüştür. O halde bazı harfleri rahat teleffuz edemeyen kimse, mazur sayılmayacağından gayret göstermesi gerekir. Ama bazı harflere dili bir türlü yatışmıyor ve bu aksaklığı gidermesi de mümkün olmuyorsa, beceremediği harflerin bulunmadığı âyetler varsa onları okur. Yoksa, teleffuz edebildiği şekliyle okuyarak namazını kılar, ancak imamlık yapması doğru olmaz. (Fetâvâ-yi Kaadıhan - Fetâvâ-yi Hindiyye.) Sahih olan görüş de budur.

C) Bir Harfi Hazfetmek:

Kıraatta bir harfi olduğu gibi okumayıp kaldırmaya «hazf-i harf» denir. Hazfedilen harf mânayı bozarsa, namaz bozulur. Mânayı bozmaz da icaz ve terhim kaideleri uygulanarak böyle yapılırsa namaz bozulmaz. Buna birkaç örnek verelim:

- “le-kad câethüm rusulüna” yerine “le-kad câehüm rusülühü” okunur da “caet” fiilinin sonundaki (te) harfi hazfedilirse, mâna bozulmayacağından namaz sahihtir.
- “fe-mâ lehüm lâyü'minûne” yerine “fe-mâ lehüm yü'minûne” okunur da fiili olumsuz yapan (lâ) edatı hazfedilirse, mana bozulacağı için namaz sahih olmaz. (El-Muhit,  Radîyüddin Serahsi.)

D) Kelimeye Bir Harf İlâve Etmek :

Kelimede bir harf fazla etmek mânayı bozarsa, namaz sahih olmaz; bozmazsa namazın cevazına fetva verilmiştir. Buna bir örnek verelim:

- “Venhe anil münkeri” yerine “venha anil münkeri” okursa, mana bozulmayacağından namaz sahihtir. Veçhe’deki (ha) harfine bir (ya) harfi ilâve edilmiş oluyor.
- “Ve zerabiyyü mebsusetün” yerine “ve zerabîbün mebsusetün” okunursa, mâna bozulacağından namaz sahih olmaz.

E) Bir Kelimeyi Başka Bir Kelime Yerine Kullanmak:

Kur'ân'da bir kelimeyi bir başka kelime yerine koyup okumak da mânayı bozup bozmadığı, iki kelime arasında mâna yakınlığı bulunup bulunmadığı, Kur'ân'da o kelimenin bulunup bulunmadığı gibi bir takım meselelerle ilgilidir:

a) Değiştirilen kelime ile diğer kelime arasında mâna yakınlığı ve Kur'ân'da da yeri varsa namaz bozulmaz. Buna bir örnek verelim:

- “alîm” yerine “hakîm” ya da “gafur” yerine “rahîm” kelimesini koymak gibi. Bunların hem mânaları birbirine yakın, hem de Kur'ân'da yerleri vardır.

b) İki kelime arasında mâna yakınlığı var, ama Kur'ân'da o tür bir kelime yoksa, İmam Ebû Hanîfe ile İmam Muhammed'e göre namazı bozmaz. İmam Ebû Yusuf’a göre, bozar. Buna bir örnek verelim:

- “tevvabîn” yerine “teyyabîn” okumak. Kur’ân’da “teyyabîn” diye bir kelime yoktur. ama ikisi arasında mâna yönünden yakınlık mevcuttur.

c) Değişik kelimeyle asıl kelime arasında mâna yönünden bir yakınlık olmamakla beraber, Kur'ân'da da öyle bir kelime yoksa namazı ittifakla bozar.

d) Değişik kelimenin Kur'ân'da yeri var, fakat iki kelime arasında mâna yönünden bir yakınlık olmamakla beraber, itikad edildiği takdirde küfrü gerektiren bir anlam taşıyorsa, namazı bozar, fukahanın bu hususta görüş birliği vardır. Sahih olan da budur. Buna bir örnek verelim:

- “Va'den aleyne innâ künnâ failîn” yerine “ğafilîn” kelimesini koymak gibi. Çünkü “fâilîn” ile “ğâfilîn” arasında mana yönünden hiç bir yakınlık olmamakla beraber, tamamen ters bir mânaya yol açmaktadır. Bu, daha çok İmam Ebû Yusuf’un ısrarla üzerinde durduğu bir konudur. Fetva onun görüşüne göredir.

Kelime asıl nispet edileceği isimden başkasına nispet edilerek okunursa, Kur'ân'da o nispet edinilen kelime varsa, İmam Muhammed’e göre namazı bozmaz.

- “Ya meryeme'bnete imrân” yerine “ya meryeme'bnete mûsâ” gibi. Ama Kur’ân’da öyle bir isim yoksa, fukahanın ittifakıyla namazı bozar. “ya meryeme'bnete ğilân” okumak gibi. Çünkü Kur’ân’da “ğilân” kelimesi yoktur.

F) Doğrudan Doğruya Bir Kelime Fazla Olarak Okumak:

Bir kelimeyi diğer bir kelimenin yerine değil, doğrudan doğruya fazla olarak getirip okumak, mânayı bozuyorsa -Kur'ân'da yeri olsa bile- namaz sahih olmaz. Bunlara birer örnek verelim:

- «Vellezîne âmenû billahi” yerine “vellezîne amenû ve keferû” okumak suretiyle cümlede “keferû” kelimesini fazladan kullanmak, mânayı tamamen bozmaktadır. Kur’ân’da her ne kadar “keferû” fiili bazı yerlerde kullanılmışsa da, burada fazla olarak kullanılması nazmı ve mânayı alt-üst etmektedir.

- “İnnemâ nümlî lehüm lî yezdadû ismen”de “ismen ve cemalen” şeklinde “cemal” kelimesini fazla olarak kullanmak da namazı ittifakla bozar. Çünkü Kur'ân'da bu tür bir kelime yoktur. Hem mânayı da kısmen değiştirmektedir.

Manayı bozmaz, Kur'ân'da da o tür kelime bulunuyorsa, o takdirde namaz sahih olur. Buna bir örnek verelim:

- “İnne'llahe bi-ibadihî lehabirün basir” âyetine bir (kâ-ne) kelimesini ilâve ederek okumak, “innellahe kâne bi ibadihî habîran basîra” demek, âlimlerin icmaıyla namaz bozulmaz.

Kur’ân’da o tür kelime bulunmaz, ama mânayı da bozmuyorsa, namaz bozulmaz. Buna bir örnek verelim:

- “fîhâ fakihetün ve nahlün ve rumman” cümlesine bir de “tuffah” kelimesini ilâve ederek okumak. (El-Muhit / Radıyüddin Serahsî - Fetâvâ-yi Hindiyye.)

G) Aynı Harfin Tekrarı:

- Tekrar edilen harf, muda'afın izharı ise namaz bozulmaz. “Ve men yertedde” yi “ve men yertedid” şeklinde okumak gibi.

- Muda'if’i izhâr değil de, mânayı bozuyorsa namaz da bozulur. “El-hamdu lillahi” cümlesini, “Elle'l-hamdu lillahi” şeklinde okumak gibi.

- Kelimeyi tekrar etmek de böyledir: Mâna bozulursa, namaz da bozulur. “Rabi'l-âlemîn” i, “rabbi rabbî'l-âlemîn” şeklinde okumak veya “mâliki yevmi'd-dîn” i, “mâliki mâliki yevmî'd-dîn” biçiminde okuyarak “mâlik” kelimesini tekrarlamak gibi.

Ne var ki kelimenin tekrarı halinde namazın bozulacağını ve sahih olan kavlin de bu olduğunu söyleyenler de var.

H) Kelimeler Arasında Takdim - Te'hir Yapmak:

Kıraatte hatâ yaparak bir kelimeyi öne almak ya da geriye almak mânayı bozmuyorsa, namaz da bozulmaz. “Lehüm fihâ zefîrün ve şehîk”i, “lehüm fîhâ şehıkun ve zefîr” biçiminde okumak gibi.

Dikkat edilirse burada “şehık” kelimesi “zefir” kelimesinin önüne geçirilmiştir. Bu durumda mana bozulmamaktadır. Ama manayı bozacak olursa, haliyle namaz da bozulmuş sayılır. “innel ebrare lefi naîm ve înne'l-füccare lefi cehîm” yerine “İnne'l-ebrare lefî cehîm ve inne'l-füccare lefî naîm” okumak gibi.

Burada dikkat edilirse, mana tam aksine olmuştur. Bu nedenle namaz da bozulur. Fukahanın çoğu bu görüştedir, sahih olan da budur. (Fetâvâ-yi Hindiyye.)

İki kelimenin diğer iki kelime üzerine geçirilmesi veya geriye bırakılması da böyledir; mânayı bozmadığı takdirde namaz sahih sayılır. Buna bir örnek verelim:

- “Yevme tebyaddu vücuhun ve tesvaddu vücuhun” yerine, “yevme tesvaddu vücuhun ve tebyaddu vücuhun” okumak gibi.

Dikkat edilecek olursa burada sonra gelmesi gereken iki kelime öne alınmıştır. Ama mânada bir değişiklik meydana getirmemiştir. Bu bakımdan namazın bozulmasına neden sayılmaz.

İ) Bir Âyeti Diğer Bir Âyetin Yerine Almak:

Bir âyeti diğer âyet yerine alıp okur ve sonunda vakfın tam ölçüsüyle duracak olur da sonra asıl okuyacağı âyeti getirip başlar veya diğer âyetin bir kısmını okur da sonra asıl okuyacağı âyeti getirip başlarsa namazı bozulmaz.

- “İnne'l-ebrare lefi naim” âyetini okuyacağı yerde dili kayıp “ve'l-asrı inne'l-insane” okur ve sonunda tam bir vakfe yaparsa veya,
- “ve't-tinî ve'z-zeytuni ve tur-i sinine ve hazel'-beledi'l-'emîn” i okuduktan sonra tam bir vakfe yapıp sonra,
- “lakad halakne'l- insane fi ahseni takvim” yerine “lakad halekne'l-insane fi kebed” okursa, namaz bozulmaz.

Ama bunlarda ve benzeri yerlerde âyetin sonunda vakf-ı tam yapmadan diğerine geçip okursa, sahih olan kavle göre namazı bozulur. (El-Hulasa - Fetâvâ-yi Hindiyye.)

J) Yeri Olmadığı Halde Vakıf, Vasıl ve İbtida Yapmak:

Durulması gerekmeyen yerde durmak (vakıf yapmak), başlanması gerekmeyen yerde başlamak mânayı bozmadığı takdirde namaz bozulmaz. Buna bir örnek verelim:

- “inne'llezîne amenû ve amilu's-sâlihati” yi okuyup vakfettikten sonra “ulâike hüm hayrü'l-beriyye” ye başlamak bu cümledendir. Burada mâna bozulmadığından namaz bozulmaz. Ulemânın icmâ'ı vardır. Bunun gibi vasıl yapılmayacak yerde vasıl yaparsa namaz bozulmaz, ama uygun değildir. Buna bir örnek verelim:

- “ashabu'n-nari” yi okuyup durmadan “ellezîne yahmilune'l-arşe” ye geçmek gibi. Aslında birinci cümleden sonra durması gerekirken vakıf yapmadan vasıl yapmış oluyor. Ama bu durumda mâna fahiş biçimde değişirse, bu konuda farklı görüşler vardır. Fakat sahih olan kavle göre, namaz yine bozulmaz. Buna bir örnek verelim:

- “Şehidellahu lâ ilahe” deyip vakfettikten sonra “illâ huve” derse, dış görünüşü itibariyle mâna bozuluyorsa da bir ilâve yapılmadığından namaz bozulmuyor. Çoğu ilim adamlarının görüşü böyledir. Azınlıkta olanlar ise bozulacağına hükmetmişlerdir. Fetva birincilerin kavline göredir. Çünkü Müslüman halk için bunda kolaylık vardır. (Radiyüddin Serahsi, El-Muhlt)

K) İ'rabda Hata Yapmak:

İ'rabda hata yapmak mânayı bozmadığı takdirde namazı da bozmaz. Meselâ:

- “lâ ter'faü asvâteküm”ü “lâ turfeû asvateküm” şeklinde okuyarak (te) harfini ötre okursa, mânayı fahiş biçimde bozmadığından, namaz da bozulmuş sayılmaz. Bunda icmâ' vardır. Ama mânayı fahiş biçimde bozarsa, meselâ “ve asâ âdeme rabbuhu” derse mana fahiş biçimde bozulmuş olacağından namaz da bozulmuş sayılır. Çünkü âdem kelimesinin sonunun ötre olması gerekir. Üstün okununca şu mâna çıkmış olur:

- «Âdeme Rabbisi isyan etti.» Mütekaddiminin bunda görüş birliği vardır. Müteahhirin ise bu hususta farklı görüş ortaya koymuşlardır. Başta Şem-sü'I-Eimme El-Helvanî olmak üzere Ebû Cafer Hindevanî ve benzeri ilim adamları namazın bozulmadığına kâildirler. (Fetâvâ-yi Hindiyye.)

O halde bu konuda Müteahhîr'inin görüşlerinde de Müslüman halk için kolaylık vardır, fetvâya daha uygundur. Mütekaddimîn'in görüş ve içtihadı ise ihtiyata daha uygundur. (Fetâvâ-yi Kaadıhan - El-Muhit / Serahsî.)

L) Şedde ya da Meddi Terk Etmek:

Bilindiği gibi Arap sözlüğünde gerek i'rabın, gerekse şeddenin mânayı değiştirme yönünden önemli yeri vardır. Şeddeli bir kelimenin delâlet ettiği mâna ile aynı kelimenin şeddesizinin delâlet ettiği mâna arasında büyük fark vardır.

Bazı istisnaî kaideler bunun dışındadır. Bu bakımdan namazda kıraat farzını yerine getirirken gerek i'raba, gerekse şedde ve medde'ye çok dikkat etmek gerekir. Gerçi bununla namazın bozulamayacağı görüşünde olanlar vardır, ama aksini iddia edenler de eksik değildir.

O halde Fatiha'yı okurken iyyake na'budü yerine iyyake na'budu der ve böylece şeddeyi düşürürse, namaz bozulmaz ama bu tarz bir okuyuş kıraat ilmine ve adabına aykırıdır. Bununla beraber mânayı değişikliğe uğrattığı için namaz bozulur diyenlerin görüşünü dikkatten uzak bulundurmamak gerekir.

Medd'i terk etmek, mânayı bozuyorsa namaz fâsid olur. Buna bir misal verelim: “sevâun aleyhîm”i “seveun aleyhim” şeklinde, okumak gibi, fukahanın bu konudada görüşleri farklıdır. Çoğuna göre mânayı bozsa bile namaz bozulmaz. Çünkü insanların çoğu kıraati hakkıyla yerine getiremez. Fetva da buna göredir. (Fetâvâ-yi Hindiyye - El-Hulasa.)

Bunun gibi idğam yapılacak yerde onu terk etmek, yapılmayacak yerde idğam yapmak doğru değildir. Çoğu ilim adamlarına göre mâna fahiş biçimde değişikliğe uğruyorsa, o takdirde namaz bozulur. Buna bir örnek verelim:

- “lillezîne setuğlebûne”yi “kul lillezîne setuğğabûne” şeklinde okuyarak (ğayn) harfini idğam etmek mânayı fahiş biçimde bozduğundan namaz da bozulur.

Yine idğam yapılmayan yerde idğam yapmakla mâna bozulmuyorsa, namaz fâsid olmaz. Buna bir örnek verelim:

- “kul sîrû”yu (lam)ı (sin) e idğam ederek okumak mânayı bozmaktadır. (El-Muhit / Serahsî.)

İmâle yapılmayacak yerde imâle yapmak veya yapılacak yerde onu terk etmek, kıraat yönünden hatalıysa da namazı bozmaz. Çünkü bu tür değişiklikler mânayı bozmamaktadır. (El-Muhit / Serahsi.)

M) İbn Mes'ud ve Diğer Ashab'ın Mushafı:

Bilindiği gibi, elimizdeki Mushaf, Hz. Osman (R.A.)'ın ilk nüshadan istinsah ederek İslâm ülkelerine gönderdiğidir. Bundan başka bir de İbn Mes'ud Hazretlerinin yine ilk nüshayı esas tutarak hazırladığı ve fakat mânada değil lâfızda bazı değişiklikler gösterdiği Mushaf'ı vardır; ona göre okunduğu takdirde, namaz bozulmaz. Çünkü mânada bir değişiklik meydana gelmemektedir. (El-Muhit / Serahsi.)

N) Kelimenin Bir Kısmını Okuyup Gerisini Okumamak:

- Kıraat esnasında kelimenin yarısını ya da üçte birini okuyup geriye kalan kısmını okumamak namazı bozar mı, bozmaz mı?

Bunun cevâbı kesin değildir. Bu, ya nefesin kesilmesinden, ya da unutmadan dolayı meydana gelir. Meşayihin çoğuna göre her iki surette de namaz bozulur. Buna bir örnek verelim:

“el-hamdu” diyeceği yerde “EL” deyip durur sonra “Hamdu” diyerek tamamlarsa, veya Fatiha, ya da Zammı Sureyi okumadığını sanarak (EL) diye başlar ve sonra okuduğunu hatırlayarak vazgeçerse veya kelimenin bir kısmını hatırlar gerisini hatırlayamadığı için onu bırakıp başka bir kelime hatırlarsa, bütün bunlarda namaz bozulur. Fukahadan bir kısmına göre ise bozulmaz. Sahih olan birincilerin görüşüdür. (Fetâvâ-yi Kaâdıhan - El-Muhit / Serahsi.) Ama ikincilerin görüşünde Müslüman halk için kolaylık bulunduğundan tercihe uygun görülmüştür. (Ez-Zahîre / Burhaneddin Mahmûd b. Taceddin.)

Kelimenin bazı harflerini yeri olmadığı halde esreyle okursa, namaz bozulmaz. Çünkü Müslüman halkın çoğu bu tür teleffuz hataları yapabilirler. O halde bozulmayacağına dair fetvada kolaylık vardır.

O) İlâhî İsimlere Nispet Edilen Fiilin Te'nîs Getirilmesi:

Allah (C.C.) ve isimleri hakkında erkeklik ve dişilik söz konusu değildir. Ancak Kur’an-ı Kerîm'de bu isimlere isnad ettirilen fiiller genellikle tezkîr biçiminde kullanılmıştır. Zaten fiiller ya dişi, ya da erkek için kullanılır. Bu ikisi dışında bir üçüncü kullanma şekli yoktur. Erkeklik ve dişilik sıfatlarını taşımayan eşyaya daha çok erkeklik ifade edilen fiiller isnad edilir. Bu, o eşyanın erkek olduğu için değil kullanma yöntemi bulunduğu içindir.

İşte bu kurala göre Allah (C.C.) isim ve sıfatlarından herhangi birine bir fiil isnad edilince müzekker fiillerden seçilir. Kur'ân'da bil-has hep bu ölçüde kullanılmıştır.

- O halde namazda kıraati yerine getirirken isnad eden fiili müzekker biçiminde değil, müennesle ilgili olarak teleffuz ederse namaz bozulur mu?

Fıkıhçılar bu konuda farklı hüküm getirmişlerdir: Muhammed bin Ali bin Muhammed El-Edîb'e göre namaz bozulur. Çünkü “lem yelid velem yuled” dahil her yerde fiil müzekker getirilmiştir. Şeyh Ebû Bekir Muhammed bin Fadl'e göre namaz bozulmaz. Sahih olan da budur. (El-Muhit / Serahsî - Ez-Zahire / Burhaneddin Mahmûd.)
Buna bir örnek verelim:

- “hel yenzurune illa en yetiyehumullahu fi zulelin” deki “yetiyehüm” ü “te'tiyehüm” şeklinde okumak bu cümledendir. El-Fevaid kitabında deniliyor ki:

«Namazda kıraatte fahiş hata yaptıktan sonra dönüp onu doğru okuyan kimsenin namazı bozulmaz. İ'rablarda da hatâ yapıp sonra bunu düzeltenin de namazı caizdir.»

(bk. Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 1/275-286.)

İlave bilgi için tıklayınız:

- Sehiv Secdesini Gerektiren Haller...
- ZELLETÜ'L-KÂRİ.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Kategori:
Okunma sayısı : 100.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun