Görgü tanığı olmak, şahitlik etmek. Gördüğümüz bir olay hakkında şahitlik etmek zorunda mıyız; dinimiz bu konuda ne diyor?

Tarih: 23.03.2007 - 22:00 | Güncelleme:

Soru Detayı
Gece geç saatlerde mahallemizdeki bir arabayı soymaya kalkıştılar. Olayı annem görmüş, şahıslar arabayla uğraşmışlar fakat çalamamışlar. Karanlıkta annem kim olduklarını da görmemiş. Annem hemen polise haber vermiş. Fakat polis gelmedi ya da biz farketmedik. Aracın camı kırılmıştı, sabahleyin sahipleri aracı kontrol ediyordu. Annem bir şey söylememiş. Bu tavrımız doğru mudur. Gidip sahiplerine olayı gördüğümüzü söylemeli miydik? Ne yapmalıyız?..
Cevap

Değerli kardeşimiz,

Şahitlik, hakların isbatı için en önemli delildir. Şahidin şehadeti ile mallar el değiştirir, insanlar hapse atılırlar, dövülürler hatta öldürülürler. Dolayısıyla şahidin yalan söylememesi, doğruluktan ayrılmaması gerekir.

İslâm hukuku açısından şehâdet, herhangi bir kimsenin, birinin başka bir şahısta olan hakkını ispat için, şehâdet lafziyle hâkimin huzurunda verdiği haberdir. "Filan kişinin, falan şahıstan şu kadar alacağı olduğuna şahâdet ederim." denilmesi gibi. Böyle bir şehâdette bulunan kişiye "şâhid", lehine şehâdet yapılana "meşhûdün leh", aleyhine şehâdet yapılana da "meşhûdün aleyh" ve şehâdet konusu olan mes'eleye de "meşhûdün bih" denir.

Bu olayda şahit ve mağdur var, ama suç işleyen belli değildir.

Bir insan şahid olarak gösterildiği zaman, şahitlikte bulunmaktan kaçınmaması lâzımdır ve bildiğini doğru olarak, olduğu gibi söylemesi gerekir. Ancak zina yapma, içki içme gibi had cezasını gerektiren hususlarda şahitlik yapan muhayyerdir, yani serbesttir. İsterse doğru söyler ve isterse suçlunun ayıbını örter. Başkasının kusurunu örtmek, daha iyi olarak kabul edilmiştir.

Genel olarak şehâdet konusunda, şahitte aranan bazı şartlar vardır. Şâhidin Müslüman, akıllı, baliğ, hür, adalet sahibi (güvenilir), görme ve konuşma yeteneğine sahip olması ve başkasına zina iftirasından dolayı had cezasına çarptırılmamış bulunması gerekir. Bir de şahitlikte "şehâdet" lafzını kullanması icâb eder. "Ben bilirim, bence böyledir, zannedersem" gibi sözler, şehâdet için yeterli değildir.

Buna göre anneniz olayı görse bile, bunu yapanları görmemiş ve tarif etmek imkanı da yok. Bu açıdan tam bir şahitlik söz konusu değildir. Öyleyse bunu arabanın sahibine söylememekle sorumlu olmaz. Zaten anneniz polise haber vermekle görevini yapmış. Eğer polis olayı araştırır ve sorarsa gördüklerini ve bildiklerini anlatır.

İlave bilgi için tıklayınız:

ŞEHÂDET...

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun