Yaratılışta tesadüfün hissesi var mıdır?

Tarih: 15.04.2006 - 00:00 | Güncelleme:

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Kâinattaki muhteşem sanat, fevkalade hikmet ve sürekli düzenlilik tesadüfü şiddetle reddediyor. Bu yüksek hakikati, matematiğin uygulama dallarından biri olan ihtimaller hesabıyla da göstermek mümkündür.

Önce şansa bağlılık veya rasgelelik diyebileceğimiz tesadüf kavramını kısaca açıklayalım. Herhangi bir olayın veya varlığın hiçbir kasıt, irade, tercih ve ilim kullanmadan rasgele meydana gelmesi tesadüftür. Mesela, bir topçunun herhangi bir hedef tespiti ve ayarlama yapmadan başlattığı, rasgele atışlardan birinin, bizce bilinen bir hedefe isabet etmesi tesadüftür. Top arabasının veya sistemin, manevra kabiliyetine göre yapılacak milyonlarca atıştan, sadece bir tanesinin yeri hedeftir.

Şansına güvenerek tesadüfen birkaç düşman tankını tahrip etmek isteyen bir topçuya, mevcut en büyük orduların cephanesi bile yetmez.

- Dünyamızın var oluşunda tesadüfün tesiri var mıdır?

Dünyanın meydana gelişinde ileri sürülen teorilerden en fazla rağbet gören Kant-Laplace teorisinin bir an için geçerli olduğunu kabul ederek, bunun tesadüfen olma ihtimalini düşünelim. Güneşten kopan gezegenlerin uzayda durabileceği yer ve pozisyon sayısı sonsuz diyebileceğimiz kadar fazladır. Bu sonsuza yakın yerler içinde dünyamızın her günkü yeri, pozisyonu, güneşe olan mesafesi, gerek kendi ve gerekse güneş etrafındaki dönüş düzeni tektir. O halde dünyamızın gece gündüzü, mevsimleri meydana getirecek ve hiçbir gezegene çarpmayacak şekilde hikmetlerle dolu bu günkü halinin tesadüfen olması ihtimali sonsuzda birdir. O da sıfır demektir. İhtimali sıfır olan hadiselere “imkânsız” denir.

Halbuki, dünyanın gerek kendi ve gerekse güneş etrafındaki çok hızlı dönüşü, bu dönüşe rağmen üzerindekileri sarsmaması, gece ve gündüzle mevsimleri meydana getirmesi mükemmel bir ilmi ve kudreti en açık şekilde göstermektedir. Çünkü, dünyanın gerek hızında, gerekse yörüngesindeki en küçük değişiklik, bütün mevcudatın, bir anda harap olması için yeterlidir. O halde, bu düzen ancak ve ancak tek bir Kadir-i Rahim'in kudret, irade ve emriyle olabilir, tesadüfün eli karışamaz.

Konunun biraz daha açıklığa kavuşması için bir misal verelim. İçinde alfabenin 29 harfi bulunan bir torba düşünün. Bir torbaya elimizi sokarak çekeceğimiz harflerle "NİZAM" kelimesini yazmak istiyoruz. Her çekişten sonra çektiğimiz harfi tekrar torbaya koyuyoruz. Böyle bir sistemle NİZAM kelimesinin yazılma ihtimalini hesaplıyalım. Bu çekişlerde alfabenin 29 harfiyle yazılacak 5 harflik manalı ve manasız kelimelerin sayısı; birden yirmi dokuza kadar olan sayıların birbirleriyle çarpımının, birden yirmi dörde kadar olan sayıların çarpımına bölünmesiyle elde edilir. Sözün kısası, NİZAM kelimesini bu çekişlerle tesadüfen yazma ihtimalimiz yirmi milyonda birdir.

Bu da yaklaşık sıfır demektir. Yani böyle bir şeyin yazılması mümkün değildir. Demek ki, her biri sadece 5 harften meydana gelen 14 kelimelik bir paragrafın, tesadüfen yazılması ihtimali, imkânsız denecek kadar küçüktür. Böyle basit ve küçük bir paragrafın tesadüfen yazılması imkansız olursa, büyük kâinat kitabı olan bu mevcudatın sanatlı, manalı ve düzenli bir şekilde yaratılmasında tesadüfün hissesi bulunabilir mi?

Bu misali hakikate tatbik ederken, milyonlarca cilt büyüklüğünde kâinat kitabının tesadüfen yazılması hadisesini bir kenara bırakalım ve kâinatta sadece bir kelime durumunda olan insan vücudunu düşünelim. Kâinatın içinde bir kelime gibi görünen insan vücudunda dolaşım, sindirim, boşaltım gibi sistemlerden her biri ciltlerce ansiklopedi mesabesindedir. Biz bu sistemden en basit olan iskelet sistemini ele alalım.

Yetişkin bir insanda 208 olarak karar bulan kemiklerin tesadüfen, ahsen-i takvimde olan, yani en güzel şekilde yaratılmış bulunan insan vücudunu meydana getirecek şekilde dizilmesi ihtimali nedir biliyor musunuz? Birden 208'e kadar olan sayıların çarpımıyla elde edilecek sayıda bir ihtimaldir. Bu da yaklaşık sıfır demektir. Başka bir ifadeyle, böyle bir yapının tesadüfen ortaya çıkması ilmen mümkün değildir. Halbuki bu düzenli yapı bir insanda değil bütün insanlarda ve hatta hayvan ve bitkilerin hepsinde bulunmaktadır.

Bunların hepsi bir yana, insanın tek elindeki kemiklerin gördüğümüz bu düzen içinde dizilme ihtimali 1/28'dir. Tek elindeki kemiklerin tesadüfen istenen şekilde dizilmesinin ihtimali bu kadar küçük olduğuna göre, dünyaya gelen herhangi bir çocuğun tesadüfen normal olmasının imkaâı ve ihtimali yoktur. Halbuki, her gün dünyaya gelen milyonlarca bebeğin her haliyle birbirinden farklı olmakla beraber belirli bir planda yaratılmış bulunmaları, tesadüfü temelinden reddetmektedir. Demek ki yaratılışta sonsuz bir ilim, kudret ve irade sahibi olan Cenab-ı Hakk'ın emir ve iradesi ve takdiri şarttır.

Kâinattaki bütün canlılar milyarlarca hücrenin baş başa vermesinden teşekkül eden milyonlarca dokunun belirli bir düzenle bir araya gelmesiyle vücut bulmaktadırlar. Canlıların en küçük yapı taşı olan tek hücre proteini bile 400 aminoasitten hasıl olmuştur. Bu aminoasitlerden her birisi de dört veya beş temel elementten ve her elementin de belirli sayıda bir araya gelmiş proton ve nötronlardan teşekkül ettiği birlikte düşünülürse, her biri bir sanat harikası olan canlıların rasgele meydana gelebileceklerini söylemek bir hezeyandır. Hücrede mevcut 400 aminoasidi kontrol eden DNA zincirinde takriben 41.000 veya 10.600 farklı dizi mümkündür. Herhangi bir yerde özel görevi olan bir DNA'nın meydana gelmesi ihtimali 1/10.600 dür.

Demek ki canlıların en küçük yapı taşı olan hücredeki proteinde görevi olan DNA'nın bile tesadüfen meydana gelmesi imkânsızdır. O hâlde hücrelerin milyarlarcasını belirli bir düzenle bir arada ihtiva eden bir canlının yaratılışında tesadüfün hiçbir hissesi yoktur.

İlave bilgi için tıklayınız: Tesadüf saçmalığı

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun