Efendimiz'in, "Allah'tan başka dost edinecek olsaydım, Ebu Bekir'i edinirdim." sözünü nasıl anlamalıyız?

Tarih: 01.05.2009 - 00:00 | Güncelleme:

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Abdullah b. Mesud anlatıyor: Hz. Peygamber (asm) şöyle buyurdu:

“Yeryüzü sakinlerinden birini halil /dost edinseydim, muhakkak ki Ebu Bekir’i dost edinirdim. Lakin arkadaşınız (kendini kastediyor) Allah’ın dostudur.” (Müslim, Fedailu’s-sahabe, 6, 7)

Halil, hıletten gelir. Hıllet, çok samimî dost, en ince esrarını kendisiyle paylaştığı arkadaş demektir. Muhabbetten farkı, onun başka kimseyle paylaşılmamış olmasıdır. Bazı alimlere göre, ikisi de aynı manaya gelir. Diğer bir kısım  alimlere göre, Halil/dost, kalbinde sadece dostuna ait sevgiyi taşıyan kimsedir. Habib ise bunu başkasıyla da paylaşabilir. (Nevevî, ilgili hadislerin şerhi)

Buna göre, hadiste Peygamberimiz(a.s.m) iki şeyin altını çiziyor:

Birincisi: Resulullah’ın yanında, Hz. Ebu Bekir’in diğer bütün sahabelerden ve bütün ümmetten farklı bir yerinin olması. Böyle bir makama yükselmesinin sebebi ise, sevgiden öte bir fedakârlık, bir civanmertlik, bir vefakârlık ve bir sadakat örneğini vermiş olmasıdır.

İkincisi: Hz. Peygamber (a.s.m)’in dünyada -Ebu Bekir de olsa- hiç kimseyi gerçek dost, hakikî Halil ve yüce arkadaş / Refik-i âlâ, olan Rabbine dostlukta, hıllette ortak etmemesidir.

Çünkü onun halili, her derdini kendisine açtığı, bütün sırlarını kendisiyle paylaştığı, bütün dertlerine çare olmasını istediği bir zattır ki, o da ancak Rabb-i Rahim'idir.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun