Müddessir Suresi, 11-26. ayetlerde bahsi geçen kişi kimdir?

Tarih: 27.05.2009 - 00:00 | Güncelleme:

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Müddessir Sures, ayet 11–30:

11. Tek olarak yarattığım şahsı bana bırak!
12, 13. Geniş bir servet ve gözü önünde duran oğullar verdiğim;
14. Kendisi için nimetleri serdikçe serdiğim kişiyi!
15. Hâlâ da arttırma mı umuyor.
16. Asla! Çünkü o bizim âyetlerimize karşı inatla direnmektedir.
17. Ben de onu sarp bir yokuşa süreceğim!
18. Çünkü o, düşündü taşındı, ölçtü biçti.
19. Kahrolası, ne biçim ölçtü biçti! 20. Sonra yine kahrolası ne biçim ölçtü biçti!
21. Sonra baktı.
22. Sonra kaşlarını çattı, suratını astı.
23. En sonunda sırtını dönüp gitti, gururuna mağlup oldu.
24. "Bu, dedi, olsa olsa eskilerden nakledilmiş bir sihirdir.
25. Bu, bildiğiniz insan sözünden başka bir şey değildir."
26. Ben onu sekara (cehenneme) sokacağım.
27. Sen bilir misin sekar nedir?
28. Bitirir de bırakmaz;
29. İnsanları kavurur.
30. Orada on dokuz görevli vardır.

Ayetlerin Açıklaması:

11-17. Müfessirler bu âyetlerin Mekkeli müşrik Velîd b. Mugîre hakkında indiğini rivayet etmişlerdir. (bk. Taberî, XXIX, 96; Şevkâni, V, 376) Çünkü Velîd, Kureyş'in ileri gelenlerinden olup çok sayıda oğulları vardı ve oldukça zengindi; buna rağmen Allah'ın kendisine lutfettiği nimetlere şükredecek yerde, hem Allah'a hem de Peygamber'e karşı nankörlük etmiş, İslâm'ı boğmak isteyenlere öncülük edenlerden olmuştu.

Allah Teâlâ'nın "Tek olarak yarattığım şahsı bana bırak." mealindeki buyruğu iki türlü yorumlanmıştır:

a) Anasının karnında aciz ve tek başına bir durumda yarattığım o şahsı bana bırak, senin onunla uğraşmana gerek yok, ben onun cezasını veririm,

b) Beni tek başıma onunla baş başa bırak; ben onun hakkından gelir ve gereken cezayı veririm. (bk. Şevkânî, V, 376)

Âyet, Velîd b. Mugîre hakkında inmiş olsa da amacı genel olup şu mesajı vermektedir: Nimete karşı şükretmek, nimet sahibine minnettar olmak en yalın ahlâkî ödevlerden biri, akıl ve adalet gereğidir. Sıradan birinin alelade yardım ve iyiliğine bile minnettar olup teşekkür ederken varlığımızı, hayatımızı, sahip olduğumuz, yararlandığımız her türlü maddî ve manevî nimet ve imkânları lutfeden Allah'a minnettar olmamak, şükretmemek, ibadet ve İtaat etmemek büyük bir nankörlüktür; özellikle Allah'ın varlığını ve birliğini tanımamaktan da öte giderek inkâr, şirk ve zulüm hareketlerine öncülük etmek bütün nankörlüklerin ve haksızlıkların en ağırı, en vahimidir.

18-30. Rivayete göre müşrikler Hz. Peygamber (a.s.m.)'e ve tebliğ ettiği Kur'an'a karşı nasıl bir tavır takınmaları gerektiğini Velîd b. Muğîre'ye sormuşlar, o da düşünüp taşındıktan sonra Hz. Peygamber'in bir sihirbaz, Kur'an'ın da önceki sihirbazlardan intikal eden bir sihir, bir beşer sözü olduğunu insanlar arasında yaymalarını tavsiye etmiştir. İşte 18-25. âyetlerde Velîd b. Mugîre örneğinde Kur'an'a karşı benzer şekilde inkârcı tutum sergileyenler kınanmış; 26-30. âyetlerde ise hak ettikleri uhrevî ceza özetlenmiştir. (bk. Diyanet Tefsiri, Kur’an Yolu: V/420.)

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun