Güzel konuşmanın önemi nedir?

Tarih: 28.09.2009 - 00:00 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Peygamberimizin "Beyan da sihir vardır." hadisi ile açıklar mısınız?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Lahn, bir harfin veya kelimenin yanlış okunması anlamına gelir. Böyle bir özrü bulunan kimsenin -şayet mümkün ise- bunu gidermesi farzdır, namazın sahih olmasının da şartıdır. Normal zamanlarda lahn yapan örneğin, “t” harfini “s” olarak telaffuz eden kimse aynı harfi Kur’an okurken de namaz kılarken de öyle yanlış çıkarır. Hz. Peygamber (a.s.m)’in verdiği önemi de bu açıdan değerlendirmek daha uygun olduğunu düşünüyoruz.

Bildiğimiz kadarıyla, “beyanda sihir”, kelime ve harflerin düzgün çıkarılmasından ziyade, kullanılan ifade ve üslupla alakalı bir tespittir. Nitekim rivayete göre, adamın biri bir gün Efendimizin (a.s.m) yanında komşusunu övmüş, ertesi gün onu yermiştir. Efendimizin (a.s.m) bunu hatırlatması üzerine, adam “Ya Resulallah! Dün de doğru söyledim, bu gün de. Dün aramız iyiydi, onun güzel hasletlerini övdüm, bugün aramız bozuk olduğu için, onun kötü olan yanlarını yerdim.” deyince, Efendimiz (a.s.m) “Gerçekten beyanda sihir vardır.” diye buyurdu.

Meramını güzel ifade etmek, elbette son derece önemlidir. Çünkü yaratılışları  gereği sosyal hayatı başkalarıyla paylaşmak durumunda olan insanlar birbiriyle iletişim kurmak zorundadır. Kullanılan dil ne kadar güzel, açık ise karşı taraftan anlaşılması o kadar kolay olur. Her vahiy, ilgili toplumun diliyle gelmiş olması bunun açık delilidir. O halde denilebilir ki, insanların maddî hayatı için olduğu kadar, manevî hayatını temsil eden ilahî vahyin tebliği, açıklaması, emir ve yasakların bildirilmesi, iyi ve kötünün öğretilmesi için de dil yegâne iletişim aracıdır.

Rahman Suresi'nin başında Kur’an’ın taliminden sonra “insan beyanın öğretilmesi”nin vurgulanması bu önemin altını çizmektedir.

Yine Sad Suresi 20. ayette, Rabbimizin Hz. Davud’a meramını güzel bir şekilde ifade edebilecek bir hitabet kabiliyetine sahip kılındığını vurgulaması, büyük bir peygamberine  büyük bir nimet  sadedinde açıklaması, lisan ve beyanın ne kadar önemli bir nimet olduğunu göstermektedir.

Bu sebeple, İslam’a hizmet etmekle, Kur’an’ın ve sünnetin hakikatlerini anlatmakla yükümlü olduğunu düşünen insanların -fıtrî kabiliyetlerine mütenasip olarak- kendilerini yetiştirmeleri, “lahin”lerini düzeltmeye çalışmaları son derece önem arz etmektedir. Şüphesiz, lisanî edebiyattan önce kalbî edebe ve aklî edebiyata, yani doğru bilgi ve malumata, ihlas ve samimiyete ihtiyaç vardır.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun