Kur'an'da geçen "hesapsız rızkın" anlamı nedir?

Tarih: 06.10.2009 - 00:00 | Güncelleme:

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Kur’an’da bu kavram değişik yerlerde ifadesini bulmuştur. (bk. Bakara, 2/212; Âl-i İmran, 3/27, 38; Nûr, 24/38; Mü’min, 40/40; Zümer, 39/10)

Misal olarak, Ali İmran Suresi'nin 27. ayetinin son cümlesinin meali; “... (Allah’ım!) Sen dilediğin kimseye hesapsız rızk veririsin.” şeklindedir. Burada yer alan “hesapsız rızkın” birkaç manasından söz etmek mümkündür:

a. Allah dilediğine dilediği şeyleri ikram eder. Hiç kimse bu konuda ona hesap soramaz. Çünkü onun üstünde bir Sultan yok ki ondan hesap sorsun.

b. Allah dilediği kimseye haddi hesabı olmayan bir şekilde ikramlarda bulunur, rızk verir. Bu ifade rızkın çok ve bol olmasından kinayedir. Örneğin, çok zengin olan bir kimse hakkında “serveti sayılmaz/servetinin haddi hesabı yoktur” ifadeleri, o şahsın servetinin çok fazla olduğunu anlatmaya yöneliktir.

c. Allah’ın kendisine bol rızk verdiği kimsenin kabiliyeti ile bu rızk arasında doğrudan bir sebep-sonuç ilişkiyi gösteren bir hesap çizelgesi söz konusu değildir.(bk. Razî, ilgili ayetin tefsiri). O'nun vermesi verilenin bunu hak etmesine göre değil, kendi irade ve takdirine göredir. Yüce Allah'ın bu takdirinin insan aklının ve idrakinin çok ötesinde hikmetler taşıdığını göz ardı etmemek gerekir.

Ehl-i tahkikin Farsça olarak seslendirdiği “Dad-ı Hakra kabiliyet şart değildir = Allah’ın lütfedip verdiği nimetlere muhatap olan kimsenin, bunu almayı hak eden bir meziyet ve kabiliyete sahip olma şartı aranmaz.” kuralında da bu gerçeğin altı çizilmiştir.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun