Sebe 14. ayette, cinlerin, Hz. Süleyman’ın öldüğünü, ancak dayandığı asasını bir ağaç kurdunun yemesi sonucu anladıkları bildirilmektedir. Bunu nasıl anlamak gerekir?

Tarih: 18.01.2010 - 00:00 | Güncelleme:

Cevap

Değerli kardeşimiz,

İlgili ayetin meali şöyledir:

“Süleyman’ın ölüm fermanını çıkarmamızdan sonra, cinler ve çevresindekiler onun öldüğünü, ancak dayandığı asasını bir ağaç kurdunun yemesi sonucunda, kendisinin yere yıkılmasından sonra anlayabildiler. O, yere düşünce cinler kesin olarak anladılar ki şayet gaybı bilmiş olsalardı kendilerini zelil ve perişan eden angarya işlerde devam edip gitmezlerdi.” (Sebe, 34/14)

Ayetin açıklaması:

Hz. Süleyman'ın eceli geldiğinde, asasına yaslandığı halde ayakta iken öldü, cinler de onun öldüğünü anlayamadılar. Ondan korktukları için çalışmaya devam ettiler. Onun öldüğünü cinlere ancak asasını içten yiyen bir ağaç kurdu gösterdi. Asası çürüyüp yere düşünce ona dayanan Hz. Süleyman’ın ölü cesedi de yere düştü. Ve böylece cinlerin iddia ettikleri gibi gaybı bilmedikleri ortaya çıktı. Eğer onların gaybı bildikleri şeklindeki iddiaları doğru olsaydı, Hz. Süleyman önlerinde iken onun ölmüş olduğunu anlarlar, onun hayatta olduğunu zannederek görevlendirdiği ağır işlerde, onun ölümünden sonra uzun müddet devam etmezlerdi.

Hz. Süleyman (as)'ın asasına dayanarak beklediği müddet hakkında sahih bir rivayet yoktur. Bununla beraber bu konuda İbrahim b. Tahman'ın İbni Abbas'dan rivayet ettiği  bir hadiste şu ifade yer almaktadır:

"Süleyman Harnûbe asasını oydu. Bu âsâya cinlerin bilmedikleri uzun bir müddet dayandı. Nihayet yere düştü. Böylece insanlar cinlerin gaybı bilmediklerini öğrendiler. Bunun miktarına baktılar. Bu müddetin bir sene olduğunu gördüler." (bk. Kurtubî, ilgili ayetin tefsiri)

Bu konuda birçok rivayetler ve yorumlar yapılmıştır. Çoğunun sağlam dayanağı yoktur. Ancak âyetin açık anlatım ve delâletine bakılınca, cinle­rin, Hz. Süleyman (as)'ın emrine verildiği, onun da onları birçok ağır işlerde çalıştırdığı anlaşılıyor. Ayrıca cinlerin gaybı bilip bilmedikleri ko­nusu ortaya çıkıyor. Kudüs'teki mabedin inşasında çalıştırılan cinlerin gay­retli çalışmaları devam ederken, Süleyman Peygamber'in eceli gelmiş oldu. Hizmet aksamasın, cinler çalışmayı bırakmasın diye Süleyman Peygamber, öldüğünün bir süre bilinmemesini Cenâb-i Hak'tan diledi. Dileği kabul olun­du ve verilen talimat gereği Süleyman Peygamber elindeki bastonunu al­nına dayayarak oturmuş bir halde ruhunu teslîm etti. Mabedin inşası bitin­ce ağaç kurdunun kemirdiği baston kınlıverdi ve Süleyman Peygamber'in vefat ettiği öylece anlaşılmış oldu.

Böylece hem başlatılan iş tamamlandı, hem de cinlerin gaybı bilme­dikleri kesinlik kazandı.

Âyeti zahirinden alıp te'vîl edenlere gelince: Onlara göre nakil ve ri­vayet akılla çatışırsa, te'vîle cevaz vardır. O halde baston, kurulu salta­nata, kırılması ise, o saltanatın yıkılmasına; ağaç kurdu, Süleyman Pey­gamber'in yerine geçen oğlunun beceriksizliğine işarettir ki bu, sözü edi­len konuda çok nefîs bir benzetmedir.

Nitekim İsrailoğullarının Davud (as) ile Süleyman (as) döneminde başlayan altın çağı, Süleyman Peygamber'in vefatıyla gerileme dev­rine girmiş ve çok sürmeden baş aşağı gelmiştir. (bk. Celal Yıldırım, İlmin Işığında Asrın Kur’an Tefsiri, ilgili ayetin tefsiri)

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun