Her konuda dünyada özgür bırakılan insanın, intihar etmesinin yasaklanması ne kadar adilanedir?

Tarih: 24.11.2010 - 00:00 | Güncelleme:

Soru Detayı

-  Eğer dünya olmasaydı günahkar insan da olmazdı?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Evvela, şunu biliyoruz ki, hayat ve ölüm seçimi, insan gibi aklı kısa, fikri kısa, sabrı kısa bir mahlukun inisiyatifine bırakılamayacak kadar önemlidir.

İnsanın özgürlüğü sadece imtihanla sınırlıdır. İyilik ve kötülüklerden birini tercih etme özgürlüğü vardır. Bu özgürlük imtihanın âdil yapılmasının bir gereğidir. Yoksa, insan ne doğarken, ne yaşarken, ne ölürken istediği gibi hareket etme özgürlüğüne sahiptir. Hangi soydan, hangi kabileden, hangi ebeveynden doğacağına Allah karar verir. İnsanın -görünürde özgür bir alanı olan- yemek, içmek, gülmek, ağlamak gibi işlerinde bile kendi payı yüzde bir civarındadır. Yiyeceklerin yenmesi gibi sindirilmesi için de gereken şartların hazırlanmasında insanın ne gibi bir rolü vardır?

“Güldüren de ağlatan da O'dur.” (Necm, 53/43)

mealindeki ayette bu gerçeğe işaret edilmiştir. En fazla kendimizi serbest hissettiğimiz nefes alıp vermekte bile özgür değil, mecburuz.

Ehl-i sünnet inancına göre, iyilikler gibi kötülüklerin de yaratıcısı Allah’tır. Bu iki konu da imtihan meselelerinden olduğu için “kesb” denilen bir tercih, bir seçim hakkı vardır. Bu tercih hakkı da yaratılmakla ilgili olmayıp sadece adaleti temin edecek seviyede bir özgürlük kriteridir. İsteyen ve tercih eden insandır, yaratan ise Allah’tır.

Aslında yaptıklarından ve yarattıklarından dolayı “Kimse Allah’a hesap soramaz.” (Enbiya, 21/23) Ancak bizler, insan olmanın gereği olarak her konuda olduğu gibi, bu konuda da Hz. İbrahim (as) gibi, “kalbimizin tatmin olmasını” (Bakara, 2/260) istiyoruz. İşte bu yüzden de aklımıza ister istemez şu soru geliyor:

Öyleyse neden, Allah şeytanı ve kötülükleri yaratmış da bize musallat etmiş? Kötülüğü yaratmak kötü, şerri yaratmak da şer değil mi?

Hemen ifade edelim ki, şerrin yaratılması şer değildir; şerri işlemek şerdir. Çünkü Allah bir şeyi şer olsun diye yaratmıyor; hayır olsun diye yaratıyor. Allah’ın hayır olarak yarattığı şeyleri de bizler hakkımızda şerre çeviririz.

Mesela, şeytan ateşten yatılmıştır ve bu konuda en güzel örnek de ateştir. Ateşin yaratılması şer değildir, ancak ona dokunmak şerdir. İnsan ateşi muhafaza altına alırsa ondan faydalanır; aksi halde zarar görür.

Buna bir başka örnek de yağmurdur. Yağmurun gelmesinin binlerle neticeleri var, bütünü de güzeldir. Tedbirsizliği yüzünden bazıları yağmurdan zarar görseler, “Yağmurun yaratılması rahmet değildir.” diyemezler ve “şerdir” diye hükmedemezler.

Allah Teâla günah işleme kabiliyeti olmayan meleklerle, hiç sorumlu olmayan hayvanları yaratmıştır. Bu iki varlıktan başka, hem melekleri geçecek kadar mükemmel, hem de aklı olmayan hayvanlardan daha aşağı olacak kadar kötü olma özelliğindeki insanı yaratmıştır. Bu noktada insanın terakkisine yol açmak üzere şeytana fırsat tanınmış ve insana kötülüğü emreden bir nefis verilmiştir.

Dünya ahiretin tarlasıdır. Ahiretin iki menzili olan cennet de cehennem de insanların inançlarınının ve amellerinin meyvesi olacaktır. Bunun için insan nevi bir imtihana tabi tutulmuştur. Hayatını iman ve salih amel üzere geçirip bütün işlerini istikamet üzere gören insanlar cennete layık bir kıymet alırlar. Aksi yolda gidenler ise cehennem ehli olurlar.

İnsan, nefsine uymaz ve şeytanı dinlemezse manen terakki eder ve meleklerden daha yüce bir makama erebilir. Aksini yaptığı taktirde de hayvanlardan daha aşağılara düşebilir.

Bilindiği gibi, elmasla kömürün aslı karbondur. Ancak diziliş farklılığından dolayı biri elmas diğeri kömür olmuştur. Aynı şekilde insanların da aslı birdir. Bütün insanlar aynı maddi ve manevi cihazlarla donatılmışlardır. Ancak, bunların doğru yahut yanlış kullanılmalarıyla insanlar arasındaki farklılık ortaya çıkmış ve toplumda elmas ruhlular yanında kömür ruhlular da ortaya çıkmıştır.

Meselenin bir başka boyutu da şudur: İnsan, şeytana uymakla kendini zarara soktuğu gibi, “Sebep olan işleyen gibidir.” kaidesine göre bu işte şeytan da büyük bir sorumluk altına girer ve cehennemdeki azabını artırmış olur. İnsanları yoldan çıkarmak üzere kendisine tanınmasını istediği fırsat, başına bela olacak ve istikametten saptırdığı kişilerin azaplarının bir katı da ona tattırılacaktır.

Cenab-ı Hak dileseydi şeytana bu fırsatı vermeyebilirdi. O zaman onun görevini de insan nefsi üstlenmiş olurdu; sonuç değişmezdi. Kendisine insanları yoldan çıkarmak için çalışma fırsatının verilmesiyle şeytan büyük bir zarara uğramış, tabiri caizse, küstahlığının cezasını böylece görmüştür.

İlave bilgiler için tıklayınız:

Şerri de Allah mı yaratıyor?

 - Hayır ve şerri Allah'ın yaratması ile şerleri nefisten bilmek konusunu açıklar mısınız?

Hz. Adem neden ilk olarak dünyaya değil de cennete gitmiştir? Hz. Adem hatayı işlemeseydi cennette mi kalacaktık?

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun