"Gafiller içinde Allah Teâlâ'yı zikreden, cepheden herkes kaçarken, savaşan asker gibidir." sözünü açıklar mısınız?

Tarih: 05.05.2011 - 00:00 | Güncelleme:

Cevap

Değerli kardeşimiz,

"Gafiller içinde Allah Teâlâ'yı zikreden, cepheden herkes kaçarken, savaşan asker gibidir."

Gafil Allah'ı zikretmeyen kişidir. Allah'ı zikretmekten yani ona ibadet etmekten uzak insanlar ve topluluklar içerisinde Allah'ı anan onun emirlerini yerine getirip yasaklarından sakınan kişi cihad eden kişi gibidir.

“Ümmetimin fesadı zamanında kim sünnetime temessük ederse (yapışırsa), ona yüz şehid ecri vardır.”(1) 

Bida‘ların ve dalaletlerin İslam toplumunu istila ettiği, toplumda hükmettiği zaman, sünneti seniyyeye yapışan yüz şehid ecri kazanabilecektir. Tabii ki Kur'an’ın hakikatları ile sünnet-i seniyyenin prensipleri birbirinden ayrılmaz. Ümmet içinde bidatların revaçta olduğu, çoğunluğun bidatların ve dalaletlerin istilasında bulunduğu bir zaman; gerçekten çok riskli, çok tehlikeli bir zamandır. Bir amelde tehlike arttıkça sevap fazlalaşmaktadır. Böyle tehlikeli bir zamanda, başta iman hakikatlerine, İslâm’ın hükümlerine Kur'an’ın anlaşılmasına, sünnetin ve İslâm’ın hayata kazandırılmasına hizmet pek büyük bir hizmettir, hatta normal şartlarda bir şehidin yaptığı fedakarlıktan daha büyük fedakarlıklar ister ki, birçok şehidin sevabı kadar sevap gerektirebilsin. Çünkü şehit bir anda bir fedakarlık gösterip canını Allah yolunda verirken böyle bir atmosfer içinde iman hakikatlerine, Kur'an’a, sünnet-i seniyyeye hizmet eden birisi hayatının her gününde büyük fedakarlıklarda bulunabilmektedir.

Demek oluyor ki, zaman şiddetlendikçe, fitneler arttıkça amellerin sevapları da artacaktır. Ayrıca bu hadis-i şerifte bir süttene uymak için büyük bir teşvik vardır.

Hadiste geçen temessük (sünnete yapışma) kelimesi, şu manaları içermektedir:(2)

1) Temessük kararlılık, sebat ve ısrardır.
2) Temessük de devamlılık vardır.
3) Temessük bütüne sahip çıkmaktır.
4) Temessük karşılıklı güçlerin mücadelesini yansıtır.

Kaynaklar:

1) el-Bağavi, Hüseyin b. Muhammed eş-Şafi, Mesabihu’s-Sunne, I-II, Beyrut, ty. I, 40, no: 130; el-Munavi, Abdurra‘uf, Feyzu’l-Kadir, I-VI, Beyrut, ty. VI, 261. (no: 9171-9172); İbni Adiy, el-Kâmil fi’d-Duafâ, 2:739; el-Münzirî, et-Terğîb ve’t-Terhîb, 1:41; Taberânî, el-Mecmeu’l-Kebîr, 1394; Ali bin Hüsâmüddin, Müntehebâtü Kenzi’l-Ummâl, 1:100; el-Heysemî, Mecmeu’z-Zevâid, 7:282. Ümmetin bozulduğu zaman sevapların çoğalağı konusu için bk. Taftazani, Mesud b. Ömer, Serhu’l-Makasıd, I-V, Beyrut 1988 I, 308; el-Heytemi, Ahmed b. Hacer, es-Savaiku’l-Muhrika, Kahire 1385, s. 210.
2) el_Kamûsu’l-Muhit III, 329; el-Mu’cemu’l-Vasit s. 869; el-Mufredat, s. 469.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun