Besmele bir ayet midir?

Tarih: 14.05.2011 - 00:00 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Besmele, Kur'an-ı Kerim'de tek başına bir ayet midir?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Besmele; Kuran-ı Kerim'de Neml suresinde geçen bir ayettir. Her surenin başında zikredilen besmelenin ayet olup olmadığı hususunda ise ihtilâf edilmiştir. El-Mushafu'l-imam (ilk ve esas Kur'ân nüshası) yazıldığı zaman Berâeh (Tevbe) Suresi dışında kalan surelerin başına besmele yazılmıştı. O ana nüshadan istinsah edilen bütün nüshalarda da sure başlarına besmele yazılmıştır. Sahâbîler, Mushaftan olmayan bir şeyi Mushafa yazmazlardı. O zaman Kur'ân'da nokta ve öteki işaretler de yoktu. Daha sonra konan nokta ve diğer işaretler, Kur'ân'ın metninden ayrılsın diye, metin mürekkebinden ayrı mürekkeple yazılmıştı.

Ebû Davud'un ibn Abbâs'tan rivayetine göre: "Peygamber (asm), kendisine "Bismillahirrahmanirrahim" ininceye dek bir sureyi diğerinden ayırmayı veya bir rivayete göre surenin bittiğini bilmezdi.(1)" Ümmü Seleme'nin de "Peygamber (asm)'in, besmeleyi Fâtiha'dan bir ayet olarak okuduğunu söylediği rivayet edilir."(2) Ebû Hüreyre'nin rivayetinde ise Peygamber (asm):

"Fâtiha'yı okuduğunuz zaman 'bismillâhirrahmânirrahîm'i de okuyunuz. Çünkü Fatiha Kur'ân'ın anası, Kitabın anası, yedişerli iki (es~Seb'u'l-mesâni)dir. Bismillâhîrrahmânirrahîm de onun ayetlerinden biridir." demiştir.(3)"

İşte bu kanıtlara dayanan Şafiî, Besmele'yi Fâtiha'dan bir ayet saymıştır. Öteki surelerdeki besmeleler hakkında tereddüdlü bulunan Şafiî, kâh Besmele her surenin ayetidir, kâh yalnız Fâtiha'dan bir ayettir, demiştir.(4)"

Hz. Peygamber (asm)'in, Fâtiha'dan önce Besmeleyi okuduğu hakkında hadisler varsa da bu hadisler, Besmelenin, Fâtiha'dan bir ayet olduğunu kanıtlamaz. Peygamber (asm), her işe Besmele ile başlamanın, İslâmın bîr şiarı olduğunu belirtmek için Fâtiha'ya başlarken de Besmele okumuştur. Kaldı ki Hz. Peygamber (asm)'in, Besmele çekmeden Fatiha okuduğu hakkında da hadisler vardır.

Hz., Ayşe (r.a)'nin:"Allah'ın Elçisi (asm) namaza tekbir ile okumaya da (elhamdu lillâhi rabbi'l-âlemîn) ile başlardı." dediği rivayet edilir.

Enes İbn Mâlik de şöyle demiştir:

"Peygamber (asm)'in, Ebubekir'in, Ömer'in ve Osman'ın arkasında namaz kıldım. Bunlar (elhamdu lillâhi rabbi'l-âlemîn) ile başlardı, namazın ne önünde ne de sonunda (bismillâhirrahmânirrahîm) demezlerdi."(5) "Onlardan hiçbirinin, (bismillâhirrahmânirrahîm) dediğini duymadım.(6)" "Onlar okumaya (elhamdülillâhi rabbi'l-âlemîn) ile başlardı."(7)

Hz. Ebû Hüreyre, Peygamberimiz (asm)'den şu hadisi nakletmiştir:

"Yüce Allah buyurdu ki: Namazı benimle kulum arasında ikiye ayırdım. Yarısı benim için, yarısı kulum içindir. Kulumun dilediği, kendisine verilecektir. Kul, elhamdu lillâhi rabbi'l âlemin dediği zaman Allah: Kulum bana hamdetti, der. Kul, ar-Rahmâni'r-rahîm dediği zaman Allah: Kulum benim şerefimi andı, der. Kul, mâliki yevmi'd-din dediği zaman Allah: Kulum işini bana havale etli, der. Kul, iyyâke na'budu ve iyyâke nesta'în dediği zaman Allah: Bu, benimle kulum arasında (bir sır)dır. Kulumun istediği kendisine verilecektir, der.(8) Kul, ihdinâ's-sırâta'l-mustakîm... dediği zaman Allah: Kulumun dilediği verilecektir, der."

Burada Hz. Peygamber (asm), Fâtiha'nın ayetlerini sayarken besmeleyi zikretmemiştir.

İşte İmam Mâlik, bu delillere dayanarak Neml suresinin 30 ncu ayeti dışındaki besmelenin, ayet olmadığı kanâatine varmıştır. Ona göre besmelenin sure başlarına yazılması, Hz. Peygamber (asm)'in böyle emretmesi ve her işe besmele ile başlanmasını buyurması yüzünden olabilir. Gerçi besmelenin, sure başlarına yazılması mütevatir olarak nakledilmişse de besmelenin Kur'ân olduğuna dair tevatür yoktur.

Peygamberimizin (asm), namazda besmeleyi okumadığına dair hadîsler de, okuduğuna dair hadîsler de vardır. Fakat okuduğuna dair hadîsler daha kuvvetlidir. Kendisinin ve sahâbîlerinîn, namazda besmeleyi gizli okuduğuna dair hadîsler de mevcuttur. Bu rivayetlerden, Hz. Peygamber (asm)'in, namazlarında bazan besmeleyi açık, bazan gizli okuduğu anlaşılır.

Yüce Allah, "Allah'ın adı anılarak kesilen hayvanların etinden yeyin."(9) buyurmuştur. Hz. Nuh, müminlere: "Bismillâhi mecrâhâ ve mursâhâ inne rabbî leğafûru'r-rahîm: Gitmesi de durması da Allah'ın adı iledir, kuşkusuz Rabbim, bağışlayan, esirgeyendir." diyerek gemiye binmelerini emretmiş, Hz. Süleyman da mektubunun başına "Bismillâhirrahmânirrahîm"(10) yazmıştır. Allah, Peygamberine; "Onların yoluna uy."(11) buyurduğuna göre yeme, içme, çıkma, girme gibi her mubah işe "Bismillâhirrahmânirrahîm" diyerek başlamak kuvvetli sünnettir.

Hanefilere göre besmelenin Kur'ân'a yazılması, onun Kur'ân olduğunu gösterirse de her sureden bir ayet olduğunu göstermez. Besmelenin, namazda Fatiha ile beraber açıktan okunmadığına dair hadisler de onun, Fâtiha'dan bir ayet olmadığına delildir. O halde her sure başında bulunan besmele, müstakil bir ayettir, sureye dâhil değildir. Yalnız Neml suresinin ortasında geçen besmele, o surenin bir ayetidir.

En doğru görüşün, bu görüş olduğu anlaşılmaktadır. Zira sahâbiler devrinde Kur'ân'dan olmayan hiçbir şeyin Kur'ân metniyle yazılmadığı halde besmelenin yazılmış olması, onun Kur'ân olduğunu gösterir. Besmelenin, Fatiha ile beraber açıktan okunmadığını belirten hadisler de besmelenin, Fâtiha'nın bir parçası olmadığını gösterir. Ayrıca bu görüşü destekleyen başka deliller de vardır.

Hz. Peygamber (asm), Mülk suresinin otuz ayet olduğunu söylemiştir. Kurrâ' ve ayet sayıcılar, "Mülk suresinin, besmele hariç otuz ayet olduğunda birleşmişlerdir. Yine Hz. Peygamber, Kevser Suresinin üç ayet olduğunu söylemiştir. Kevser suresi de besmele hariç, üç ayettir. Eğer besmele bu surelere dahil olsaydı, Mülk suresinin otuz bir, Kevser Süresinin de dört ayet olması lâzım gelirdi. Demek ki besmele, sürelere dahil değil, müstakil ayettir.

Kur'ân olduğu hakkında tevatür bulunmadığından besmeleyi Kur'ân'dan saymamak doğru olamaz. Zira her ayet için "Bu Kur'ân'dır." denmesi ve bu sözün tevâtüren nakledilmiş olması gerekmez. Bu hususta hal karinesi (durum delili) kâfidir. Peygamberimizin (asm), vahiy kâtiplerini çağırıp bir şeyi Kur'ân'ın falan yerine yazmalarını emretmesi, onun Kur'ân olduğunu gösterir.

Besmele de böyle yazılmıştır. Hz. Peygamber (asm) "Onu her surenin başına yazın" demiştir.

Besmelenin ayet olup olmadığı, ayet ise sürenin bir parçası olup olmadığı hakkındaki bu görüş farkları yüzünden besmelenin namazda okunması meselesinde de görüş ayrılıkları doğmuştur:

İmam Mâlik, besmeleyi ayet kabul etmediği için farz namazlarda ne açıktan ne de gizli olarak besmele okunmasını caiz görmemiştir. İmam Şafiî ve İmam Ahmed de besmeleyi, her sureye dahil bir ayet gördükleri için açık okunan namazlarda açıktan, gizli okunan namazlarda gizliden besmele okunmasının farz olduğunu söylemişlerdir. Ebu Hanîfe ise besmeleyi müstakil ayet kabul ettiği için Fâtiha'dan önce gizli olarak besmele çekmenin sünnet olduğunu söylemiştir.

Kaynaklar:

1. Ebu Davud, Salat, 122.
2. el- Fethurrabbani, 3/189.
3. Darekutni, Salat, babu vucubi kıraati bismillah.
4. el- Cami’li Ahkamil-Kur’an 1/93.
5. Müslim, Salât 52; Nesâ'î, İftitâh 20.
6. Müslim, Salât 51.
7. Dârimî, Salât 34.
8. Ebu Dâvûd, Salât: 132; Tirmizî, Tefsir, ; Nesâ'î, İftitah 23; Ibn Mâce Edeb 52.
9. En'âm Suresi: 118.
10. Nem suresi: 30.
11. En'am suresi: 90.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

Yorumlar

osman962

Kur'ân'dan olmayan bir şeyin Kur'ân'a yazılmasıyla ilgili daha ilk dönemlerden itibaren oldukça titiz davranılmıştır. Hatta o kadar ki Hz. Ömer (r.a.), bir adamın sûrelerin yan tarafına o âyetlerle ilgili açıklayıcı küçük notlar yazdığını duyunca onu çağırtmış ve ağır bir şekilde cezalandırmıştır (İbn Ebî Şeybe, el-Musannef, 7:198).

Kur'ân tarihine baktığımızda, Kur'ân'a sûre isimlerinin yazılması, noktalama işaretlerinin konulması, ta'şir gibi icraatlar karşısında değişik tepkiler olmuştur (Cerrahoğlu, İsmail, Tefsir Usûlü, Türkiye Diyanet Vakfı, Ankara, 1983, 88-94).

Fakat Besmele'yle ilgili herhangi bir tartışma olmamıştır. Şâyet olsaydı, rivâyet edilirdi. Demek ki Besmele Kur'ân'dandır ve bizzat Resûlullah bunun böyle olduğunu belirtmiştir. Bütün bu tartışmaların ve farklı rivâyetlerin özeti şudur: Besmele, Neml sûresinde müstakil bir âyettir. Diğer sûrelerde ise, müstakil bir âyet olmayıp sûrelerin arasını ayırdetmek için nâzil olmuştur. Dolayısıyla her bir sûrede müstakil bir âyet değildir.

Buna göre, aslında ihtilâflar meselenin esasıyla değil, teferruatıyla ilgilidir. Yani bu görüşleri savunanlardan her birinin aslında, Besmelenin âyet olduğu noktasında bir tereddütleri yoktur. Tereddüt edip, farklı düşündükleri nokta, sadece Besmele'nin her bir sûrede müstakil bir âyet olup olmadığıdır. Hele hele Besmele'nin Resûlullah (s.a.s.) döneminde bizzat O'nun emirleriyle sûrelerin başına yazılıp, günümüze kadar da bu ilk şekliyle böylece gelmiş olduğu konusunda hiçbir kimsenin asla bir tereddüdü olmamıştır.

Besmele meselesinde alimlerimiz arasındaki ihtilafın besmelenin özüyle değil de teferruatıyla alakalı olduğunu belirtmenini de faydalı olacağını düşünüyorum.

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Semavi Asım İREN

Kuran'ı Kerim'lerde Fatiha suresinin başındaki 'Bismillahirrahmanirrahim' 1. ayet olarak gözükmektedir. Konu ile ilgili izah ve Fatiha suresindeki mezhepsel farklılıkları içeren bir bilgi alabilir miyiz?

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Editör (hasanfidan)

Fâtiha’nın âyet sayısının yedi olduğu hususunda ittifak bulunmakla birlikte başındaki besmelenin sûreye dahil olup olmadığı ihtilâflıdır.

Şâfiîler’e göre Fâtiha’nın birinci âyeti besmeledir; son âyeti ise ”صِرَاطَ الَّذِينَ أَنْعَمْتَ عَلَيْهِمْ“ ile başlar, ”وَلَا الضَّالِّينَ“ ile biter.

Hanefîler’e göre besmele Fâtiha’ya dahil değildir; birinci âyet ”الْحَمْدُ لِلَّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ“, son âyet ise ”غَيْرِ الْمَغْضُوبِ عَلَيْهِمْ وَلَا الضَّالِّينَ“ dir.

Sonunda söylenen “âmin” sözü Fâtiha’dan bir kelime olmadığı gibi Kur’an’dan bir âyet de değildir.

Mushaflarda Fatiha suresinde besmelenin birinci ayet olarak yazılması Şafiilerin görüşü esas alınarak yapılmış ve bu şekilde yaygınlaşmıştır.

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun