"Sen dağları görürsün de, yerinde durur sanırsın. Oysa onlar bulutun yürümesi gibi yürümektedirler." (Neml, 27/88) ayetini açıklar mısınız?

Tarih: 28.12.2011 - 00:00 | Güncelleme:

Cevap

Değerli kardeşimiz,

NEML SURESİ AYET: 87-89

"Sûr'a üfürüldüğü gün Allah'ın diledikleri müstesna göklerde ve yerde bulunanlar hep dehşete kapılır. Hepsi boyunları bükük olarak O'na gelirler."

"Sen dağları görürsün de, yerinde durur sanırsın. Oysa onlar bulutun yürümesi gibi yürümektedirler. Bu, her şeyi sapasağlam yapan Allah'ın sanatıdır. Şüphesiz ki O, yaptıklarınızdan tamamıyla haberdardır."

"Kim iyilikle gelirse, ona daha iyisi verilir ve onlar o gün korkudan da emin kalırlar."

Bir de sen dağları görürsün de onları yerinde durur sanırsın. Halbuki onlar bulutun yürümesi gibi yürümektedirler. Bu âyet iyi anlaşılmış değildir Müfessirler bunu "Dağlar sallanıp yürütüldüğünde..." (Tekvîr, 81/3), "Dağlar atılmış yün gibi olduğu..." (Kâria, 101/5) âyetleri üzere kıyamet günü dağların yün gibi atılıp yürütülmesi manzarasının bir tasviri kabul etmişlerdir. Buna göre bu âyet "hepsi O'na dehşete kapılarak gelir." (Neml, 28/87) cümlesine matuf olarak bu görüş, bu sanış, bu bulut gibi geçiş, hep ilerde o feza günü olacak.

Fakat buna göre "Sen onları durur sanırsın." cümlesi yakışıksız kalır. "Oysa, onlar bulutun yürümesi gibi yürümektedirler." denilmesi daha uygun olurdu. Çünkü "O gün dağlar bulut gibi geçecekler de o halde sen onları camid duruyor sanacaksın" denilmesi, şiddetlendirmek değil hafifletmek oluyor. Şu halde "TERÂ" ile "TEHSEBU" bu güne, "VE HİYE TEMURRU" o güne ait olmak ihtimali kalır. Yani "bu gün hal-i hazırda dağları görürsün câmid hareketsiz sanırsın, halbuki, onlar kıyamet günü bulut geçer gibi geçeceklerdir" demek olur. Bu surette ise -TEHSEBUHE- fazla kalır -VETERAL CİBALE CAMİDETEN- denilmesi daha uygun olurdu.

Bunun için müteahhirin'den bazıları "VE HİYE TEMURRU" fiilinin de şimdiki zamana ait olması gerekeceğine hükmederek, bununla yeryüzünün hareketini ispata çalışmışlardır. Buna göre mânâ şöyle olmaktadır: "Sen bu gün dağları görür hareketsiz sanırsın, halbuki onlar hergün bulut geçer gibi geçerler." Bu esas itibariyle güzel bir mânâdır. Ancak bu geçiş yeryüzünün her gün güneş etrafındaki dönüşü olarak yorumlanınca, kıyamet halleri arasında bunun ne sebeple zikredildiği anlaşılamıyor. Bir de bütün bu görüşlerde yalnız -SEBİTETEN- "yerinde durur" demek oluyor. Ve bunun yürümekle karşılığı anlaşılsa da, bulut ile olan karşılığındaki zevk kaybedilmiş oluyor.

Bizim görüşümüze göre bu âyet, şimdiki halin her an oluş ve yok oluşunu göstererek kıyamet ve yeniden dirilmeyi düşündürmek için bir nevi delil göstermek üzere ifade edilmiştir. "VE HİYE TEMURRU MERRAS SEHABİ" Dağların aslında gezici gazlardan meydana gelmiş olup zerrelerinde bulut buharlaşır gibi olmak ve yok olmak, kimyasal değişim ile her an yeni yaratılışın devam edip durduğunu ve bu suretle yoğunluklarının da bir tek hacimde sabit kalmayıp her an değişmek ve yeniden meydana gelmek üzere bulunduğunu ve bu sebepten âlemin en sabit görülen şeylerinin bile böyle her an değişme ile bir kıyamete doğru gittiğini ve şu halde günün birinde bir üfürme ile o koca dağların yerinden bütün yoğunluklarıyla yürütülüp yeryüzünün başka bir yeryüzüne değiştirilebileceğini anlatıyor.

Hem bu gidişin nizamsız bir değişiklik ile sadece bir tahrip için değil, bulutun rahmete gidişi gibi hikmet ve intizam ile daha yüksek bir hayata geçirmek için olduğuna işaret de ediyor. Bu işareti özellikle açıklamak için buyuruluyor ki:

Her şeyi itkan eden, yani ilim ve hikmeti ile her şeyi yerli yerinde sağlam ve muntazam yapan Allah'ın sanatıdır! Şüphesiz ki O, yaptıklarınızdan tamamıyla haberdardır. Her kim bir iyilikle gelirse ona ondan daha hayırlısı var, hem onlar o iyilikle gelenler o günkü bir feza'dan, yani o üfürülme günü veya tekrar dirilme günü dehşetli bir korkudan emin kalırlar.

(bk. Elmalılı, Hak Dini Kur'an Dili, İlgili ayetlerin tafsiri)

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

Yorumlar

fnamli

Her şeyin Mutlak İlimle doğrusunu bilen Rabbimiz, bu ayette ne murad edildiğini de en iyi bilir. Müfessirin Hazeratından Mevlamız Razı olsun. İnsanoğluna ihsan edilen ilim ile açıklanan aşağıdaki ifadeler de bize ışık tutabilir... Rabbim Kitabullaha hep bağlı (online) kalmayı nasip etsin. Amin. 1. KITA KAYMASI: "Kıta"ya da "anakara" dediğimiz kara kitlelerinin dev kaya tabakalarının üstüne yerleştiği, bunlarınsa okyanusun bazalt tabanı üstünde hareket ettiği bilinmekte... Yapılan hesaplamalara göre, yılda 3 ilâ 20 santimlik bir yer değiştirme, bir "kayma" söz konusu... Jeologlara göre, bundan 230 milyon yıl öncesine kadar dünyada tek bir kara parçası varmış. "Pangaea" olarak anılırmış bu süper-kıta... O tarihte, tam kestirilemeyen, nedenlerle bu süper-kıtanın bazı bölümlerini su basmış, bazı yerleri okyanus tabanına çökmüş ve böylece ortaya bugünkü kıtalar çıkmış... Kıtaların hareketi bugün de sürmekte... Örneğin, Kuzey Amerika kıtası, yılda 8 santimetre hızla, Avrupa kıtasından uzaklaşmakta, batıya hareket etmekte... Atlas Okyanusu, bugün, 1492 yılına göre 36-37 metre daha geniş kısacası...

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
devrimselaydin

Allah razı olsun

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun