Cinler insanlara ne tür zararlar verebilir? Cinlerle insanlar dostluk kurabilir mi; kurabilirse nasıl kurabilir?

Tarih: 11.01.2012 - 00:00 | Güncelleme:

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Cin çarpması, toplumda oldukça yaygın olan bir anlayıştır. Hemen herkesin, cin çarpmasıyla ilgili anlatacağı birden fazla olay vardır. Ancak, bu sadece bizde değil, hemen bütün toplumlarda böyledir.

Şibli, cinlerin insan bedenine girip zarar verebileceğine, aralarında Ebu’l-Hasan el-Eş’ari’nin de bulunduğu Ehl-i Sünnet alimlerinin inandıklarını, makalelerinde bunu açıkladıklarını ve Bakara suresinde bulunan ve faiz yiyenlerin durumunu bildiren ayette;

“Riba (faiz) yiyenler kendilerini şeytan çarpmış birer deliden başka bir halde (kabirlerinden) kalkamazlar.”(1)

buyurulmasını buna delil gösterdiklerini kaydetmektedir. Ahmet b. Hanbel’in oğlu Abdullah kendisine “Bazı kimseler, cinin insan bedenine giremeyeceğini söylüyorlar. Sizin bu konuda ne dersiniz?” diye sorduğunda, Ahmet b. Hanbel, “Onlar yalan söylemişlerdir.” diye cevap vermiştir. (2)

Cinlerin insanlara “hangi şartlarda zarar verebileceği” konusunda ise, şunlar söylenebilir:

“Cinler, ehl-i imana, daha çok cünüplük ve hayız-nifas hallerinde; abdestsiz, namazsız hayat sürenlere de yine bu hallerde musallat olup, onları değişik şekilde ve değişik seviyede baştan çıkarabilirler. İşlenen her bir günah, şeytan ve habis cinlere açılan bir kapı ve pencere durumundadır. Bilhassa hassas tipler, bozuk ruhlular, duadan ve dualıların atmosferinden uzak lâubali hayat yaşayanlar, çabuk cinlerin tesirine girerler. Tabii ki, cinlerin hayat sınırlarını ve hukuklarını ihlal ve besmele çekmeden evlerini ve yurtlarını işgal de, cinlerden zarar görmede mühim faktörlerdir. Bu yüzden Efendimiz (s.a.v), bize pis yerlere girerken dua etmemizi öğretiyor ve onların bulundukları mezbelelik, çöplük, hamam, otluk, hela ve hatta kabirlerde namaz kılmamızı yasaklıyor. Evet Efendimiz, helaya girerken, “Allahümme innî eûzü bike mine’l-hubsi ve’l-habais.” dememizi öğretiyor, hayatımızın her safhasında dualı olmamızı, bu kabil zararlı oklara hedef olmaktan korunmamızı temin edecek bir kale ve kalkan sayılabilecek temiz muhitlerde bulunmamızı, temiz insanlarla düşüp kalkmamızı, dualarla bir atmosfer oluşturmamızı ve ibadetle korunmamızı emrediyor."

"Öyleyse, cinlerin her türlü kötülüğünden emin olmak isteyen, her şeyden önce günahlardan şiddetle kaçınarak, onların girecekleri delikleri kapamalıdır."

Cinlerde insanlar gibi iman etmekle mükelleftir. İster bu aleme geçme özelliği olsun ister olmasın, cinlerin hepsi insanlar gibi mükelleftir. Onlara da peygamberler gönderilmiştir. Kur'an-ı Kerim okunduğu zaman cinlerin kafirleri olan şeytanlar insanlara yaklaşıp zarar verememektedir. Ancak Müslüman cinler Kur'an-ı Kerim okunan yerlere girebilirler.

Asr-ı saadetten bir hadise bize bu konuda ışık tutmaktadır:

"Hz. Ayşe (r.a.) validemiz bir gece cinler tarafından yatağından kaldırılarak yüksek bir mahkemenin huzuruna getirilir. Hz. Ayşe validemiz sebebini sorunca: 'Sen cinlerden bir Müslüman katlettin. Bunun mahkemesi yapılacak.' denildi. O da: 'Ben nerede bir cin öldürdüm?' dediğinde ona cevap verildi:"

"Sen Kur'an-ı Kerim okurken, bizim Müslüman cin kardeşlerimizden birisi bir yılanın içine girerek seni dinlemeye geldi. Siz hanenizde o yılanı görünce öldürdünüz. Dolayısıyla içinde bulunan kardeşimiz de öldü. Bunun hesabı görülecek." (3) ) Hadisenin sonunda barış ve anlaşma yapıldı. Olay tatlıya bağlandı."

Cinlerin ve bütün mevcudatın üstünde halife olarak gönderilen insan, mahiyet ve yaradılış özelliğinin yanı sıra, zeka, akıl, hafıza, muhakeme ve ibadet bakımından cinlere nazaran üstündür. Semavi bir dinden ders almayan bazı cinler, şeytandan aldıkları ders ile karakter itibariyle insanların bu üstünlüğünü kabul etmezler; onları kıskanırlar.

Bununla ilgili olarak Cenab-ı Hak Kur'an-ı Kerim'de,

“Şüphesiz biz insanı ahsen-i takvimde yarattık.” (Tin, 95/4)

buyurmakla, insanın sadece cinlerden değil, bütün varlıklardan daha üstün olduğunu bildiriyor.

Cinler, insanların üstünlüğünü tanımadıkları gibi, onları güç durumda bırakır ve kendilerine muhtaç olmaları için ellerinden geleni yaparlar. Cinlerin mahiyetini ve yapılarını bilmeyenler, cinlerden medet umarlar. Cinci ve üfürükçüler, bu safdilleri ve bilgisizliği iyi değerlendirirler.

Cinlerin mahiyetini, yapılarını ve bünyelerini bilmeyen kişiler, bazen onları gözlerinde çok büyütürler. Yani cinleri her şeyi bilen, her şeye gücü yeten, üstün kabiliyetli, insanların fevkinde görürler veya gösterirler. Bu tamamen bir hezeyandır.

Dipnotlar:

(1) Şiblî, Cinlerin Esrarı, s. 258.
(2) Şibli, A.g.e., s. 256-257.
(3) Kurtubi, el-Camiu Liahkami'l-Kur'an, 16/214,215.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Kategori:
Okunma sayısı : 50.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun