Ben öğrenciyim, babamın haram parasıyla umreye gitsem olur mu, yaptığım ibadetlerden sevap alır mıyım?

Tarih: 31.01.2012 - 00:00 | Güncelleme:

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Hac görevini, Mekke dışından gelenler için, iki bölüme ayırmakta fayda vardır.

a. Haccın yapıldığı mekâna/Mekke-i mükerremeye ulaşmak için yapılan yolculuktur.

b. İkincisi, bildiğimiz hac ibadetini yerine getirmektir.

Hac ibadetinin kendine özel sevabı olduğu gibi, bu ibadetin yapılabilmesi için olmazsa olmaz şartı, olan yolculuk sürecinin de ayrıca sevabı vardır.

" Oraya gitmeye gücü yeten kimseye Allah'ın evini (Kâbe’yi) ziyaret etmek, Allah’ın insanlar üzerindeki bir hakkıdır." (Al-i İmran, 3/97)

mealindeki ayette bu iki husus açıkça vurgulanmaktadır. Ayette geçen "Oraya gitmeye gücü yeten,.." ifadesi, hac yolculuğu için gereken maddi imkânların zorluğuna; ayetin geri kalan kısmında ise, doğrudan hac ibadetinin önemine vurgu yapılmıştır.

Buna göre, oraya gitmek için gereken maddi imkânları bulamayan kimsenin hacca gitme mecburiyeti yoktur. Umre ise Şafii ve Hanbelilere göre, hac gibi farz, Hanefî ve Malikilere göre ise sünnettir. (bk. El-Fıkhu'l-İslamî, III/9).

Bu açıklamalarla şu sonuçlara varabiliriz:

a. Bir sünnet olan umre ibadetini -zorunlu olmadığı halde- gayrimeşru bir yolla yerine getirmek, takdir edilir ki, uygun bir iş değildir. İmam Gazali'nin de ifade etiği gibi, hac/umre yapmak isteyen birisinin ilk yapması gereken "günahlarından tövbe etmesi, borcunu ödemesi, haksız yere aldığı insanların malını geri vermesi, nafakasını vermekle mükellef olduğu kimseler için, geri gelinceye kadar yetecek miktarda bir mal bırakması, gidip gelinceye kadar kendisi için de gereken miktarda helal ve temiz maldan yanında bulunması şarttır. (İhyau'l-ulum, I/252).

b. Hac/umre ibadeti, yolculuktan bağımsız bir ibadettir. Dolayısıyla, dinî yönden iyi olmayan bir yolla gidilmiş olsa bile, bu ibadetin geçerliliğne ve yapılan ibadetlerden alınacak sevaba engel olmaz ve kişi yaptığı ibadetlerin sevabını alır.

Ayrıca şöyle bir ruhsat da düşünülebilir:
Bilindiği üzere, elinde haram bir malı bulunan kimsenin yapacağı iki şey vardır. Eğer haram olan malın sahibi belli ise, sahibine iade edilmesi gerekir. Yok eğer sahibi belli değilse, bunu fakirlere vermesi gerekir. Bu durumdaki fakirlerin yabancı veya akraba olması arasında bir fark yoktur. Buna göre, soru sahibinin babasının haram olan malı sahibi belli olmayan bir şey ise ve bu çocuğu da gerçekten fakir ise, bu takdirde bu haram maldan ona da verebilir. Fakir olan bu kimselerin alacağı bu haram mal onlar için caiz olduğuna göre, onunla hac veya umre yapabilirler.

Bununla beraber, "Müftüler fetva verseler bile, siz yine de kalbinize/vicdanınıza danışın." mealindeki hadis-i şerifi unutmayalım.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun