Borcu olan kişi borç verebilir mi? Bir kısmı uzun süreli olan birçok kimseye ödemem gereken borcum varken, maaşımla bu borçların bir kısmını ödemek yerine, borç isteyen birine yardımcı olmam uygun olur mu?

Tarih: 09.02.2012 - 00:00 | Güncelleme:

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Borç verme İslâm'da sevaptır; dinimiz bunu teşvik etmiştir. Hatta bazı durumlarda sadaka vermekten de sevaptır. Cenâb-ı Hakk şöyle buyurur:

"Eğer Allah'a içten gelen istekle ödünç verirseniz, Allah onu sizin için kat kat artırır ve sizi bağışlar. " (Teğâbun, 64/17).

Peygamber Efendimiz (s.a.s.) de bir sadakaya on misli sevap verileceğini, borç vermeye ise on sekiz misli sevap verileceğini bildirmiştir. (Tergîb ve't-Terhîb, II/40).

Bir kimse borç verdiği para vs.'nin bir kısmını veya tamamını bağışlayabilir. Borçlusu güç durumda ise ona kolaylık gösterilmesine, hatta mümkün ise alacağını bağışlamasını teşvik etmiştir. Kur'an-ı Kerîm'de:

"Borçlu darda ise eli genişleyinceye kadar ona mühlet verin. Bilmiş olsanız borcu bağışlamanız sizin için daha hayırlıdır." (Bakara, 2/280)

buyrulur. Yani şayet borçlulardan herhangi bir kimse zor durumda kalmış ise "darda ise, eli genişleyinceye kadar mühlet veriniz. " Böyle bir durumda verilecek olan hüküm, onun borcunu rahatlıkla ödeyebileceği zamana kadar imkân tanımaktır.

" Eğer bilirseniz sadaka olarak bağışlamanız sizin için daha hayırlıdır. "

Borçlunuz olan kimse borcunu ödeyemeyecek kadar zor durumda olursa, ona mallarınızı veya bir kısmını sadaka olarak bağışlamanız kıyamet gününde sizin için daha hayırlıdır. Burada "eğer bilirseniz" şartının getirilmesi, teorik olarak bilmeden kasıt, beraberinde amelin de söz konusu olduğu bir bilgidir. Buna göre takdirî mana şöyle olur: "Şayet sizler bunun Allah katında olduğunu bilerek gereğince amel edecek olursanız, ona sadaka olarak bağışlamanız için daha hayırlıdır."

Tebarânî'nin Ebu Umâme (r.a.)'den nakline göre Rasûlullah (s.a.s.) şöyle buyurdu:

"Kendi gölgesinden başka hiçbir gölgenin bulunmayacağı bir günde Allah'ın kendisini gölgelendirmesini arzu eden bir kimse, zor durumda kalmış olana kolaylık sağlasın veya onun borcunu indirsin." (İbn Kesîr, Tefsiru'l-Kur'ani'l-Azim, İstanbul 1984, I, 491). Bu manada pek çok hadis vardır.

Buhâri Ebu Hüreyre'den şöyle rivayet etmektedir: Hz. Peygamber (s.a.s.) şöyle buyurdu:

"İnsanlara borç veren bir tüccar vardı. Zor durumda kalmış birisini görünce çocuklarına, onun borcunu affedin, belki Allah bizi bağışlar derdi. Nihayet Allah da onu bağışladı. " (a.g.e.).

İmam Ahmed'in rivayetine göre İbn Ömer şöyle dedi: Rasûlullah (s.a.s.) şöyle buyurdu:

"Duasının kabul olunmasını, kederlerinin açılmasını isteyen, borcunu ödeyemeyen, zorda kalmış kimseyi bu durumdan kurtarsın." (Ahmed b. Hanbel, II/23)

Taberâni İbn Abbas'dan şöyle dediğini rivayet etmektedir: Rasûlullah (s.a.s.) şöyle buyurdu:

"Borcunu ödemekte zorluk çeken birisine kolaylıkla ödeyeceği zamana kadar mühlet veren bir kimseye, Allah da günahı sebebiyle tövbe edinceye kadar mühlet verir. "

İbn Abbâs'ın rivayet edip İmam Ahmed'in kaydetmiş olduğu hadise göre Rasûlullah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:

"Borcunu ödemekte zorluk çeken birisine mühlet veren veya borcunun bir kısmını bağışlayan kimseyi yüce Allah Cehennem ateşinden korur." (Buhârî, Buyû' 17; Müslim, Zühd 74; Tirmizî, Buyû' 67; İbn Mace, Sadakat 14; Ahmed b. Hanbel, I/ 327, II/359).

İmam Ahmed Bureyde'den rivayetle: "Peygamber (s.a.s.)'in şöyle buyurduğunu dinledim:

"Borcunu ödemekte zorluk çeken birisine mühlet veren bir kimse, her gün için onun gibi bir sadaka vermiş gibi olur."

Bureyde devamla dedi ki: Sonra da onun şöyle buyurduğunu dinledim:

"Borcunu ödemekte zorluk çeken birisine mühlet veren bir kimseye, mühlet verdiği her gün için iki katı sadaka yazılır. " Bunun üzerine ben:

"Ey Allah'ın Rasûlü, seni, 'Borcunu ödemekte zorluk çeken birisine mühlet verene her gün için onun gibi sadaka vardır.' derken dinledim; sonra da yine seni, 'Borcunu ödemekte zorluk çeken birisine mühlet veren kişiye her gün için iki kat sadaka verilmiş gibi olur.' buyurduğunu işittim." Hz. Peygamber şu cevabı verdi:

"Borcun vadesi gelmeden önce verdiği her bir mühlet için onun gibi bir sadaka vardır. Borcun vadesi geldiğinde ona mühlet verecek olursa iki katı sadaka vermiş gibi olur." (Ahmed b. Hanbel, IV, 442-443, V, 300, 308)

Diğer bir husus da borcun gereksiz ve mazeretsiz olarak geciktirilmesidir. Bu konuda Hz. Peygamber (s.a.s) şöyle buyurmuşlardır:

"Zenginin borcunu geciktirmesi zulümdür. Biriniz (alacağı) bir zengine havale edilirse kabul etsin."(Buhârî, Havale 1-2; İstikraz, 12; Müslim, Müsâkât, 33; Ebû Davûd, Buyû', 10; Nesâi, Buyû, 100, 101; Tirmizî, Buyü', 68; İbn Mâce, Sadaka, 8; Mâlik, Buyü', 84; Dârimî, Buyû', 48; Ahmed b. Hanbel, II/71, 245, 254, 260).

Burada matl (geciktirme), bir kimsenin borcunu vermeyi geciktirmesi, alacaklıyı oyalaması, savsaklaması karşılığında kullanılmıştır. Kurtûbi bu kelimenin, "ödemesi gereken borcu, imkânı varken ödememek" manasına olduğunu söyler.

Hadis-i şerif'te, önce borcunu ödeme imkânına sahip olduğu halde, borcu ödemeyip geciktirmenin zulüm olduğu belirtilmektedir.

Bazı âlimler ise bu cümlenin "zengine olan borcu geciktirmek zulümdür." manasına geldiğini söylerler. Bu durumda hadisi "Zengine olan borcu ödemeyip geciktirmek zulüm olduğuna göre, fakire olanı geciktirmek öncelikle zulümdür." şeklinde anlamak gerekir. Ancak, yukarıda da işaret edildiği gibi, âlimlerin büyük çoğunluğu önceki manayı benimsemiş ve hadis "Zenginin borcunu geciktirmesi zulümdür." şeklinde anlamışlardır.

Rasûlullah (s.a.s.) genç bir deve borç almıştı. Kendisine, sadaka develeri geldi. Bana, (alacaklı) adama genç devesini ödememi emretti. Ben Efendimize: "Develer arasında altı yaşını doldurmuş güzel bir deveden başkasını bulamadım." dedim. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz:

"Adama onu ver, şüphesiz insanların en hayırlısı borcunu en iyi ödeyendir. " buyurdu (Müslim, Musâkât, 118, 128; Tirmizî, Buyû', 73; Nesâi, Buyû', 64; İbn Mâce, Ticaret, 62; Dârimî, Buyû', 31; Mâlik, Buyû', 89; Ahmed b. Hanbel, VI, 375, 390).

Borçlu kişi, elinde imkanı olduğu halde borcunu ödemeyip borç aldığı kişiyi mağdur etmesi caiz değildir. Bu bağlamda başkasına da borç veremez. Eğer imkanı varsa gününden önce ödemesi daha doğru olur. Ancak borcun ödeme günü gelmemiş ve alacaklılar da mağdur olmayacaksa, gününde borcunu ödeme imkanı varsa başkasına borç verebilir.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun