Hz. Ömer ile yaşlı kadın arasındaki geçen olay nedir?

Tarih: 11.03.2017 - 01:29 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Hz Ömer ra ile yaşlı kadın arasındaki geçen olayın sıhhat derecesi nedir?
1) Hz. Ömer (r.a.) bir seferinde yaşlı bir kadının yanından geçerken, bu kadın onu durdurmuş, o da onunla konuşmaya koyulmuş. Bir adam:
- Ey mü’minlerin emîri, bu yaşlı kadından ötürü sen insanları beklettin deyince, o şöyle cevap vermiş:
- Yazık sana, sen bunun kim olduğunu biliyor musun? Bu, Allah Teala’nın, şikayetini yedi kat semanın üstünden dinleyip kabul ettiği kadındır. Bu kadın, Allah Teala’nın, "Kocası hakkında seninle mücadele eden ve Allah’a şikayet etmekte olan kadının sözünü elbetteki Allah işitmiştir..." [Mücadele suresi, 1] ayetini indirdiği Havle’dir. [er-Reddü ale'l-Cehmiyye, s. 26; Dârimî rivayet etmiştir]
2) Selef alimlerinin, Allah’ın yedi kat semanın üstünden dinlemesi ve kabul konusunda görüşü nedir?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Cevap 1:

Soruda kaynak olarak verilen Darimi'nin er-Reddü ale'l-Cehmiyye isimli eserde, bu rivayet için bir değerlendirme yapılmamıştır. 

Buhari Tarih’inde bu bilgiye yer vermiş, ancak sıhhati konusunda bir açıklama yapmamıştır. (Buhari, et-Tarihu’l-kebir, 4/245)

İbn Ebu Hatim bu rivayeti, babası – Musa b. İsmail – Ebu Seleme – Cerir yani İbn Hazım – Ebu Yezid yoluyla rivayet etmiştir. Ancak bu rivayet, Ebu Yezîd ile Hz. Ömer arasındaki ravi olmadığı için munkatı’dır. Bu nedenle bu senetle gelen rivayet zayıftır. (bk. İbn Kesir, Mücadele Suresi 1. ayetin tefsiri)

Bu rivayet, tarih kaynaklarında daha detaylı olarak şöyle anlatılır:

Bir gün içlerinde Carud el-Abdî'nin de bulunduğu bir grupla Mescid-i Nebevî'den çıkarak yürümeye başlayan Hz. Ömer, biraz sonra yolda bir hanıma rastladı. Hz. Ömer selam verince Havle adındaki hanım mukabele etti. Sonra Hz. Ömer'e:

- Dur ey Ömer, dedi. Hz. Ömer durarak onu dinledi. Hz. Ömer'e nasihat etmeye başlayan Havle Hatun:

- Günler ne çabuk geçiyor ya Ömer! Sana "Ömercik" diye söylendiği günleri hatırlıyorum. O zamanlar Ukaz Panayırı'nda koyun otlatıyordun. Çok geçmeden "Ömer" diye hitap edilmeye başlandı. Aradan yıllar geçti, şimdi sana "Müminlerin Emiri" deniyor. Halkın yönetimi konusunda Allah'tan kork! İyi bil ki, kim sakındırılan kötülüklerden uzak durursa uzaklar ona yakın kılınır. Ölümden korkan, iyilikleri kaçırmaktan da korkar, dedi.

Hanım sahabenin sözü uzattığını düşünen Cârud el-Abdî araya girdi.

- Müminlerin Emiri'ne yaptığın konuşmayı uzattın ey kadın, diyerek kendince Hz. Ömer'in rahatsız edilmesini önlemeye çalıştı. Hz. Ömer:

- Onu bırak! Hem sen onun kim olduğunu biliyor musun? O Havle binti Sa'lebe'dir. O, Allah'ın yedi kat göklerin ötesinden şikâyetini dinlediği kişidir. Âlemlerin Rabbi'nin dinlediği kişinin sözlerini Ömer dinlemesin mi? Vallahi Ömer, daha fazla dinlemeli. Vallahi, eğer o geceye kadar beni bırakmasa namaz vakitleri hariç, onun işini halledinceye kadar yanından ayrılmazdım, dedi. (bk. İbn Sa'd, Tabakât, 8/378; İbn Hacer, el-İsabe; İbn Abdilber, el-İstiab Havle bint Salebe md.)

Cevap 2:

Bazı âyet ve hadislerde Allah'a atfedilen ve ciheti andıran “fevk”, “semâ”, “istivâ”, “ulüv” gibi kelimeler, O’nun azamet, yücelik ve üstünlük niteliklerine sahip olduğunu anlatmak için zikredilmiştir.

Şu halde Allah, herhangi bir cihette ve dolayısıyla bir mekânda bulunmayan, âlemin içinde veya dışında gösterilmesi mümkün olmayan madde ötesi bir varlıktır.

Allah Rab’dır, büyüklük ve azamet sahibidir. Yaratıklar ise küçük, hakir, acizdirler. Kur'an’da Allah için kullanılan “fevk = yukarı” kavramı onun bu rububiyetine bakar. Çünkü yaratan yaratılanlardan üstündür. Yoksa, Allah’ın ezeli olan zat-ı akdesi ve sıfat-ı mukaddesesi için asla kullanılamaz.

Beyhakî’nin de işaret ettiği gibi, Selef-i salihin tarafından kullanılan bu gibi ifadelerin dayanağı, Kur'an’da Allah hakkında kullanılan “Gökte olan...” (Mülk, 67/16, 17) mealindeki ifadelerdir. (Beyhaki, el-Esma ve's-Sıfat, 2/238)

Bu ayetin manası ise, gerçekte Allah’a bir mekan izafe etmek değil, onun yüceler yücesi bir varlık olduğu gerçeğidir. Bu ifade hâkimiyeti, üstünlüğü ve yüceliği ifade eder.

“Göklerde de ilah olan O’dur, yerde de ilah olan O’dur. O, yegâne Hakîm’dir / hüküm ve hikmet sahibidir, yegâne Alîm’dir / her şeyi hakkıyla bilendir.” (Zuhruf, 43/84)

mealindeki ayette, Allah’ın hem göklerde hem de yerde yegâne ilah olduğuna, her iki yerdeki mahlukların yalnız ona ibadet ettiğine vurgu yapılmıştır.

İlave bilgi için tıklayınız:

İmam Maturidi, Allah mekandan münezzehtir, kim gökte derse kafir ...
Allah'ın gelmesi gibi ayetler neden tevil edilir?

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun