Yaşama sevinci nasıl kazanılır?

Tarih: 09.08.2017 - 00:46 | Güncelleme:

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Cenab-ı Hak insana binlerce duygular, hisler vermiştir. İnsanın bu duyguları tatmin edildiği takdirde, mutlu olur ve yaşamdan lezzet alır.

Nasıl ki insan acıktığı zaman, karnını doyurunca o isteğini tatmin etmekten gelen bir zevk alıyorsa, aynen onun gibi diğer duyguları da tatmin olmak ister.

İnsan kalbi; Allah için sevmek, sevilmek ister.

Vicdanı; kontrol mekanizması olarak doğru hareket edilmesinden lezzet alır.

Aklı; Cenab-ı Hakk'ın eşsiz sanatlarını tefekkür etmek ister.

İnat hissi; Hakk’ta sebat etmek ister.

Göz, görmek; kulak, işitmek; dil tatmak ister.

Bunun gibi şehvet, hayal, hamiyet, şefkat, merhamet, sehâ, vefâ, şecaat vs gibi pek çok duygunun da kendisine has lezzetleri vardır. Tatmin edildikleri takdirde insan mutlu olur. Bir çocuğa şefkat gösterdiğinde, şefkate muhtaç o yavrunun mutlu olması gibi...

Ancak bütün bu duyguların tadabileceği lezzetler de imtihan gereği haram ve helal olarak ayrılmıştır.

Kalp, Allah’ın razı olmayacağı sevgileri içine almamalı; dil, helal olmayanı tatmamalı; göz, harama bakmamalı; şehvet de yine Allah’ın rızasına uygun olarak tatmin edilmeli ki, hakiki lezzeti alabilsin. Yoksa bu dünyadan lezzet alayım derken ahiretimizi berbat edebiliriz.

Zaten Allah’ın rızasına uygun hareket etmeyen hangi ruh yaşama sevincini elde edebilir ki?

Dünya hakiki zevk yeri değil, bir imtihan meydanıdır. Bu meydanda, bir takım nimetleri tatsak bile, Üstad Bediüzzaman'ın ifadesiyle, “Tasavvur-u zevalden gelen elemler kalbi kanatıyor.” Alınan lezzet ondan ayrılmanın elemi yanında çok küçük kalıyor.

Öte yandan, dünya nimetlerine kavuşmak için büyük gayretler gösteriliyor. Çekilen sıkıntılar, saatlerce, aylarca sürdüğü halde, alınan lezzet birkaç dakika, yahut birkaç saat kadar kısa kalıyor.

Bu dünya bütün şaşaasıyla gölgeler âlemidir, asılları ahirettedir.

Dünyadaki bahçeler, cennet bahçelerinin gölgeleri, dünyadaki nehirler cennet ırmaklarının gölgeleri olduğu gibi, dünyadaki zevkler ve hazlar da cennettekilerin gölgeleri hükmündedir.

Buna göre, dünya nimetleriyle cennet nimetleri arasında, bir meyveyle gölgesi arasındaki fark kadar bir farklılık vardır.

O ebedi saadete ve o sonsuz zevk ve hazlara kavuşmanın en önemli sebebi, bu dünya hayatında meşru olmayan zevklerden uzak durmak, meşru zevklerde de israfa girmemektir.  

Bu şuurda olan bir mümin, “Dünyada rahat yoktur.” hadis-i şerifinin ışığında, dünyanın rahat etme yeri değil, çalışma yeri olduğunu bilir. Yaratılış gayesi olan ibadet görevini aksatmadan yerine getirir.

Cenâb-ı Hak, yaratmış olduğu her mahluka; meleklere, hayvanlara, bitkilere, hatta cansız mahluklara yaratılış vazifelerini yapmalarından dolayı onlara mahsus bir lezzet vermiştir. Bu onlara İlâhî bir ikramdır. Allah’ın rahmetinin bir tecellisidir.

İnsana, duygularının helal dairede tatmini suretiyle verilen lezzetler de daha bu dünyada Allah’ın bir ikramıdır. Bu lezzetleri aldığı için insanın yaşama sevinci olur.

Allah bu dünyayı insan için azaba çevirmemiş. Asıl yurdumuz olan ahirete bu dünyada hazırlanırken, bize lezzetler sunmuş. İnsan helâl dairede bu lezzetlerden istifade etmeli. Ama her lezzette, o lezzetin bitmesi gibi bir elemi de koymuş ki, asılları olan ahirete talip olalım.

Zaten insanın bu dünyaya gönderilmesinin hikmeti ve gayesi, Hâlık-ı Kâinat'ı tanımak ve ona iman edip ibadet etmektir.

İnsan yaratılış gayesine uygun hareket ettiği takdirde hayatı anlam kazanır ve yaşamdan lezzet alır.

İlave bilgi için tıklayınız:

Manevi eksiklik mutsuzluğun sebebi olabilir mi?.. 

Biz, iman eden kişinin mutlu olacaklarını söylüyoruz. Dinini yaşayan ...

Sağlıklı ve mutlu olmak için ne tavsiye edersiniz?

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 10.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun